İleri ileri haydi ileri, alalım düşmandan eski yerleri!
Böyle diyerek coşturabilirim sizi.
Öyle ya, çevremizdeki bazı ülkelerin toprakları bir zamanlar bizimdi.
Ortadoğu’daki, Kafkas’lardaki, Afrika’daki pek çok ülkenin toprakları bir zamanlar bizimdi.
İstanbul’dan Viyana’ya kadar olan Avrupa bir zamanlar bizimdi.
Atalarımız üç kıtada hüküm sürerdi.
Aleme nizam verirdi.
Üç kıtadaki devletlerin krallarını, hükümdarlarını bizim padişahlarımız tayin ederdi.
Ne var ki üç kıtadaki o topraklar zamanla elimizden gitti.
Üç kıtaya yayılan topraklarımız Anadolu’dan, Trakya’dan ibaret kalıverdi.
Ancak eski topraklarımızı düşmandan geri alma zamanı artık geldi.
İleri ileri haydi ileri, alalım düşmandan eski yerleri!
Evet, böyle diyerek coşturabilirim sizi.
Sizi böyle coşturursam, bir anda en sevdiğiniz yazar yaparsınız beni.
Çünkü bakıyorum da ülkemiz Müslümanları arasında bir fetihçilik zihniyeti almış başını gidiyor.
Şu anda sahip olduğumuz topraklar bile işgal tehdidi altındayken ve esas olarak bu toprakları korumayı düşünmemiz gerekirken, kimi Müslümanlar hayal aleminde yaşıyor.
Bunlar Osmanlı’yı yeniden diriltmeyi tasarlıyor.
Ne var ki bu gerçekçi mi?
Müslümanların gücü bunu gerçekleştirmeye yeterli mi?
Hadi Türkiye ölçeğinde değil dünya ölçeğinde konuşalım.
Dünyadaki Müslümanların durumuna bir bakalım.
Bugün dünyada 1 milyar 600 milyon Müslüman yaşıyor.
Dünyada 63 tane Müslüman ülke bulunuyor.
Ve maalesef dünyadaki Müslümanların toplam üretimi bir Almanya bile etmiyor.
1 milyar 600 milyonluk Müslüman aleminin toplam üretimi, 80 milyonluk Almanya’nın üretimini bile bulmuyor.
Hele de bilim üretimi, teknoloji üretimi gibi alanlarda Müslümanlar dünyanın en gerisinde bulunuyor.
İşte “Müslüman aleminin en ileri ülkesi” denilen Türkiye’nin eğitimsel, bilimsel olarak hangi seviyede olduğu ortaya çıktı.
Uluslararası eğitim düzeyi değerlendirme sistemi olan PISA’nın, bu konudaki son rakamları açıklandı.
72 ülke arasında yapılan bu değerlendirmeye göre, Türkiye fen bilimleri alanında 52. sırada.
Okuma alanında 50. sırada.
Türkiye bu alanlarda Trinidad Tobago gibi adı sanı pek duyulmamış bazı ülkeleri geçmeyi başarabildi.
İşte “Müslüman aleminin en ileri ülkesi” denilen Türkiye’nin eğitimsel, bilimsel seviyesi.
Varın siz düşünün gerisini.
Müslüman alemi olarak eğitimsel, bilimsel alanlarda yerlerde sürünmekteyiz.
Üretim deseniz, 1 milyar 600 milyon nüfusumuzla 80 milyonluk Almanya kadar bile üretememekteyiz.
Bu gerçeğe aldırmayıp Osmanlı’yı diriltmeye kalkışacağız, öyle mi?
Fetihçi bir zihniyetle hareket edeceğiz, öyle mi?
Ahmet Davutoğlu’nun uygulamaya koyduğu fetihçi zihniyete göre, üç saatte Suriye’nin başkenti fethedilip Emevi Camii’nde cuma namazı kılınacaktı.
Ama sonuçta Suriye’de kılınan bu fetihçi zihniyetin cenaze namazıydı!
Gücünüze bakmadan Osmanlı’yı diriltmeye kalkışırsanız, varacağınız yer musalla taşıdır!
Biliyorum, bu gerçekleri yazmak beni sizlerin gözünde sevimsiz yapacaktır.
Ancakileri ileri haydi ileri, alalım düşmandan eski yerleri dercesine bir fetihçi zihniyetle hareket etmenin sonucunda, yüz binlerce Müslüman’ı kırdırmanın ağır vebali vardır.
Sevimsiz olmak, o vebali taşımaktan evladır.