AK Parti-MHP ve BBP ittifakı ile Cumhurbaşkanlığı seçimi start aldı. İttifak teklifi yasalaştığında daha hızlı adımlara şahit olacağız.
Bu üç parti arasında ahenk, anlayış beraberliği ve birlikte yürüme iradesi var. Yani iki bloklu Cumhurbaşkanlığı seçiminde bloklardan biri -ki buna ‘Evet’ bloğu da diyebiliriz- duruşunu netleştirdi.
İttifak sıkıntısı ‘Hayır’ bloğunda görülüyor.
Önceki gün CHP lideri Kılıçdaroğlu bir grup gazeteci ile görüşürken, İYİ Parti ve Saadet Partisi genel başkanlarının temeli anayasa olan bir ilkeler platformu çevresinde birliktelikten söz ettiklerinin anımsatılması üzerine, “Ben olumlu bakıyorum. Tabii olabilir; ilkeler belirlenir, o ilkeler doğrultusunda eğer bir birliktelik sağlanacaksa, o ilkelerden yola çıkılarak yapılır” dedi.
Dedi ama somut olarak bu sözler ne anlama geliyor orası henüz belli değil.
‘Evet’ bloğunda aday şimdiden belli: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.
‘Hayır’ bloğunun adayı kim, belli değil. “İlkeler platformunda bir araya gelmek” prensip olarak tamam. Ancak bu blok görülen kadarıyla bir isim üzerinde ittifaka sıcak bakmıyor.
İYİ Parti adayını belirleyip ilan etti: Meral Akşener. Saadet Partisi, “Biz kendi adayımızı çıkaracağız, Abdullah Gül de olabilir” diyor. Sayın Gül isminin açıkça telaffuz edilmesine rağmen adayım ya da değilim demeyi erken buluyor.
CHP’de genel eğilim bir daha “Ekmeleddin İhsanoğlu” formülünü kabul etmeyecekleri yönünde.
HDP de kendi içinden bir aday gösterecek, o da belli.
Bu verilere göre ‘Hayır’ bloğunun ne yapacağını anlamaya çalışıyoruz.
Seçim öncesinde bir isim üzerinde ittifak etmeyeceklerine göre şu mu olacak?
‘Hayır’cı dört parti de ayrı ayrı aday gösterecekler. Dördünün de hedefi Erdoğan’ın ilk turda seçilmesini önlemek. İlkelerinden biri bu...
Eğer seçim ikinci tura kalırsa Akşener, “ikinci turda Erdoğan’ın karşısındaki rakip ben olacağım” iddiasında.
Oysa CHP’nin adayının ikinci tura kalması ihtimali daha kuvvetli...
Şimdi sıkıntı şurada, CHP’li bir adayın Erdoğan karşısında kazanma şansı var mı? (Bilindiği gibi Cumhurbaşkanı adayı olan, milletvekili adayı olamıyor. Ben baştan beri, CHP’nin başında kalmak için Kılıçdaroğlu’nun, milletvekilliğini tercih edeceği kanaatini taşıyorum.)
Saadet Partili ve HDP’li bir adayın ikinci tura kalma ihtimali hiç yok.
Ancak Abdullah Gül üzerinden bir hesap yapılabilir mi?
Bunu neden bir ihtimal olarak görüyoruz? Belirttiğim gibi Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, Gül ismini aday olarak telaffuz etti ve Gül’den henüz bir açıklama yok.
Ben Gül isminin Erdoğan’ın karşısına çıkarılması ihtimalini kuvvetli görenlerdenim.
Gezi olaylarından beri Erdoğan’ın gitmesi üzerine hesaplar, organizasyonlar yapıldı. Bilhassa ABD ve Avrupa Birliği bu konuda gözünü karartmış durumda.
Atlantik cephesi Erdoğansız bir Türkiye istiyor.
Erdoğan’ın kaybetmesi için bütün Batılı çevreler ve imkânlar seferber edilecektir. İş dünyası-medya-sivil toplum kuruluşları hepsi devreye girecektir.
Bu sefer, 15 Temmuz’da göremedikleri hesabı da görmek isteyecekler.
Bunun için de bütün ihtimalleri değerlendirecek, Erdoğan karşısında en kuvvetli adayı sahneye çıkaracaklardır.
Sayın Abdullah Gül, böyle bir hesabın içinde olabilir mi? Böyle bir projede görev alır mı?
AK Parti’nin kurucularından olması, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapmış olması dolayısıyla, AK Parti tabanından oy devşirecek isim olarak Gül’ü görüyor olabilirler.
Son aylarda yaşananlar, Erdoğan’ın Gül’e yönelik tepkileri, bu çevreleri Gül’ü öne çıkarmak için tahrik etmiş olabilir.
Bu soruları sormamızın tek sebebi Sayın Gül’ün suskunluğudur.
Hala bir açıklama yapmamış olması soruları gündemde tutuyor...