CHP’nin İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun oy istediği bir kadının, çantasından çıkardığı Erdoğan fotoğrafıyla cevap verdiği o videoyu görmüş olmalısınız.. Elbette olay tamamen spontane yaşanıyor. Elbette bir kurgudan söz etmek için yeterli veri yok elimizde. Fakat aklımı kurcalayan bir şey var.. İkidir İmamoğlu’nun karşısına hep “Erdoğan’lı muhalefet” denk geliyor.. Neden mesela; “Hayır biz size değil Binali Yıldırım’a oy vereceğiz..” diyen insanları görmüyoruz? Arz edeyim... Görmüyoruz, çünkü o görüntüler paylaşılmıyor… Sadece içinde “Erdoğan” geçen diyaloglar pazarlanıyor.. Çünkü İmamoğlu’nun belediye başkanlığı falan gibi bir derdi yok. Dolayısıyla Binali Yıldırım’la da bir rekabete girişmiyor.. Çünkü İmamoğlu’na verilen söz belediye başkanlığı değil, CHP’nin 1 numaralı koltuğu.. Yani İmamoğlu 31 Mart’a değil, 1 Nisan’a hazırlıyor kendisini.. Rakibini de kendi belirliyor anlayacağınız.. Fakat atladığı bir şey var. Rekabet ortamının oluşması için, bir kişinin kendine rakip seçmesi yetmiyor… Fare de kediye kafa tutabilir pekâlâ... Bakalım kedi oralı oluyor mu? O önemli…
Ülkücü Meral Hanım’a PKK ile mutluluklar
Meral Akşener ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun geri kalan bazı başka seçim bölgelerinde de anlaştıkları haberlerini okuduk.. Üsküdar’da mesela itirazı vardı Akşener’in. “Kendi ilçemde bari kendi partimden birine oy atayım” diyordu. Kısmet değilmiş olmadı. Ancak(PKK’lı teröristler için) “o gerillalar da vatan evladı değil mi?” diyen Celal Doğan’ı durdurabildi güç bela.. Bunu da kâr sayıyorsa diyecek söz yok.. O halde MHP ile ülkücülük yarışında bayrağı kimselere kaptırmayan Meral Hanım’a PKK ile kurdukları bu yeni ittifakta mutluluklar dileriz.. İzah etsinler seçmenlerine; “PKK sizi tükürüğüyle boğar” diyen diyen biriyle, aracında PKK’ya giden silahlar bulunan biriyle, “devletiniz seri katil” diyen biriyle, “ezanlar ağzıma ağzıma okunuyor, inip de imam mı kesem” diyen biriyle nasıl işbirliği yaptıklarını.. Anlatsın da kalbi; vatan, millet, bayrak, ezan sevgisiyle atan seçmeni de anlasın bakalım bi’zahmet..
Yeni Vatikan Büyükelçimiz Lütfullah Göktaş
Son zamanların en isabetli büyükelçi görevlendirmelerinden birine tanık olduk. Türk basınının usta ismi Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Lütfullah Göktaş, Vatikan’a büyükelçi olarak atandı.. Onu sadece “Erdoğan’ın sağ kolu büyükelçi oldu” diye anlatırsak büyük haksızlık etmiş oluruz.. Zira Lütfullah Göktaş, Marmara Üniversitesi’nde hem İlahiyat hem de felsefe eğitimi aldı.. Ardından Roma’daki “Vatikan Gregoryus Üniversitesi”nde “Dinler Tarihi” alanında master yaptı.. (O yıllarda, Roma’da Papalığa ait üniversitelerin tek Müslüman öğrencisiydi..) Senelerce NTV’nin ve Anadolu Ajansı’nın Roma temsilciliği görevinde bulundu.. Çok önemli edebiyat dergilerine yazılar yazdı. Pek çok kitabı Türkçeye kazandırdı. İngilizce, İtalyanca, Arapça başta olmak üzere çok sayıda dil biliyor.. Gazeteci-Yazar, İlahiyatçı, Dinler Tarihi ve Vatikan Uzmanı bir isimden söz ediyoruz.. Böyle donanımlı bir ismin bu derece önemli bir göreve getirilmiş olmasını çok önemsiyorum.. 8 yıl boyunca Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Türk ve dünya medyası arasında kritik önemde bir görev yapmış olan ve bunu da başarıyla yerine getirmiş olan Lütfullah Göktaş’a bu yeni görevinde de başarılar…