Acaba 11 Eylül (2001) uğursuz saldırıları olmasaydı, Amerikan Kongresi’ne bu seçimde kaç Müslüman seçilirdi?
Amerika bir ırklar ve dinler meşheri; hemen her etnik grup ve dinden insanı barındırıyor... Azınlıklar siyasi hayatta da etkili olma çabasına giriyorlar. Son seçimde iki Hindu Temsilciler Meclisi’ne, bir Budist de Senato’ya üye olarak girmeyi başardı.
Mişigan eyaletinde, Demokrat Parti, Syed Taj adlı Müslüman bir doktoru Temsilciler Meclisi’ne aday göstermişti; 30 yıl önce Hindistan’dan ABD’ye yerleşmiş ve yerel siyasette önemli görevler üstlenmiş biri olmasına rağmen, rakibi tarafından “Hamasçıdır” damgası yapıştırılan Dr. Taj seçimi kıl payı kaybetti.
Hem de kime? Öz kardeşinin ‘Kafadan çatlak’ olduğunu söylediği, “Hayatımda onun kadar kurnaz ve samimiyetsiz birini tanımadım” dediği, öğretmenlikten tard edilmiş Kerry Bentivolio adlı birine...
“Mübarek olsun”, ne diyeyim...
“Kongre’de zaten iki Müslüman üye var, Syed Taj da seçilirse üçlü bir grup oluşturacaklar; ABD’yi ABD olmaktan çıkarıp gizli İslâmî gündemlerini hayata geçirmek üzere Kuzey Amerika Federasyonu kuracaklar” diye propaganda yapmış Bentivolio... Ve seçimi kazanmış...
Evet, Amerikan Kongresi’nde iki Müslüman üye var.
Keith Maurice Ellison Minnesota eyaletinden 2007 yılında seçilmişti Temsilciler Meclisi’ne; seçmenleri kendisini 2010 yılında yeniden seçtiler... Tahmin edebileceğiniz gibi anne-babası Müslüman olmayan biri Ellison; hatta dört kardeşinden biri papaz... Keith Ellison üniversitede okurken, 19 yaşında, İslâm’ı kabul etmiş...
“İslâm’la tanıştığımda iyi bir Katolik olduğumu söyleyemem. Ülkenin durumu, adalet, değişim gibi konularda kafa yorarken, bir etrafıma baktım, bir de kendi hayatıma... Toplumda adaleti ve değişimi sağlayabilecek tek güç olarak İslâm’ı buldum” demiş hukukçu Ellison...
Washington’a gelip “Ben İncil değil Kur’an üzerine yemin edeceğim” dediğinde bütün Amerika Minnesota’dan seçilen yeni milletvekilinin, yalnız eyaletinin ilk siyahi üyesi değil, aynı zamanda ülkenin ilk Müslüman milletvekili olduğunu da öğrenmiş oldu.
Julia May Carson 1997-2007 arasında Indiana eyaletini Kongre’de temsil ederken vefat etmişti; torunu Andre D. Carson onun yerine aday oldu ve seçildi (2008). İki yıl sonra yapılan genel seçimde seçmenler ona daha büyük destek verdiler. Andre Carson da yüksek öğrenimi sırasında Müslüman olan siyahi Afrikalılardan...
Ne yapalım, koca Amerika’da milyonlarca Amerikalı Müslümanı yalnızca Elliot ile Carson temsil ediyor. 11 Eylül uğursuz saldırıları siyasete hevesli başka Müslümanların başarılı olmasını engelliyor... Benim tezim bu.
Bu defa, salı günü yapılan seçimde, Havai’den Tulsi Gabbard ilk Hindu asıllı Amerikalı olarak Havai’den Temsilciler Meclisi’ne girdi. Kendi ifadesine göre, Gabbard, Hinduizm’in Vaishnava koluna mensup... Güney Kaliforniya’da ise, Hint asıllı Ami Bera, 2010 yılında başarılı olamadığı yarışta, bu defa ipi göğüsleyen oldu.
Temsilciler Meclisi üyesiyken yerini Gabbard’a terk edip Senato’ya adaylığını koyan Colleen Hanabusa, salı günkü seçimde, ABD’nin ilk ‘Budist’ senatörü olarak seçilmeyi başardı. O da Budizm’in Jodo Shinso koluna mensupmuş... İbadetlerini her gün ifa edemese bile Budizm’in inanç esaslarına sıkı sıkıya bağlıymış...
İki müslüman, iki Hindu Temsilciler Meclisi’nde, bir Budist de Senato’da... Bu farklı dinden siyasetçilerin hepsi Demokrat Parti listelerinden aday gösterilip Kongre’ye geldiler... Obama gibi...
Ya ‘ateistler’ diye mırıldananınız çıkar mı? Çıkarsa diye araştırdım ve Kongre’de “Ben ateistim” diye öne atılmış tek üyenin bu seçimde kaybettiğini öğrendim. Pete Stark Kalifornia’yı 1973’ten beri temsil ederken birkaç yıl önce, “Ben ateistim” deyivermiş... Budist’i, Hindu’yu, Müslüman’ı seçen Amerikalılar onu evine göndermişler...
Garip bir ülke Amerika...