İstanbul merkezli Tokat İmam Hatipliler Derneği’nin (TİHDER) mensuplarıyla düzenli olarak yaptığı toplantılardan sonuncusu geçtiğimiz Pazar günü icra edildi.
İcra edildiği mekân da toplantı sonunda yapılan panel de orijinaldi.
Mekân, tarihi Yenikapı Mevlevihânesi’ydi. Restore edildikten sonra Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’ne tahsis edilmiş olan bu mekân üniversitenin değişik birimlerine hizmet veriyor.
Üniversite Genel Sekreteri Alim Türkyılmaz bey de evsahipliği yaparak TİHDER’e destek oluyor.
***
Panel konusu da orijinaldi. ‘Türkiye’de DEAŞ Profili ve İmam Hatipler.’
Bu konuyu dernek başkanı Cemal Yılmaz Bey gazetemizde yayınlanan bir yazıdan yola çıkarak seçmiş.
Başkan Yılmaz, İmam Hatip müfredatının DEAŞ sempatizanı yetiştirdiği mealindeki talihsiz bir tivit’e tepki koymak amacıyla bir panel tertip etmeyi düşünmüş.
Star gazetesi Açık Görüş sayfasında 31.12 2016 tarihli ‘Türkiye’de DEAŞ profili ve İmam Hatipler’ (http://www.star.com.tr/acik-gorus/turkiyede-deas-profili-ve-imam-hatipler-haber-1172234/) başlıklıyazıyı görünce konunun ismi de teşekkül etmiş.
Yazıyı neşreden Necati Anaz beyi arayarak bu paneli teklif etmiş o da kabul edince program netleşmiş.
***
Panelde iki konuşmacı vardı. Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Avcı ve İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Necati Anaz.
Konuşmasını slayt sunumu ile yapanAvcı, İmam Hatipler konusunu kapsamlı bir şekilde ele alarak bu okullardan D..Ş sempatizanı çıkmasının mümkün olmadığını izah etti ve bir dizi tavsiye ile konuşmasını tamamladı.
***
Anaz ise konuyu bir saha araştırmasıyla destekleyerek ele aldı ve rakamlarlaİmam Hatiplerden D..Ş’e hiçbir şekilde militan gitmediğini anlattı.
Ayrıca dünya ülkelerinden D..Ş’e katılım ele alındığında Türkiye’nin en son sırada yer aldığını dolayısıyla sadece İmam Hatipler değil Türkiye’deki İslam anlayışının D..Ş benzeri örgütlere ve fikir akımlarına itibar etmediğini saha araştırması (D..Ş’e katılıp ölenlerin/dönenlerin aileleriyle birebir yapılan görüşme) sonucu ortaya çıkan rakamlarla izah etti.
Yapılan saha araştırması sonucu D..Ş’e katılanların hemen hepsinin dini eğitim almamış seküler geçmişe sahip gençlerden oluştuğu ortaya çıkmış.
***
Netice olarak dini eğitim almış ne İmam Hatip mezunlarının ne de Türkiye’de bulunan hiçbir cemaatin D..Ş’e ilgi duymadıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.
D..Ş’e sempati duymayabilirler ancak Sahih İslam’ı öğrenemeyen ama dine ilgi duyanlar, FETÖ benzeri sapkın akımların esiri olabilirler/oluyorlar!
Dolayısıyla ben eskiden beri,gelecek kuşakları sadece D..Ş’ten değil FETÖ ve benzeri sapkın akımların şerrinden korumak için Sahih İslam ilk okuldan itibaren mecburi ders olarak müfredata dahil edilmelidir diye düşünüyordum, paneldeki sunumlar da beni teyit etmiş oldu.