Çocuklarımızın akademik başarılarını, ilkokul sıralarına oturdukları andan itibaren gözlemleyebiliyoruz. Oysa uzmanlar bu başarının temelinin ilk beş yılda atılan adımlarla yakından ilgili olduğunu söylüyor.
Okulların kapanmasına az kaldı ya, bizim evde bir telaş! Unutulan ödevler mi istersiniz yoksa bir gaza gelip “Zaten okul bitiyor hemen dersimi yapayım” diye gözlerimi yaşartan tablolar mı! Elvan da Kerem de şahane bir yıl geçirdi. Öğretmenleri de memnun, biz de! Ama daha çok önemsediğim şey, onların mutluluğu! Öğrendiklerini benimle paylaşırken gözlerinde yıldızlar çakıyor! (Evet, biraz abartıyor olabilirim.) Kerem ödeve “Ne gerek var ki!” diye yaklaşıp yapmak mecburiyetinde olmanın zorunluluğuyla yaklaşıyor, ödev kağıtlarındaki resimleri boyayarak durumu kurtarmaya çalışıyor! Elvan ise ödev yapmayı büyümenin bir işareti olarak gördüğünden sanırım daha keyifli oturuyor masa başına! Yalnız burada iğneyi kendime batırma ihtiyacı hissediyorum; yaklaşık bir ay önce ödev konusunda bir ‘yalpalama’ olduğunu hissedince sazı elime aldım azıcık “Bu böyle olmuyor!” diye. Bazen, en ufak bir durum değişikliğini ‘kalıcı’ olabileceği endişesiyle karşılıyorum. Bu da işleri zorlaştırıyor. Çocuklar da şaşırıyor. Neyse ki benim dümeni doğrultmam çok uzun sürmedi. Okulda öğretmenleri ve rehberlik servisi ile konuştum, asayiş berkemalmiş! “Çok mutlular, derslerde de bir sıkıntı yok!” diye genelleyebileceğim geri bildirim rahat nefes almamı sağladı. Kendime yaptığım telkinlerin de bini bir para tabii.
OKUL ÖNCESİNİN ÖNEMİ
Çocuklarımızın mutlu olması, öğrenirken keyif almaları çok önemli ama iş gelip de akademik başarıya dayanınca bizi bazen bir telaş alabiliyor. Oysa uzmanlar, okul çağına gelene kadar zaten işin büyük bölümünün halledilmiş olduğunu söylüyor... Yüksek beyin işlevlerini ve algılama-değerlendirme ile ilgili temel görevleri yürüten beyin kabuğunun yüzde 90’ının bireyin ilk 5 yılında oluştuğuna dikkat çeken uzmanlar, aileleri çocuklarının akademik yönden başarılı olabilmeleri, odaklanma sorunu yaşamamaları için onları bu yaş aralığında sıkı takip etmeleri konusunda uyarıyor. Organize olmakta zorlanan, neye nasıl başlayacağını planlamakta zorlanan ya da ödevlerinin takibini yapmayan çocuklarıyla ilgili olarak anne-babaların bu noktada uzman desteğine başvurduğunu ama bu dönemde çocuğun veya gencin akademik yaşantısında önemli değişimler yaratabilmek için geç kalınmış olabildiğini belirten Ayna Eğitim ve Psikolojik Danışma Merkezi’nden Uzman Psikolojik Danışman Nur Ağdelen, şunları söylüyor: “Çocukların okul yaşamındaki dikkat ve öğrenme performansının nasıl olacağı, okul öncesi dönemde şekillenmeye başlar. Bu nedenle okul öncesi dönemde, çocuğun gelişimsel ihtiyaçlarının karşılanması ve gelişimsel becerilerinin yaşına uygun olup olmadığının değerlendirilmesi, gelişimsel gecikmelerin saptanması durumunda, bu konuda bir uzmandan destek alınması çok önemli. Çocuğun yaşamının ilerleyen yıllarındaki akademik etkinliklere dikkatini yöneltebilmesi, ilk beş yılındaki gelişimiyle yakından ilgili. Beyin kabuğunun yüzde 7’si 6-12 yaşlar arasında şekillenirken, 12-18 yaşlar arasında yüzde 2’si şekilleniyor. 18 yaşına gelindiğinde beyin kabuğunun gelişiminin yüzde 99’unun tamamlandığı, yetişkinliğe ise gelişimin sadece yüzde 1’inin kaldığı vurgulanıyor.”