İlm-i nefsin modern psikolojiye göre iki güçlü tarafı var. Birincisi Allah’la kurulan yaratılış bağı ile bütüncül bir insan ve evren anlayışına sahip olması. İkincisi ise insan hayatını anlamlı hale getirmesi.
İlm-i nefs bilgi alanının modern psikolojiye göre iki zayıf yönü var. Birinci zayıflığı ilm-i nefs bilgi alanının tarihsel olup güncel olmaması. İkincisi ise teorik pratik dengesinde aşırı teorik olması. En azından bu alanda üretilenler bugünün dünyasındaki ihtiyaç ve sorun alanlarına cevap verir pratiklikte değil. Halbuki modern psikoloji hem güncel hem de pratik çıktıları yüksek.
İlm-i nefs vahiy bilgisi değil
Vahiy ile birlikte Müslümanlar insan ve doğası, yaratılış, evren, ölüm ve sonrası ile ilgili bir anlayışa ulaşmışlardı. Vahiy ve sünnetle hukuk ve sosyal yaşam düzeni oluşturmuşlardı. Kendileri bir birikime sahipken 3. Yüzyılda Yunan düşüncesi ile karşılaştılar. Yunan düşüncesi bilme şekli açısından kendine özgü bir felsefi metodolojiye sahipti. Aynı zamanda insan, ruh, toplum, devlet, adalet vb. alanlarda etkileyici felsefi düşünceler oluşturmuşlardı.
İşte İlm-i nefs bilgi birikimi Müslüman ilim adamlarının kendi bilgileri ile Yunan felsefesinden gelen bilgi ve metodolojinin etkileşimi sürecinde kuruldu. Sonrasında kendi iç etkileşimi ile kendine özgü bir seyirde evrildi. Bu alanda Haris el- Muhasibi, Kindi, Farabi, İbn-i Sina, Ebubekir Razi, Gazali, Fahruddin Razi, İbnu’l Kayyım el-Cevziyye, İbn Haldun vb. kişiler katkı sağladı.
İlm-i nefs bilgi alanı içindeki ilim sahibi kişilerin kendi içlerinde farklılaştıkları, hatta önemli oranda ayrıştıklarını söylemek gerekir. Bu anlamda İlm-i nefs alanındaki herhangi bir görüşe karşı çıkmak vahye karşı çıkmak değil, ilmi bir görüşe karşı başka bir ilmi görüş söylemektir.
İlm-i nefs geleneğinde beyin neredeyse yok
İlm-i nefs geleneksel dönemde üretilen psikoloji ilminin haliydi. ilm-i nefsi büyük oranda felsefi yaklaşımlar oluşturdu. Mikropların, hücre DNA’sının, atomların bilinmediği bir dönemde üretilmiş bir bilgiydi. Psikoloji açısından da beynin nöron hücrelerinin, beyin kimyasallarının, beyin dalgalarının, anatomik ve fonksiyonel görüntülemesinin olmadığı bir dönemde üretilen bilgiydi. Doğal olarak da ilm-i nefs bilgi alanı içinde beyin neredeyse yoktu.
Bugünün ilm-i nefsi nasıl olur?
İlm-i nefs bilgi alanı büyük oranda tarihsel yani güncel değil. Bu ilim geleneği birkaç yüzyıldır kesintiye uğramış durumda. Dolayısıyla da günümüzde temsiliyeti oldukça zayıf. İlm-i nefs psikoloji alanında bir şeyler söyleyen insanlar silsilesi ve birikimi ise bugün bu geleneğe bağlı kişiler ne söyleyebilir. Farabi, Razi, İbn-i Sina, Gazali Eflatun, Aristo ve birbirleriyle etkileştilerse, bugünün filozof ve ilim/bilim insanları ile etkileşerek ilm-i nefsi kurmak gerekiyor. Bugün nörobilimi, kuantum fiziği ile nöron etkileşimlerinin açıklanmasını, yapay zekâ tartışmalarını, zihin felsefesi birikimini muhatap alarak bir ilm-i nefs inşası gerekiyor.
İlm-i nefs geleneği de modern psikoloji de yetersiz
İnsanın psikoloji açısından anlaşılması henüz tamamlanmış bir mesele değildir. Hatta tamamlamanın ötesinde bilinç ve canlığı oluşturan şeyin mekanizması/oluş şekli hakkında çok az şey biliyoruz. Yani ilm-i nefsin de modern psikolojinin de çözemediği bir durumla karşı karşıyayız. İki taraf ta bir anlama modeli sunuyor ama ikisinin önermeleri de gerçeklik budur diyebileceğimiz bir düzeyde değil.