Fatih Terim’in MİY maçı içindeki ve sonrasındaki tepkileri bir ‘imparator ağırlığına’ yakışan tepkiler değildi.
Ve bunların gerçek nedeni hakemin kararları da değil, düpedüz, bir ufaklığın ortaya çıkıp sahada imparatorun takımını silkelemesiydi.
MİY bir gol attı, birkaç golün pozisyonuna girdi. Hem de söke söke... İlk yarım saatte üçlük olabilirdi G.Saray!
Hakem gole giden son adamın düşürülmesine çıkardığı kırmızı kartta da yüzde yüz haklıydı.
Terim’in işleri sahada umulmadık biçimde kötü gidiyordu... Golü yemişti, başka pozisyonlar vermişti ve yetmemiş 10 kişi kalmıştı. Korku, şaşkınlık çöküvermişti. ZTK gitmiş, ŞL bitiyordu. Ya şampiyonluk da kaçarsa? Tüm havası batardı!
Fatih hocamın özellikle gergin durumlarda bastıramadığı büyüklenme duygusu, kibri ortaya çıktı.
Onu çıldırttı!
MİY ikinci yarıda ilk yarıdaki oyun anlayışını koruyabilse idi, G.Saray’ın hamlesi işe yaramayabilirdi. İyi ki koruyamadı. Yoksa çılgın adam sayısı hızla artıp bir büyük felaketi getirebilirdi. Terim’in ateşi önce kulübedeki kendi iş arkadaşlarını yakmaya başlayıp tribüne çıkardı, sonra tribünden yandaşları sahaya indirmeye... Günler sonra sokağa dökülüp, TFF’ye yürüdüler!
Bir ‘imparatorun’ bunları üretmesi doğru mu?
Başkan Aysal’ın aynı ateşe kapılıp, sıcağı sıcağına bildiri yayımlaması ve bildirinin başında taraftarı tahrik edip, sonunda “tahriklere kapılmayın!” demesi mantıklı mı?
Terim’in maçtan sonra medya üzerinden kendine oynamayı sürdürmesi, TV ekranına çıkıp, kendine karşı kuralların farklı işletilmesini istemesi olacak şey mi?
Sedat Doğan’ın Terim’e ‘özel koruma’ beklemesi ne tuhaf!
Kural herkese eşit uygulanır.
Ayrıca hakemler kural koymaz, uygular.
Sen eğer kuralı yetersiz sayıyorsan, onu değiştirmenin çabasını harcarsın. Bu bir haktır hatta önde gelen insanlar için görevdir.
Ama önde gelen insanlar mevcut kuralların, “Ben şu kadar yıllık hocayım bana farklı davranılmalı” gibi bir yaklaşımla kendisine toleranslı uygulanmasını isteyemez.
Ağır abi, damarına basılsa bile kendini tutabilmekle, topluma örnek olabilmekle saygı görür.
Terim kendine karşı oynanan bir ‘itibarsızlaştırma’ oyunundan söz ediyor. Kimse kimsenin itibarını yok edemez. Kendinden başka. Şaş ve Davala da bunu öğrenmelidir.
Dördüncü hakem ile teknik adamların didişmelerinden tiksiniyorum. Buna bir çözüm bulunmalı. Ancak şu gerçek ki o bölge için konan kurallara uyulduğunda hakemler hiçbir sorun çıkarmıyor. Sorunu tetikleyen, hakeme giden hep teknik adamlar.
Terim şimdi binlerce çılgın üretti.
Kötü örnek oldu.
Vebali onadır.