En fiyakalı haysiyetsizliğin ilk ve en çok bilinen, tanınan adıdır; siyasi suikastçılık. Haysiyetli, onurlu hiçbir insan evladı, işi, mesleği, duruşu ve konumu siyasetçilikten ibaret olan insanlara kepaze pusular kurup onları acımasızca infaz etmez. İnsan olmak, göğüs kafesinde bir kalp taşımak buna engeldir. Ancak insan olmayanlar, göğüs kafesinde bir kalp yerine saf kötülük lağımı taşıyanlar, siyasi suikastlardan medet umup bununla böbürlenebilirler.
Siyasi suikastların yöntemi adice olduğu gibi, gerekçeleri de her zaman kepazecedir. "Kürdistan’da işbirlikçiliği yaşatmayacağız". Manşetlerden ilan edilen ölüm fermanı işte bu rezilliktir. Düşkünlük ve sefalet katmanları içinde oluşturulan ideolojik jargona göre "işbirlikçilik" ihanetle özdeş tutulur. Cezası da infaz edilerek uygulanan ölümdür.
Siyasetin en önemli meziyet ve erdemi olan uzlaşma ve işbirliğini, lanetli bir davranış olarak ilan eden ve her fırsatta bu "suçu" cezalandıran PKK, kendi tarihinde, acaba hangi işbirlikçiliklerin altına nasıl imzalar atmıştır?
Kurulduğu ilk gün lideri Abdullah Öcalan tarafından "Ben bu partiyi MİT'in parasıyla kurdum" diyen, örgüt ve lideri mi işbirlikçi değil? Dahası lideri Abdullah Öcalan yakalanıp Türkiye'ye getirildiğinde uçaktan inerken basına şunu söylemedi mi? "Benim anam da Türk, ben devletime hizmet etmeye hazırım" demedi mi? Dedi. Peki şimdi neden işi siyaset olan insanlara salt AK Parti’de siyaset yapıyorlar diye siyasi suikastler düzenleniyor? Bu mantığı anlamak mümkün değil, çünkü mantık insanca çalışmıyor. Biz kaldığımız yerden PKK’nın kronolojik olarak yaptığı işbirliklerinin dökümünü listelemeye devam edelim.
1977'den 1980 yılına kadar darbeci Kenan Evren ve askeri vesayetin bütün odaklarıyla işbirliği yapan örgüt mü işbirlikçi değil?
1980 yılından 1998 yılına kadar Hafiz Esad yönetimiyle her türlü işbirliği (ekonomik, siyasi, askeri ve istihbari) içinde olan bir örgüt mü işbirlikçi değil?
1999 yılından 2004 yılına kadar Ergenekoncu askeri vesayetin siyasi stratejisini belirlediği bir örgüt mü işbirlikçi değil!
2009 yılında Oslo görüşmelerine katılım sağlayan bir örgüt nasıl işbirlikçi olmaz?
2013'ten 2015 yılına kadar İmralı görüşmelerini yürüten bir örgüt işbirlikçi değil de nedir?
2013 yılından bu yana İran’la her türlü işbirliği yapan bir örgüt, insanları "işbirlikçi" olarak etiketleyip öldürme hakkına sahip olabilir mi?
İran'la yaptıkları siyasi işbirliğinin gereği olarak hem eylemsizlik kararı alındı, hem de PKK'nın İran seksiyonu olan PJAK feshedilmedi mi?
Hala Irak’ta özellikle de Şengal'de Haşdi Şabi ile hızlı bir işbirliği içinde olan kim? Elbette PKK. Şengal'de YPJ birlikleri için Irak hükümetinden maaş alan kim? Elbette PKK.
Kapitalist moderniteye karşı olduğunu ilan ettiği halde -ki yukarıda alıntıladığımız manşetin hemen altında bir küçük spot daha yer alıyor. Orada da şöyle yazılıyor "Ne Erdoğan'a ne de Kapitalizme geçit verelim'' diyen örgüt- Kapitalizmin babası olan ABD ile her türlü işbirliğinin, gırtlağına kadar içinde değil mi?
“Yalanın vergisi yoktur” derdi rahmetli babam. Ne kadar da doğru söylemiş. Yalanın, riyanın ana söylem haline geldiği bir yapılanmadan doğru şeyler beklemek aptallıktır.
Böyle bir yapılanma Barışçı olamaz.
Böyle bir yapılanma demokrat olamaz.
Böyle bir yapılanma demokrasiye inanmaz.
Böyle bir yapılanma insan haklarına riayet edemez.
Böyle bir yapılanma barış içinde bir arada yaşayamaz.
Doğasından bunlar yoktur. Onun doğası yılanın doğası gibidir, eninde sonunda ısırır.