Suudi Arabistan’ın gizli Kralı Muhammed Bin Selman, “Ilımlı İslam’a dönüyoruz” açıklamasına akla ziyan yorumlar yapıldı.
“Bize yaklaşıyorlar”diyen de oldu, “Atatürk’e de dönecekler” diyen de...
Selman’ın algı operasyonunun etkisi dışına çıkarak, şümullü bir değerlendirme yapan olmadı.
Bir kere bu Haçlı söylemi, FETÖ eylemi “Ilımlı İslam” ifadesini kimse sorgulamadı.
Herkes Selman’ın oltasına takılarak, “Radikal olmayan, soft; hoş bir şey...” gibi algıladı.
Oysa, telif hakları sadece Allah’a ait olan bir kavramdan bahsediyoruz.
Picasso’nun tablosunu görünce, “Aynısını ben de yaparım” dediği için Kenan Evren ile yıllarca alay edenler, İslamiyet’i; canlarının istediği gibi değiştirebilecekleri yazboz tahtası zannediyor.
Selman’ın “Artık terk ediyoruz” dediği neymiş; önce ona bakalım, sonra da, “Ilımlı”dan neyi kastediyor; onu anlamaya çalışalım.
Suudi Arabistan, Muhammed İbni Abdulvehhab'ın kurduğu Vehhabilik adlı sapık tarikatın, daha sonra kayınbiraderi Muhammed İbni Suud tarafından 1821’de devletleştirilmiş halidir.
Bu uğurda binlerce Müslüman’ın kanına girildi, Hicaz bölgesi bile işgal edildi.
İngilizler, İslamiyet'in kalbi olan bu bölgeyi Osmanlı İmparatorluğu'ndan koparmak için Suudları kullandı.
Bizde şart, onlarda şirk...
Vehhabilik, İslam’a karşı bir başkaldırı hareketidir.
Nitekim, mukaddes beldeleri eline geçiren Suudların ilk işi (bugünkü DEAŞ teröristlerinin yaptığı gibi) asr-ı saadetle fizikî irtibatı kesmek için bütün sahabe-i kiram kabirlerini yerle bir etmek oldu.
Aslında hac ve umreyi de tasvip etmemektedirler.
Onun için turistik gelir kapısı olarak gördükleri bu ibadetler esnasında, mübarek mekanları ziyaret eden Müslümanlara her türlü engeli çıkarıyorlar.
Çünkü, İslamiyet’in ta kendisi olan Ehl-i Sünnete göre “Meşru” olan her şey Vehhabilere göre “Memnu”dur.
Mesela tek görevi, Hücre-i Saadetin önünde, yüzünüzü Peygamber Efendimize (Sallallahü Aleyhi Vesellem) dönmenizi, "Şirk... Şirk..." ithamlarıyla engellemek olan Suud askerleri vardır.
Oysa Müslümanlar, ziyaret ettikleri mezara tapmıyor, Allah’ın rızasına kavuşmak için o sevgili kulunun ruhunu vesile ediyor.
Vehhabiliğin ılımlısı nedir?
Hakeza...
Kendilerini mukaddes beldenin hadimi olarak gören Osmanlıların kazandırdığı güzide eserleri yok etmek için özel gayret sarf ediyorlar.
Hemen her hac sezonunda, saçma sebepler yüzünden binlerce Müslümanın can vermesi Vehhabilerin Müslümanlara karşı olan bu duyarsızlığın sonucudur.
Oysa aynı Suudi Arabistan, sapık Vehhabilik ilkeleriyle dünyadaki bütün Müslümanları zehirlemek için milyarlarca dolar harcamaktadır.
Vehhabilik, İslam dünyasına ekilip özenle büyütülmüş bir İngiliz fitnesidir.
Demek ki, Suudi Arabistan’ın mevcut çizgisi öyle İslamiyet’in tavizsiz uygulandığı bir “Radikal İslam” yönetimi filan değilmiş.
Suudi Arabistan’ın Vehhabilik uygulamalarını İslamiyet zannetmek, cehaletin dibidir.
“Ilımlı İslam” aldatmacası, sapıklık treninde bir kompartıman değişikliğinden ibaret siyasi bir adımdır.
Türkiye’den rol çalma çabası
Bu “ılımlı” oyunu, Amerika’nın yeni bir Türkiye’yi kuşatma adımıdır.
Gerçek İslam’ın yaşandığı Türkiye, aynı zamanda demokratik ve laik yönetimiyle İslam dünyasındaki liderliği sürekli güçlenen bir ülkedir.
“Ilımlı İslamcı FETÖ”satılmışlarının kullanıldığı operasyonların asıl amacı iç savaş çıkartarak bu gidişi engellemekti.
PYD koridoru, Türkiye’yi Anadolu’ya hapsetme çabasıdır.
Türkiye’nin İslam dünyasındaki rolünü Ürdün’e vermek için çok uğraştılar ama olmadı.
Şimdi ise, Türkiye-İran yakınlaşması gibi gelişmeleri de kullanarak, Suudi Arabistan’ı öne çıkarmaya çalışıyorlar.
Bu, “Küreciler”in yazıp oynadığı bir Bizans oyunudur.
Oysa bu Haçlı güruhu ve müttefiklerinin anlayamadığı bir şey var.
Ülkelerin asıl sahipleri milletlerdir ve İslam coğrafyasının kalbindeki millet; Osmanlı bakiyesi Türklerdir ve gelecek de Türkiye’nindir...