Mesih Planı 14 ve 15. yüzyılda, İspanya’da gecelerini gündüzlerine katarak çalışan Zionist Kabalacılar tarafından tasarlanmıştı. Plan, Yahudi-Zionsit egemenliğinde bir dünya anlamına gelen Mesih’in yeryüzüne inişi için ,Kutsal Kitapta yazılı olan kehanetlerin salt Yahudileri eliyle gerçeğe dönüştürülmesini öngörüyordu!
İlk kehanet Yahudi ırkının dünyanın dört bir yanına dağılmasıydı. Kabalacıların sürekli tahrikleri sonucunda Yahudi göç, İspanya’dan başladı. Sürgünün başladığı sırada bilinmeyen denizlere yelken açan Kristof Kolomb, bir iddiaya göre, Kabalacı zenginlerin büyük desteğini gördü. Yahudilerin yayılması için dünyanın bir başka yanını keşfetmek çok önemliydi. Dahası bu yeni topraklar Yahudiler için bir göç merkezi olacaktı.
Yahudilerin dünyanın dört bir yanına dağılmalarıyla ilgili kehanet 1650’lerde büyük ölçüde tamamlandı. Mesih Planının kehanetleri sürerken tasarımın stratejik yönü de devam ediyordu. Strateji, Yahudilerin önündeki güçleri ortadan kaldırmaya yönelikti. Kutsal toprakların Yahudilerin olmadığını öne sürenlerin ortadan kaldırılması şarttı. Bunun için de ikinci büyük kehanetin gerçekleşmesi şarttı. O da Katolik Kilisesinin ortadan kaldırılmasıydı. Katolik Kilisesinin gücünü ortadan kaldırabilirlerse Avrupa’nın desteğini alarak Kutsal Topraklara döneceklerine inanmışlardı. Yahudiler tek başlarına Kiliseyi alt edemeyeceklerini bildiklerinden Tapınakçılarla ittifaka girdiler. Bu mücadele çok uzun sürdü. Fransız devrimi ve talyan ulus devletinin kurulmasıyla Batı’da Katolik Kilisesi çok zayıfladı. Yeni seküler bir düzen kuruldu ve Kabalacılar bunu kullanmaya başladı. ...
Yıllar birbirini kovaladı ve II: Dünya Savaş’ı sırasında uygulanan Yahudi Soykırımı, Avrupa’nın ruhsal yapısını bozdu. Avrupa soykırıma yeterince karşı çıkmadığı, kapılarını Yahudilere yeterince açmadığı için kendini suçluyordu; suçlamakta da haklıydı! İkinci Dünya Savaşı sonrasında, 1948’de Yahudilerin yüz yıllardır süren düşleri gerçekleşti ve İsrail kuruldu. Müttefikler savaş sonrası ellili yılların başında, Orta Doğu’yu kan gölüne çevirdi. Yeni yeni kurulan ülkelerin başına acımasız diktatörler getirdi; iç savaşları körükledi.
MESCİD-İ AKSA’YI YIKMAK!
Mesih Planı’nın kehanete dayalı yönünde “Yahudilik ve İslam arasında, gerçekte her iki İlahi din de barış yanlısı olmasına karşın bir çatışma gerekmektedir. Şimdilik gerçekleşmeyen bu son kehanet Süleyman Tapınağı’nın yeniden yapılmasıyla başlayacaktır. Siyasi Siyonizmin tanımlamasını yapan Kabalacı Hirsch Kalischer’e göre, “Siyonistler Kudüs’ü ele geçirdikten sonra, Süleyman Tapınağı’nın yeniden yükselmesiyle Mesih’in gelmesi yolunda son engel de” ortadan kalkmış olacaktır.
İşte Mesih Planı’nın Müslümanlarla Siyonistleri karşı karşıya getiren kehanete dayalı eylemi buradadır çünkü Süleyman Tapınağının yapılabilmesi için, onun eski yerinde duran iki İslam mabedinin, Mesaid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra’nın yıkılması gerekmektedir. Bunu da dünya Müslümanları hiç bir biçimde kabul etmez, edemez!
İslam dünyasıyla böyle bir savaşı göze alamayan Siyonistler, bu gün için sadece gelişmeleri izlemekle yetinmekte. El Kaide geliyor, dünyayı kana buluyor, Usama bin Ladin öldürülüyor ve El Kaide ortalıktan kayboluyor! Tam dünya bu beladan kurtulduğu için rahat bir soluk alacakken bu kez DAEŞ çıkıyor sahneye. DAEŞ’de, önünde sonunda yok olunca kim bilir kimi süreceklerdir sahneye, Mesih Planı’nı başarıyla sonlandırmak için...
(Ali Kuzu’nun yazdığı “Dünya’nın Derin Devleti Illumimati-Kariyer Yayınları,” okumanızı öneririm)