Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan, AK Parti iktidarlarının ikinci adamlarıdır.
Yönetici koltuklarında oturdukları dönemlerde lider, Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Bu üç isme “ikinci adam” demek, onları küçümseme anlamında değildir. Bir tespittir… Kabiliyetleri ve gayretleri/hizmetleri inkâr edilemez. Ancak liderlik karizması başka bir şeydir.
“Ben lider olacağım” diye ortaya çıkmak kimseyi lider yapmaz.
Yönetimlerin güçlü/muhkem dönemlerinde ikinci adamlar hadlerini bilirler. Onlar üzerinden iktidara karşı oyun kurulmaz/kurulamaz.
Ancak liderin ve iktidarın yıpratılması projeleri gündeme geldiğinde, isimleri yıkıcı plan ve projelerin içine dâhil edilir.
Gül, Davutoğlu ve Babacan’ın, makamlarında oldukları dönemde bir lider adayı olarak isimleri hiç düşünülmedi. Zira Erdoğan’ın lider olduğu yerde isimleri akla gelemezdi.
Bu isimler ne zaman yeni parti kurma, Erdoğan’ın karşısına çıkma pozisyonu aldılar?
Gül ve Davutoğlu ile ilgili kısa bir hatırlatma yaparak açıklayayım.
10 Ağustos 2014’te Erdoğan, halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı olunca Abdullah Gül, boşalan AK Parti Genel başkanlığını ve dolayısıyla başbakanlığı istedi. Erdoğan buna izin vermedi.
27 Ağustos 2014'te Ahmet Davutoğlu, 1. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde AK Parti'nin ikinci genel başkanı seçildi. Ve kongreden bir gün sonra Erdoğan'ın köşke çıkmasıyla Davutoğlu, hükümeti kurmakla görevlendirildi.
Abdullah Gül bunu hiç hazmedemedi. Ve ismi üzerinde Erdoğan karşıtı cephe tarafından bir proje yapıldı. 24 Haziran 2018’deki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Gül, Erdoğan’ın karşısında aday yapılmak istendi. Kılıçdaroğlu ve Temel Karamollaoğlu bunun için çok uğraştı. Meral Akşener karşı çıkınca Gül aday olamadı. (28 Nisan 2018) Kendisi bunu şöyle açıkladı:
“Geniş bir mutabakat söz konusu olursa o zaman üstümüze düşeni arkadaşlarımla beraber yapmaktan kaçınmayacağımı da söylemişimdir. Gelecekle ilgili kaygılarım varken toplumun büyük kesiminden de talep gelince böyle bir sorumsuzluk göstermeyeceğimizi de ifade etmişimdir. Temel Bey'in yaptığı temaslar sonucunda böyle bir mutabakatın olmadığı görülmüştür. Böylece adaylığımla ilgili bir süreç artık söz konusu değildir.”
O saatten sonra Gül, Erdoğan karşıtı bütün plan ve projeler için ismi düşünülmüş bir siyasetçidir.
Ahmet Davutoğlu’na gelince.
Düşününüz, Erdoğan’dan sonra AK Parti’nin ikinci genel başkanıdır. Kendisine Başbakanlık görevi verilmiştir. Gül’e güvenemeyen Erdoğan, Davutoğlu’na büyük bir kredi açmıştır.
Pekiyi Davutoğlu ne yapmıştı?
7 Haziran 2015 seçimlerinde AK Parti tek başına iktidar olamayınca Davutoğlu, CHP ile koalisyonu düşünmüştü. Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu, 13 Ağustos 2015’te üçüncü kez bir araya geldi. 35 saatlik istikşafi görüşmelerinin de yapıldığı sürecin sonunda koalisyon hükümeti kurulamadı.
Erdoğan bu ısrardan rahatsız oldu ve böyle bir koalisyonun AK Parti’nin intiharı olacağını ihtar etti.
Sonunda 1 Kasım 2015’te seçime gidildi ve AK Parti yeniden tek başına iktidar oldu.
7 Haziran sonucundan kendini sorumlu tutmayan Davutoğlu, 1 Kasım sonucunu, kendi başbakanlığında AK Parti’nin en büyük zaferi ilan etti.
İkinci adamlar hadlerini bilmezler. Neden?
1. Kendilerinin liderlik vasfı olduğuna inanırlar. “O lider olabiliyorsa, ben liderliğe ondan daha layığım” derler…
2. Vefa ve insafları öylesine tükenmiştir ki, kendilerine liderlik telkininin ve dayatmasının, asıl lideri yıpratmak için yapıldığını görmek istemezler.