Lice Belediyesi'nde bir garip düzenleme yapılmış.. İsmi ‘Ceylan Önkol’ olan parkın tabelası kaldırılmış.. Yerine üzerinde ‘Fırat Simpil Parkı’ yazılı bir tabela konulmuş.. İki çocuğun isimleri üzerinden acıları yarıştıran zihniyeti reddediyorum. Bir hata yapılmışsa en kısa zamanda düzeltilir zannediyorum. Diyarbakır'ın Lice ilçesinin Şenlik köyünde 28 Eylül 2009’da koyunlarını otlattığı sırada Tapantepe Karakolu'ndan atılan havan mermisi sonucu ölmüştü 12 yaşındaki Ceylan.. 13 Yaşındaki Fırat ise Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde 30 Ağustos 2015’te manava gittiği sırada, PKK terör örgütünün bombalı saldırısında.. Keşke çocuklarımızın hatırına ismi ‘CEYLAN FIRAT PARKI’ olsa oranın… Baktıkça ikisini de görsek..
Bir davayı bırakmak bu kadar mı zor?
15 Temmuz’dan sonra görevinden alınan eski Sinop Valisi Yasemin Çetinkaya ile darbe girişiminden tutuklu yargılanan eşi Albay Temel Çetinkaya’nın avukatlığını, eşi başsavcı olan bir ismin yapmasını eleştirmiştik burada.. Ve buradan seslenmiştik o avukata.. Demiştik ki; “devletini milletini seviyorsan, hassas bir noktada görev yapan devletin şerefli başsavcısı eşinin elini kolaylaştır, FETÖ’cülerin davalarını alma”… Bu iş bu kadar zor mudur, bilemiyorum.. Bakın geçtiğimiz günlerde o FETÖ’cü Albay adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.. Sinop Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itiraz üzerine Samsun’da yol kontrolü sırasında Jandarma tarafından yeniden yakalandı ve Bafra’da cezaevine konuldu.. FETÖ’den ikinci kez tutuklanan Albay’ın avukatı olarak görünen isim yine aynı.. Birsel Balta Güre.. Başsavcımız yakın çevresine bunun etik bir sorun olduğunu bildiğini, eşinin bu isimleri savunmayı bırakacağını söylemiş.. İyi ama neden bırakmıyor hâlâ?.. Savunma hakkı kutsaldır. Kimseyi ‘şunu savundun bunu savundun’ diye itham edecek değiliz.. Ama FETÖ ile aslanlar gibi mücadele eden bir başsavcının eşinin FETÖ şüphesiyle tutuklanıp serbest bırakılan ve merkeze çekilen bir vali ile darbe girişiminden tutuklu yargılanan bir albayı savunması doğru değil.. Bu meseleyi gündeme ilk taşıyan kişi, Sinop Dikmen Eski Belediye Başkanı Hüseyin Yüksek. Ve her alanda mücadelesine de devam ediyor… Biz de takip edeceğiz..
Not: Sayın Yasemin Çetinkaya’nın bana attığı twitter mesajlarını bugün gördüm.
Elbette bu köşede yanıt hakkınız vardır.. Köşemizin uzunluğunu da dikkate alarak yollayacağınız açıklamayı burada yayınlarım elbette..
Hoşgeldin Mevlüt Uysal
Kadir Topbaş’ın istifası ile boşalan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna Mevlüt Uysal oturdu.. Başakşehir defterini tertemiz teslim eden bir dava adamı.. 145 ülkeden büyük bir kentin, müjdelenmiş şehrin bir numaralı koltuğunda artık.. Yani, İstanbullular olarak istemek bize, hizmet Mevlüt Uysal’a düşer bundan sonra.. Trafik, raylı sistem, deniz ulaşımı, kentsel dönüşüm, alt yapı… İlk günden başını ağrıtmayalım.. Bu, ‘Hoşgeldin’ yazısı olsun. Devamı diğer yazılara bırakalım.. Allah yardımcınız olsun Başkan, hayırlı hizmetler yapmayı nasip etsin..
Göktürkçe arma
Fırat Kalkanı Operasyonu'na katılan askerlerimiz, kollarına Ömer Halisdemir, Fırat Çakıroğlu ve Göktürkçe 'Türk' yazılı apoletler takmıştı.. Onu görünce, 15 Temmuz hassasiyetiyle hepimiz duygulanmadık mı?.. O günden beri kimsenin bunu dert ettiğini görmemiştim.. Konuştuk, hislendik, geçti, bitti.. Sonra.. HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli’ye, “aşırı milliyetçi semboller kullanan güvenlik güçlerine ilişkin sorular” başlığıyla bazı eleştiriler yöneltti.. “.. Aşırı milliyetçi grupların kullandığı arma ve sembollerin kolluk kuvvetleri arasında yaygın şekilde kullanımının sebebi nedir? İdeolojik sembol, bayrak ve işaretlerin kullanımı serbest midir?..” dedi HDP milletvekili.. Dün öğrendik ki bu armaların vesairenin kullanımı yasaklanmış.. Bir yönetmelik yayınlanmış ve denmiş ki; “.. isimlik, birlik arması, şerit rozet, brove haricinde başka bir aksesuar bulundurulmayacaktır…” Yarın bir başka HDP’linin itirazı ile üzerine şehitlerimizin isimlerinin yazıldığı bombaları da yasaklarlarsa şaşırmayalım..