Seçimden sonraki 100 gün önemlidir. Geçenlerde Meral Akşener de seçimden sonraki sessizliğine yönelik eleştirileri, "İlk 100 gün önemlidir, iktidara zaman tanıdık." sözleriyle gerekçelendiriyordu.
Tahmin edeceğiniz gibi olumlu tek bir icraat bulamamışlar. Eleştirilecek şeyin ise sürüsüne bereket...
Muhalefetin huyu bu; şu canım memlekette, AK Parti ve Erdoğan'ın 22 senedir yaptığı tek bir iyi şey yok!
Ama şu canım millet de nasıl 'kaba cahil', hatta 'mazoşist' ki kendine 'zulmeden' bu iktidarı her seferinde ödüllendiriyor!
Henüz bu denklemi çözemedik!
Konu buralara gelince laf alıp başını gidiyor. Biz istikameti şaşmayalım.
İktidarın 100 gününde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı, Ekonomiden Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında hazırlanan Katılımcı Orta Vadeli Plan'dan bahsedeceğim.
Fakat İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in bir Youtube kanalına verdiği röportajdan hareketle şu kadarını söylemeden edemeyeceğim.
Muhalefet blokunun gizli, kapaklı ve kirli bir siyaset yaptığını biliyorduk ama bu kadarını samimiyetle hiçbirimiz tahmin etmiyorduk.
Başta kendi seçmenleri olmak üzere galiba herkes seçimden bu yana derin şaşkınlık içinde.
Ne pahasına olursa olsun Kılıçdaroğlu kazansın diye kampanya yürüten gazeteciler bile "verilmiş sadakamız varmış" demeye başladı.
Bizim gibi en başından bu yana 6'lı masanın memleket hayrına bir vizyon ve iş ortaya koyamayacağını, muhalefetin giderek milli reflekslerini kaybettiğini, HDP'nin siyasi egemenlik taleplerinin meşrulaştırıcı haline geldiğini, cumhurbaşkanlığı yardımcılıklarının ulufe gibi dağıtıldığı bir yerden memleket için taş üstüne taş koyabilen bir iktidar çıkmayacağını söyleyenler ise zaten "yandaş" olarak etiketlendi.
Hiç sorun değil, memleket var olsun.
Ortama bakalım, seçimlerin üzerinden 100 gün geçti. İktidar seçimin 2. turundan itibaren, galibiyetin keyfini dahi sürmeden, kolları sıvadı. Zira, Cumhurbaşkanı Erdoğan daha o gece yeni hedefleri ortaya koydu. Hem kazanılacak yeni bir seçim vardı hedefte hem de seçmene verilen sözlerin tutulması gereği...
Seçime giderken asrın deprem felaketini yaşadık. Pandeminin küresel düzeyde ekonomiye verdiği zarar tüm ülkeleri etkilemeye devam ederken kuzeyimizdeki savaş enerji ve gıda arzında sıkıntı oluşturmuşken meydana gelen bu büyük felakete rağmen yıkılmadık ayaktayız diyebildik. Ama bu işler kuşkusuz hiç kolay olmuyor.
Üç aydır üzerinde çalışılan Orta Vadeli Plan dün açıklandı. En temelde 2026 itibariyle işsizlik ve enflasyonun tek haneye indirilmesini hedefleyen OVP, tarımdan konut arzına kadar ülke refahı ve kalkınması için çok geniş hedefler ve icra planı sunuyor. Detaylara bakılabilir.
Benim burada vurgulamaya çalıştığım husus, siyaseti bir hizmet vesilesi olarak görmenin tüm eksikliklere, yapılan yanlışlara, yapabileceklerimizin imkanlarımızla sınırlı olmasına rağmen Erdoğan'a ve Cumhur İttifakı'na bugüne kadar hep kazandırdığı.
Seçimin üzerinden 100 gün geçti. İktidar harıl harıl çalışırken Erdoğan nefretiyle bir araya gelen muhalefet bloku darmadağın.
Her gün birbirleri aleyhine açıklamalar yapıyorlar. Her gün bir ifşaat.
Daha dün Akşener, İmamoğlu ve Yavaş'ın cumhurbaşkanı yardımcılığının kendisinin değil Kılıçdaroğlu'nun önerisi olduğunu söyledi. Oysa İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu basın açıklamasında teklifin Meral Hanım'dan gittiğini dile getirmişti.
Bir tarafta dur durak bilmeyen, disiplinli mali programlarla vatandaşın en büyük sorunu olan enflasyonla mücadele için elinden geleni yapmaya çalışan bir iktidar partisi var, diğer tarafta ise kocaman hırslarını yönetmekten aciz biçimde kavgaya düşmüş bir muhalefet.