CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Nur Serter, nam-ı diğer İkna Odaları Mucidi, eski bakanlardan Ali Topuz, Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden, İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu’nun çağrısıyla kolları sıvayan, Milli Merkez Anayasa Forumu toplantılarının 164’üncüsü Nevşehir’de yapılmış. “Bölücü Anayasaya Hayır” başlığı altında yapılan bu toplantıya Devlet eski Bakanı Ufuk Söylemez, Yeniçağ Gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağa ve İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Esinoğlu da katılmış.
Toplantıda söz alanlar özetle medyanın gerçekleri yazmadığını, sokaklarda milyonlarca insanın yürüdüğünü, binlerce insanın gaz bombalarıyla telef olduğunu anlatmış, Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi’nde toplananlara.
Bu toplantıya katılanlar arasında örneğin Nur Sertel, Türkiye’de bir uyanış başladığını, bir kalkışma süreci yaşandığını söylemiş ve “Türkiye diriliyor!” buyurmuş.
Bunları herkes söyleyebilir de Kemal Alemdaroğlu’yla Nur Serter söyleyemez! Başka söyleyenlere “tamam, tamam...” der, güler geçeriz de, bu iki kişiye asla! Niye mi?
Yer: İstanbul Üniversitesi. Mekan: Bir merdiven altı. Başrol oyucusu: Rektör Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu. Yardımcı kadın oyuncu: Prof. Dr Nur Serter. Olay: Başörtülü kızların “ikna edilerek” başlarının açtırılması. Tarih: Milattan sonra 1997 ve sonrası ya da 28 Şubat süreci. Kılık ve kıyafetlerinden hoşlanılmayan başörtülü kızlar üniversite yönetimince önce merdiven altına götürülür ama gelen geçenlerin rahatsız oldukları anlaşılınca Medikososyal’de boş bir doktor odasına götürülür başörtülü kızlar. Başlarını açmaları gerektiği “pedagojik formasyona sahip kadın hocalar tarafından anlatılır.” (Murat Erdin-İkna Odası) Konuşmalar kameraya çekilir; tam 10 bin öğrenci gizli ya da açık kaydedilir. Bu odaya daha sonra “İkna Odası” adı verilir.
Laf ola beri gele özgür bir ülkenin, sözüm ona özgür üniversitesinin bir odasında başörtülü kızlar resmen sorguya çekilir “ikna olanlar” başlarını açar. Bu rezilliğin yardımcı kadın oyuncusu Nur Serter yıllar sonra “Bizim görüştüğümüz 198 öğrencinin 193’ü başını açtı; sadece 5’i açmadı” diyecektir basında yayınlanan söyleşilerinde ve bunu gururla söyleyecektir. CHP’nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal da bu başarısından ötürü hanımefendiyi CHP’den milletvekili yapar!
Serter “Sonuç şaşırtıcı oldu, beş kişinin dışında hepsi başını açtı; kayıtları yapıldı. Pardesülerini de çıkarmak istediler. Yadırgadık. Tedirgin oldum. Çünkü biz çıkartmışız sanılır...” de diyor.
İşte bu kafa yapısı Gezi Parkı olaylarından söz edebiliyor... Bu olayların özgürlükler kısıtlandığı için yapıldığını söyleyebiliyor: “Türkiye’de terörle demokrasi süreci yaşandığını” öne sürüyor. Devlet terörünün en alasını bu ülkede uygulamış bir siyasi partinin milletvekili olmanın yanı sıra, 28 Şubat sürecinde kendi ağzıyla on bin genç kızın başını açmak için ikna odaları kurduğunu açıklayan bir milletvekili değil mi Nur Serter? Hafıza kaybına mı uğradı! Özgürlük sözcüğünü ağzına bile almaması gerekirken, iktidarı şiddet uygulamakla, zorbalıkla, insafsızlıkla, haksızlık ve adaletsizlikle suçlaması Kel Hasan’ın bir güldürüsünden alınmış sanki. Bu kadar pişkinlik insanı dehşete düşürüyor birader!
Herneyse, Gezi Parkı eylemine katılan, “Z” kuşağının temsilcisi, hiçbir siyasi partiye omuz vermeyen gençler, Alemdaroğlu’na da Serter’e de gerekli cevabı verirler hele bir Taksim’e uzanıp konuşmaya kalkışsınlar!
(Meraklısına Not: Sevgili Murat Erdin’e ‘İkna Odalarını” hatırlattığı için bir kere daha teşekkür ederim.)