"Biz eleştirilerimizde ‘kral çıplak’ filan demedik daha” demiş Bülent Arınç!
Sahi o meşhur hikayede “Kral çıplak” diye bağıran kimdi?
Bir günahsız çocuk!
Sayın Arınç, “Kral çıplak” ifadesini kim için kullanmayı düşünüyorsunuz bilmem ama bir de şöyle bir darbımesel var Barnabas İncili’nde geçen: “İlk taşı günahsız olanınız atsın.” “İsa mabede girince, kendisine zina suçu işlemiş bir kadın getirdiler. (Fitneciler) Aralarında dediler, ‘Eğer onu kurtarırsa, bu Musa’nın kanununa aykırıdır der onu suçlarız. Eğer mahkum ederse, bu kendi akidesine aykırıdır. Çünkü o merhamet tebliğ etmektedir.’ Bu şekilde İsa’ya varıp, ‘Muallim, bu kadını zina ederken bulduk. Musa böylesinin recm edilmesini emretmişti. Sen ne dersin?’dediler.
İsa eğildi, parmağıyla yerde bir ayna yaptı ve içinde herkes kendi kötülüklerini gördü. İsa doğrulup parmağıyla anayı gösterdi ve dedi ‘Aranızda günahsız olan ona ilk taşı atsın” ve yeniden eğilip aynayı çizdi! Bunu gören insanlar, en yaşlısından başlayarak bir bir çıktılar. (Barnabas İncili 201’nci bab) Sahi “Kral çıplak filan demedik daha” diye konuşan, “Kral çıplak” diyen çocuk kadar masum mudur? Yoksa “Muallim İsa’nın yanına girip fitne çıkarmak isterken, aynada suretini görünce oradan sıvışan ilk yaşlılardan” mıdır? Allah, insana kaldıramayacağı söz söyletmesin! Siz de bu duaya amin demez misiniz?
Tasfiye et, teslim ol; kurtul!
Her bir olayı, dönüp dolaşıp Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığına bağlıyorlar. Her bir tekil olayı getirip, Erdoğan ile ilişkilendiriyorlar. İran ile Batı Kampı’nın Lozan’da vardıkları mutabakatı dillerine dolamışlar şimdi de..! (O mutabakatın mimarının Türkiye olduğunu mevzu bile etmiyorum!)
“Ahmedinejad’ı tasfiye eden İran, Hasan Ruhani ile birlikte nasıl da batı ile entegrasyon süreci yaşıyor” türü yazılara imza atmışlar. İran’ı bu kez öve öve bitiremiyorlar... Oysa daha düne kadar, “İran’ı şeytanlaşmakla”, “Türkiye’yi İranlaşmakla”, Erdoğan ve ekibini “Şialaşmakla” suçlayan “Paralel tayfa” şimdi İran güzellemesi yapıyor! Neden? Çünkü, onlara göre İran, “Teslim oldu kurtul.” Yani, diyorlar ki “Erdoğan’ı tasfiye edin ve Batı Kampı’na teslim olun; kurtulun!” Erdoğan’ın yıllardır yakınında olup da bugünlerde “çatlak ses” verenlerin neye hizmet ettiğini şimdi daha iyi anlıyor olmalıyız... Ne dersiniz? “Tasfiye et, teslim ol, kurtul!” Paralelin kaleminden damlayan budur!
Hepsini atın
ÖSYM’nin 2010 yılında yaptığı KPSS sınavına yönelik soruşturma sürüyor. Paralel Yapı’nın neler yaptığı elbet ortaya çıkacak. Ama ben sabrımın sonundayım. YÖK’e, Milli Eğitim’e ve dahası iktidara bir önerim var. O dönem “sınavı kazanmış” olarak devlette görev alanların tümünü yeniden sınav yapın. Ve beceremeyenleri, kulağından tuttuğumuz gibi kapının önüne koyun!
Aydın Doğan,sözünün eri değil
2011 yılının son baharıydı. Hükümet medya sahipleri ve yöneticilerini bir araya getirmişti. Zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ev sahipliğinde Başbakanlık Resmi Konutu’nda gerçekleşen toplantıda terör örgütlerinin propaganda maksadıyla medyayı nasıl kullandıkları meselesi konuşuluyordu. (Konuşulanları burada yazacak değilim) Lakin, o günErdoğan’ın tam karşısında oturan ve söz alan bir isim vardı ki onun söyledikleri ile yaptıkları arasındaki tezatı burada nakletmeliyim.
Adı: Aydın Doğan!
Aydın Doğan, o toplantıda “Terörle mücadelede yerimiz devletin yanıdır!” dedi. Aydın Doğan, Başbakan Erdoğan’a terörün Doğan Medya’yı “propaganda aracı” olarak kullanmasına müsaade etmeyeceği sözünü verdi. “Üzerimize ne düşüyorsa onu yapacağım” taahhüdünde bulundu..! Bugün 31 Mart’ta İstanbul Adliyesi’nde (Şehit Mehmet Selim Kiraz Adliyesi) yaşanan terör saldırısı sırasında ve ertesi günü... Aydın Doğan’ın kalemşorları... Ekran yüzleri... Ve dahası “amiral gemisi” ile “fırkateynleri”nden; Teröristleri öven, destek veren... Devleti “aciz”, teröristleri haklı göstermeye matuf twit’ler, yazılar, fotoğraflar gördük! Sahi Aydın Doğan, 2011’de dönemin Başbakanı Erdoğan’a, bizim şahitliğimizde verdiğin söze ne oldu?