Fener oyuna iyi başladı. Son haftalardaki temposunu devam ettirdi. Oyunu önde kabul edip, pres yaparken, maçın başında da Alper’den gelen topa Nani gelişine güzel vurdu ve Fener’i öne geçiren golü attı. Daha sonraki bir pozisyonda Gökhan’ın çıkarttığı topta, Van Persie kale dibinden golü kaçırdı. Bu kez Persie’nin al at pasını, Diego altı pastan havaya dikerek, harcadı
Fenerbahçe takım olarak, iyi oynadı gözükürken, gol pozisyonları da üretti. Ama bunları gole çeviremezsen bir gollü galibiyet her zaman tehlikelidir. Neyse ki, Fernandao attığı golle kalitesini bir kez daha kanıtladı ve son dakikalarda takımını rahatlattı.
Nani’nin gayretli futbolu, Gökhan Gönül’ün sağ kanattaki bindirmeleri sanki Trabzon’un sol kanadını yol geçen hanına çevirdi.
Trabzonspor, 50 dakikaya yakın bir süre 10 kişi oynarken, Fenerbahçe yarı sahasında ve ceza sahası üzerinde üretimi çok zayıftı. Gol pozisyonuna girmekte zorlanırken, Fenerbahçe’nin bu kadar istekli ve arzulu görüntü vermesi futbolumuz adına elbette iyi bir girişim. Yalnız bu kadar pozisyon bulup, gol kaçırırsan güzel futboluna gölge düşürürsün. Ezeli rekabetlerdeki maçlar, her zaman heyecan verici olur ama en büyük heyecan oynadığın bir maçı farklı skorla bitirmektir.
Fener’in, sonuca bakmaksızın hareketli ve istekli futbolu ne kadar göze hoş gelse bile keşke attığı golün dışında çok fazlasını kaçırmamış olsaydı. Orta sahada ben Ozan’ın oynatılmasını bekliyordum. Souza ve Mehmet Topal birbirine benzeyen futbolcular... Mehmet Topal’a varım ama hala Souza’ya yokum. Onun yerinde Ozan oynasaydı, Fenerbahçe’yi hücuma kaldırır, belki de gol sayısını arttıranlardan olurdu.
Haftaya lider giren Beşiktaş’ın şok bir yenilgi almasının ardından Galatasaray’ın da puan kaybetmesiyle oluşan tabloda Fener’in böylesi önemli maçı kazanıp lider olması çok önemli.