“Eyvah, yerde yatıyor konuşamıyor!”, “Annemi uyandıramıyorum!”, “Babam, sağ kolunu oynatamıyor, seslenince hep sol tarafına bakıyor!”, “Eşimin gözüne aniden perde indi!”, “Annem peltek konuşmaya başladı, söyledikleri anlamsız!”, “Yataktan kalkamıyor!”, “Yemek yiyince boğazına kaçmaya başladı.” Bu cümleler size tanıdık geliyor mu? Tabi ki başka başka yüzlerce soruna bağlı olabilir ama yüzde 85-90 ihtimalle, yakınınız beyin damarlarından birinin veya birkaçının tıkanmasına bağlı “akut inme” geçiriyordur. Aileden ya da çevreden buna benzer durumlar yaşadıysanız eminim daha çok merak ediyorsunuz. Yaşamadıysanız bile bu yazı belki hayatınızı kurtaracak. Geçtiğimiz ay 29 Ekim Dünya İnme Günü idi. Biraz gecikmeli de olsa bu önemli konuyu mutlaka köşeye taşımak istedim. İnmede hayat kurtaran tedavileri uygulayan uzmanlar nöroradyologlardır. Ben de uzmanına sordum. O halde Yeditepe Üniversitesi Radyoloji Bölüm Başkanı Nöroradyoloji Uzmanı Doç. Dr. Başar Sarıkaya’nın anlattıklarına kulak verelim. Böyle bir durumda yapmanız gereken tek şey vakit geçirmeden 112’yi aramak olmalı. O arada evde tansiyon aleti varsa tabi ki tansiyonunu ölçebilirsiniz ama yüksek bulursanız şaşırmayın ve kesinlikle hastanın varsa kullanmış olduğu tansiyon ilaçlarından daha fazla doz verip de tansiyonu düşürmeye çalışmayın! Yine tansiyonu düşürür diye sarmısaklı yoğurt vesaire sakın vermeyin çünkü yutma fonksiyonları bozulduğundan ağızdan alınacak her türlü besinin akciğerlere kaçarak solunumu tehdit etme ve uzun dönemde akciğer enfeksiyonuna yol açma riski vardır. 112’yi olası tanı hakkında bilgilendirmek, onların da hastayı hangi sağlık merkezine ulaştıracağı konusunda size gelirken plan yapmalarına yardımcı olacaktır. (Örnek olarak: Babam galiba felç geçiriyor…)
Sağlık ekipleri yoldayken, siz de en son yakınınızı ne zaman sağlıklı gördüğünüzü hatırlamaya çalışın. Çünkü damar tıkanıklığı meydana geldiğinde aniden bulgu verir ve tedavi planı açısından tıkanıklığın hangi saatte kaynaklandığının büyük önemi vardır. Hasta sizin yanınızda ise saati kesin belirlemeniz kolaydır ama onu o halde bulduysanız, o zaman en son sağlıklı gördüğünüz saati belirtmenizde yarar var. Örnek olarak en son üç saat önce tuvalete giderken gördüyseniz ve artık uyandıramıyorsanız veya yukarıda bahsedilen bulgular varsa bu hadisenin son üç saat içinde geliştiği anlamına gelir. Kesin bir zaman tayini için yeterli değil ama en azından tahminde bulunmayı kolaylaştırır.
Son yıllara kadar böyle bir hasta başvurduğunda öncelikle beyin tomografisi gibi görüntüleme yöntemleri yapıldıktan sonra beyin kanaması gibi durumlar dışlanır ve yoğun bakımda kan inceltici ilaçlar başlanırdı. Ancak, artık özellikle ABD ve diğer batı ülkeleri başta olmak üzere damardaki pıhtıyı eriten veya çıkartan tedavi yöntemleri gittikçe önem kazanmaktadır. İlk 3-4.5 saat içinde bir sağlık merkezine başvuran hastalar eğer bir takım kriterleri karşılıyorlarsa o zaman bir nörolog denetiminde damardan pıhtı çözücü ilaçlar kullanılabilir. Doktorunuz böyle bir tedavinin avantajlarını, dezavantajlarını, risk ve komplikasyon olasıklarını sizinle mutlaka paylaşmalıdır. İlk 6-8 saat içinde başvuran uygun hastalar için ise bir diğer yöntem anjiyografik yolla tıkalı damara ulaşarak pıhtının çıkartılması veya pıhtıyı eriten ilaçların direk olarak pıhtının içine verilmesidir. Bu tedavi yönteminin avantajları ise damarın açıldığını anjiyografik yolla anında görüntüleyebilmek, dolayısıyla daha etkin sonuç ve daha az kanama riskidir. Ancak bu ikinci yöntemin en büyük dezavantajı deneyimli girişimsel nöroradyologlar tarafından yapılması ve bu nedenle ülkemizde çok az sayıda hekim tarafından güvenli ve başarılı bir şekilde uygulanabilmesidir. Yine de şunu söyleyebiliriz ki, şansınız yaver gider ve bu zaman diliminde hastanızın damarı başarılı bir şekilde açılırsa, ömrünün geri kalan kısmını felçli olarak geçirmeyebilir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre Dünya’da her yıl 15 MİLYON kişi inme geçiriyor. Bunlardan 5 milyonu kaybedilirken, 5 milyonu kalıcı engelli hale geliyor.
HAFTANIN NÖROBİLGİSİ
Avustralya Melbourne Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre günde 8 saat ve üzeri çalışmak inme riskini yüzde 33 artırıyor. Yani inme riskiniz haftanın 5 günü her gün 8 saatin üzerinde çalışırsanız üçte bir artıyor.
ALZHEIMER HASTALIĞINDA KÖK HÜCRE TEDAVİSİ
ABD-Michigan Üniversitesi’nde dizayn edilen yeni bir çalışma yayımlandı. Bu çalışmada yeni geliştirilen bir molekül olan NSI-532.IGF1 Alzheimer modeli oluşturulan fareler üzerinde denendi. NSI-532.IGF1 adı verilen molekül insan nöral kök hücresi ile IGF1 adı verilen beyin hücrelerini hasarlanmaktan koruyan aslında vücudumuzun ürettiği bir maddenin birleşiminden oluşuyor. Alzheimer’li farelerin beyinlerine direkt verilen bu madde beyindeki amiloid plaklarını azalttığı gibi, zihinsel işlevlerde de iyileşme sağlamış. Molekülle ilgili yeni çalışmalar planlanıyor.