Uçağımızı düşürdüler...Galeyana gelmedik.. Hükümet sağduyu ile hareket etti..
Ama onlar, memnun olmadılar...
Ardından Akçakale’ye top mermisi düştü, 5 vatandaşımız hayatını kaybetti... Meşru müdafaa hakkını kullanmak, gerekirse sınır ötesi harekat yapabilmek için Meclis’ten tezkere istedi hükümet...
Yine memnun değiller...
Nitekim tezkereye ‘hayır’ dediler...
Halbuki kimsenin ‘bodoslamadan Suriye’ye girelim, Şam’a bayrağı dikelim’ dediği yok.. Lakin top mermileri düşüyor... Burnumuzun dibinde bir savaş var, insanlar ölüyor, tedbir.., caydırıcılık.., meşru müdafaa hakkı..vs,
Yok efendim, CHP dinlemiyor...
Üstelik Suriye’nin kuzeyinde bir güvenlik koridoru oluşturulma meselesi de gündemde... Tezkere bu bakımdan da çok önemli...
Ama CHP aynı şeyi söyleyip duruyor; ‘biz savaş istemiyoruz.’
Peki Esed rejimi fütursuzca top göndermeye devam eder, Allah muhafaza daha fazla vatandaşımız hayatını kaybederse, o zaman da ‘savaşa hayır’ mı diyecekler?!..
Sorsanız, Baasçı değiller!.. Esed’in de canı cehenneme!...
Ama ne kadar bomba düşerse düşsün asla Suriye ile savaşma!...
***
Dün grup toplantısında Kılıçdaroğlu yine ısrarla tezkereye neden hayır dediklerini anlatıp durdu...
Sakin güç, dürüst ve ahlaklı politikacı, savaş karşıtı bu sakin adam konuşmasında Davutoğlu’na ‘ileri derecede’ gerizekalı dedi...
CHP’nin değişmez hasletidir bu!...
Silahını kendi vatandaşına çevirenlere ‘ileri derecede’ sempati duyar!...
Ergenekonculara, darbecilere karşı duydukları ‘ileri derecedeki’ muhabbet de bu minvaldendir!...
Meşru müdafaa için bile olsa tezkereye karşı çıkacak kadar ‘ileri derecede’ barış güvercini olurlar!...
Ama içeride, hepsi askerdirler... Hem de Mustafa Kemal’in askerleri!...
Neticede muhalefet etmek ayrı bir şey, ‘ileri derecede’ mankafalık ise apayrı bir şey!...