Fenerbahçe, kendi evinde Şükrü Saracoğlu Stadı’nda umulmadık kötü bir futbol sergileyip; sıkıntılı bir sonuçla Romanya deplasmanına giden oldu.
Olağanüstü sıkıntılı beklentileri ben de çekiyordum. Aykut Kocaman bu ikinci rövanş maçı öncesinde yaptığı açıklamalarda kazanacağımızı iddialı bir şekilde basına yansıtan oldu. Fenerbahçe bu maçta daha 11. dakikalarda Caner’le öne geçti. Atan Caner, asisti yapan da Gökhan Gönül’dü. Her ne hikmetse bu golden bir kaç dakika sonra kalesinde Bekir’in bir pozisyon hatasından kaynaklanarak gol gördü. Maç bu golle eşitlenirken Fenerbahçe her nedense gardı düşmüş boksör gibi iki ileri bir geri oynamaya başladı. Pozisyon üretmekte zorlanırken top kayıpları da bir kez daha ortaya çıkmaya başladı.
İlk yarı bitiminde Selçuk’un kale dibinde kaçırdığı bir gol; ümitsizliğe iter gibi oldu bizleri... Maçın ilk yarısı bu şekilde biterken; Vaslui takımı inanılmaz şekilde ümitlenen, sanki maça yeni başlamış gibi pozisyon üreten, hücumda çoğalan görüntüler sergilerken bir şekilde Selçuk’a mı, Gökhan Gönül’e mi çarpan top görüntüsünden maçın hakemi penaltı kararı verdi. Penaltıyı Vaslui’den N’doye kullanan olurken kalecimiz Volkan Demirel sahneye çıkarak bu penaltı golüne izin vermedi.
Volkan Demirel resmen yıldızlaştı. Yalnızca penaltıyı mı kurtardı? Hayır... Çok önemli iki gole daha izin vermedi. Ben ilk önce kaleci Volkan, sonra attığı iki golle Kuyt ve de iki asist yapan ökhan Gönül’ü ayrı bir yere koyuyorum.
Geldiğinden bugüne kadar ne yaptığını anlamadığımız Sow, maçın son dakikalarına yakın Alex’le yer değiştirip, oyuna dahil oldu. Öyle bir gol attı ki; sanki benim kalemime de, “Bir dakika dur bekle bakalım” der gibi nazire yaptı, Fenerbahçe’nin turu geçmesini pekiştirdi.
Kuyt santrfor değil, ama Aykut Kocaman böyle bir deneyim içinde bulundu. Mükemmel sezgileriyle de birbirinden güzel iki gol atan adam oldu. Ama şu da bir gerçek ki; Fenerbahçe özellike Kuyt’ın attığı üst üste iki golden sonra rahat futbol sergileyen; rakibine zaten gözünün ucuyla bakmadan farklı bir galibiyet alarak bundan sonra Play-Off’taki rakibini beklemeye başladı. Ben hep şunu beklerim. Saracoğlu Stadı’nda farklı kazanarak maçlara başlayalım. Çünkü oradaki 50 bin kişilik 12. adam topluluğu, evlerine sevinçli, mutlu ve gururlu gitmeyi hakediyor. Kısacası Fenerbahçe çok farklı bir galibiyetle şanına yakışır şekilde maçı noktaladı.