CHP İstanbul adayı İmamoğlu, bugüne kadar hiçbir siyasinin yapmadığını yaptı. Türkiye’nin önde gelen medya patronlarını, ailelerin isimlerini vererek kameralar önünde tehdit etti:
"Rakibimin bana cevabını yayınlıyorlar ama benim söylediklerimi yayınlamıyorlar. Şahenk ailesine ait NTV'yi, Demirören ailesine ait CNN Türk'ü, Ciner ailesine ait Habertürk'ü uyarıyorum. Gün gelir isimlerini anmaktan bile vazgeçerim."
Haberi okur okumaz; acaba medya patronları, bu emsali olmayan parmak sallama karşısında ne yapacaklar, kendilerine ait gazetelerde “gün gelir…” ifadesiyle aba altından sopa gösterilmesine nasıl bir tepki verecekler, diye düşündüm. Sosyal medya hesabımdan da, “Bakalım yarın, bu patronların gazeteleri ne yazacak?” diye sordum.
Çünkü böyle durumlarda gazetelerde kurum adına başyazı yayınlanır. Basın hürriyetinden, özgür basından, tehditlere pabuç bırakılmayacağından bahsedilir.
Öyle bir şey olmadı.
İmamoğlu’na doğrudan bir cevap bile verilmedi. Sadece İmamoğlu’nun parmak sallama ile ilgili sözleri; Demirören Medya Grubu bünyesinde bulunan gazete ve televizyonlardan ortak bir mesajla paylaşıldı. Hürriyet, Milliyet, Vatan ve CNN Türk, İmamoğlu’nun açıklamalarını aktardığı tweet ve haberde, "İmamoğlu'nun medyayı tehdidini üzüntüyle takip ediyoruz" başlığını kullandı.
NTV ve Habertürk’ten gelen kurumsal bir tepkiye de rastlamadım.
Daha da ilginci, özgür basın üzerine mangalda kül bırakmayan Fatih Portakal’ın FOX TV’de bir tepkisini bilmiyorum. Sözcü gazetesi ve malum yazarları da İmamoğlu’nun tehdidini görmezden geldiler. “Sinsiler” dediğim ilkesizler güruhu da sustular.
Basın Konseyi ve Gazeteciler Cemiyeti’nin de bir protestosunu bilmiyorum.
Hadi Kılıçdaroğlu neyse ama Akşener ve Karamollaoğlu’dan da bir tepki gelmedi.
PKK’nın siyasi kolu HDP ile işbirliğini bile sineye çekenlerin böyle tehditleri boşvermesi yadırganacak bir şey değil.
İmamoğlu gerçek yüzünü göstermiş ve kontrolü kaybederek içindekini döküvermişti.
O sempatik, janjanlı lider adayı, makyajı dökülünce asıl kimliğini sergileyivermişti.
Devirdiği çamın büyüklüğünü görünce de inkâra başvurdu. “Ben medyayı tehdit etmedim, bunların hiçbiri benim ruhumda yok. Ben bazı kurumlara, ne kadar itibarlı olduklarını hatırlattım” dedi.
İşte insanların aklıyla alay etmenin tam örneği…
İmamoğlu aslında eleştirdiği medyadan yeterince ilgi gördü. Seçim süreci boyunca ekranlar ona hep açık tutuldu.
FOX TV’de Fatih Portakal, CHP ve kendisi için parlatma, buna karşılık AK Parti için taraflı, kasıtlı, düşmanca yayınlar yaparken, tehdit ettiği kanallarda kendine bolca yer buldu.
CHP’li kitle şaşırmış mıdır, duraksamış mıdır bilemiyorum. Ama “aradığımız lideri bulduk” derken CHP’nin tek parti dönemi faşist ruhunun birden İmamoğlu’nda ortaya çıkışı bizler için hiç sürpriz olmadı.
O barışçı, o herkesi sarıp sarmalayan, o kimseyi ötekileştirmediğini söyleyen Ekrem İmamoğlu, mazbatasını YSK kararı olmadan alamadığı için zıvanadan çıkıverdi.
CHP zihniyetinin temsilcilerinin ruhuna işlemiş parmak sallama ile karşımızda artık asıl İmamoğlu var.
Daha belediye başkan adaylığı sırasında “uyarıyorum” diyerek tehditler savuran birinin, koltuğa oturduğunda neler yapabileceği konusunda medya patronlarının üzülmenin ötesinde korkmaları gerekir.
Daha belediye başkanı olmadan bu tehditleri savuran biri acaba güç sahibi olunca neler yapar?