Son birkaç haftadır, belirli bir ideolojiyi temsîl eden, yâhut etdiği zehâbını taşıyan birtakım mevqûtelerde benim “nihâyet” doğru yolu bulduğum ve “Nihâl Atsız’a lâyıkbir oğul olmaya başladığım” muhtevâlı “değerlendirmeler” yayınlanıyor. Bu eşhâsın kanaatince ben artık “Atsız’ın kemiklerini sızlatan” değil bil’akis “rûhunu şâdeden” bir evlâd olma vâdîsinde ilerliyormuşum.
Değerli okuyucularım muhtemelen “Çıkar dilinin altındaki baklayı, Derviş Mehmed!” fıkrasını biliyorlardır.
Ben bu üslûba îtibâr etmeyerek kendime sâdık kalacak ve her zamanki saray terbiyemle asîlâne nezâketimi muhâfaza edeceğim:
Ulan, dinine yandığımın odun kafalıları!
Ulan, muşmula beyinli cühelâ süprüntüleri!
Yıllardır ne ulumalarınıza ne de yaltaklanmalarınıza metelik verdiğim için mi cür’etinizi bu kadar arttırdınız?
Bir kere Büyük Atsız’ın adını o muzahrafat yuvası ağızlarınıza almadan evvel Kelîme-i Şehâdet getirdiniz mi? Yoksa Atsız’ın ara sıra adamı fenâ çarpdığını hiç duymamış mıydınız? Yoksa yoksa nasıl olsa Cehennem’den başka gidecek yeriniz olmadığı için mi formaliteye boşverdiniz?
Hem söylesenize, Yağmur Atsız’ın -doğrusu eğrisi bir yana- herhangi bir yoldan gidip gitmediğini idrâk edecek kafa sizlerde ne arıyor?
“Yağmur Atsız eskiden komünistdi; şimdi döndü.” diye yazabilmeniz için “komünist”in imlâsını kimden öğrendiniz? Siz normalde hep “kominiz” yazarsınız da!
Yıllardır “Yağmur Atsız Komünistdir” diye öğürüp duruyorsunuz ama Yağmur Atsız’ın öyle olduğuna dâir tek bir cümlesini gösterebilir misiniz, a gidinin tıknefesleri?
Üstelik çok iyi incelenmesi gerekdiği ve Komünizm anlaşılmadan 19. Yüzyıl’la 20. Yüzyıl’ı anlamanın çok zor olduğu hususundaki kanaatine Yamur Atsız’ın ideoloji olarak Komünizmden hiç hoşlanmadığını ve gençlik yıllarından bu yana “sosyalpiyasa ekonomisi” ile “katıksız çoğulcu demokrasi” sistemlerini savunduğunu size kimse söylemedi mi, behey hıyâr-ı şemberler?
Sâhi, siz Yağmur Atsız’dan topu topu kaç satır okudunuz, yâ Yağmagerân-ı bî-idrâk?
Yâ eyyühelhamâkatmeâbân, sizler Yağmur Atsız ile Merhum Pederi arasındaki münâsebeti bu denli iyi bildiğinize nazaran sizin gibiler hakkında kullandığı tâbirleri de muhakkak ki biliyorsunuzdur. Öyleyse ben burada tekrâr etmeyeyim.
Fakat konuya yakından muttalî olmayanlar için bir bilgi notu düşmeden de edemeyeceğim:
Yağmur Atsız’ın “komünistçe” fikirleri Babası Atsız’la arasında en ufak bir sızıltıya ve tadsızlığa mahâl vermemişdir!
Kişi âlemi kendi gibi bilirmiş; Atsız sizler misillû ham-ahlatın biri değildi!
Görüyorum ki sizlere lüzûmundan fazla yer ve zaman ayırmışım.
Bu kadarı yeter de artar bile!
Yıkılın karşımdan ve bir daha da beni tâcîz etmeyin!
Atsız’ı da!!!
TEŞEKKÜR: Sayın Başbakan’ın hanımlarımızı kürk kullanmamaya dâvet etmesini şükranla karşılıyor ve ayakda alkışlıyorum!!!
Receb Tayyib Erdoğan bu konuya değinen ilk devlet adamımızdır. Başka hiçbir ameli olmasa dahî sâdece bu müdâhalesinden ötürü (eğer öyle bir yer varsa!) Cennet’e yan gelip kurulmayı hak etmişdir bence! Hem de üst katlarından birine!
Sırf kürkleri birtakım vicdansız insanları sözümona süslesin diye yüzbinlerce zavallı hayvancığın boğazlanması ve böylece soylarının kurutulması bir insanlık ayıbıdır!
Zâten gün-be-gün milyonlarca başka cinsden hayvanı kesip kemâl-i âfiyetle gövdeye indirdiğimiz yetmezmiş gibi bir de şık görünmek (!) uğruna bu devâsâ katliâmı daha da yaygınlaştırmak vahşetdir!
İlle de tüylü bir şeyler olsun isteyenler ölen akrabâlarının saçlarından niye yararlanmıyorlar ki?