İhsanoğlu’nun “muhafazakar camia”dan CHP adına aday gösterilmiş bir prototip olması sebebiyle durduğu yere bir kere daha bakmak istiyorum.
En merak ettiğim konu, nasıl bir iç muhasebeden sonra adaylık teklifini kabul ettiği hususudur. İki konuyu düşünmemiş olamaz:
Bir: Muhafazakar dünyadan gelen bir kişinin CHP tabanında oluşturacağı kuşkuların nasıl aşılacağı.
İki: Muhafazakar geçmişi ile bilinen bir kişinin, hangi özellikleri kaybettiği için CHP’den aday gösterilebildiğine ilişkin muhafazakar camiadaki kuşkuların nasıl aşılacağı.
Gerçekten acaba İhsanoğlu, kendisinin hangi özellikleri sebebiyle CHP tarafından aday gösterildiğini düşünmüş olabilir?
Bu sorunun, İhsanoğlu’nu muhafazakar tanımlamanın içinin, herhangi bir muhafazakardan farklı doldurulduğu, ya da aslında muhafazakar tanımlamasının İhsanoğlu’nu tam ifade etmediği gibi bir iç anlamı bulunuyor.
Bu anlam, genelde, İhsanoğlu’nu CHP’nin içine sindirmesini sağlayıcı değerlendirmelerde “İhsanoğlu islamcı değil” notu düşülerek seslendiriliyor. Ama ben muhafazakarlığın içinin aslında İslam’la dolduğunu düşünen insanların “İslamcı değil” tanımlamasına da mesafeli duracaklarını, üzerlerine “İslamcı değil” damgası vurulduğunda bundan rahatsız olacaklarına inanıyorum.
İş, bence sadece “Beni Cumhurbaşkanlığı gibi bir makama layık görmüşler, bundan onur duyuyorum” gerekçesiyle izah edilecek gibi görünmüyor.
Çankaya seçimlerinin geldiği siyasi atmosferde, herkesin durduğu yere göre, çok temel bir siyasi tercih yaptığında şüphe yok.
Ekmeleddin İhsanoğlu da, CHP’nin, MHP’nin veya onlara kendi ismini empoze eden her kim ise onun “siyaset oyunu”nun, daha doğrusu “Türkiye oyunu”nun aktörü haline geldiğini görmüyor olamaz. Bunu düşünmemiş ve sadece “Çankaya’ya layık görülmüş olmak” acayip bir siyasi irrealizm anlamına gelir.
Bence, İhsanoğlu’nun durduğu yer, hem muhafazakar camia tarafından hem de CHP tabanı tarafından çok reel ölçekte sorgulanacaktır. Ve her iki okuma, İhsanoğlu’nun en çetin sınavı olacaktır.
CHP camiasında jeton yeni yeni düşüyor ve sorgulamaların ardı arkası kesilmiyor.
Alın size sorular:
- Acaba Kılıçdaroğlu İhsanoğlu ismine ne zaman uyandı?
- Sanatçılarla, sivil toplum örgütleriyle temas yürütürken kafasında bu isim var mıydı, varsa niye görüştüğü insanlara bildirip onaylarını almadı, o zaman aklında yoksa ne zaman kimin ikazıyla uyandı, ne kadar sürede ikna oldu?
- CHP tabanından gelecek kuşkuları - endişeleri giderebileceğine nasıl inandı?
- İhsanoğlu ile “Nasıl bir Çankaya?” sorusu üzerinde konuştu mu, ona peşinen teslim mi oldu, yoksa bir çerçeve çizdi mi, bu çerçeve CHP’nin hassasiyetlerini taşıyan bir çerçeve mi idi, yoksa genel geçer özellikleri mi ilgilendiriyordu?
- İhsanoğlu ile Kılıçdaroğlu arasında muhtemel oy potansiyeli üzerinde bir değerlendirme yapıldı mı, İhsanoğlu, yapılan oy hesabında seçilebilme umuduna ulaştı mı, hangi oylar çantada keklik olarak görüldü?
- İhsanoğlu, CHP tarafından yapılan adaylık teklifinin kendisine yönelik ciddi bir yıpranma süreci başlatabileceği endişesine kapıldı mı, bunu Kılıçdaroğlu ile paylaştı mı, sonunda nasıl tatmin oldu?
İhsanoğlu, bir tv kanalına verdiği mülakatta “Ben CHP’li değilim” diyor. Alın size bir tanımlama cümlesi. Bunları bundan sonraki süreçte de yapmak zorunda kalacaktır. Nerede duruyorsunuz? İnsanlar, sizin gerçekten nerede durduğunuzu görmek isteyecektir?
CHP “muhafazakar” bir siyasi hareket olarak bilinmiyor, kendisini öyle tanımlamadığı gibi, geldiği siyasi mecra, muhafazakar değerlerle mücadele çerçevesine oturmuş. Üstelik kendini “muhafazakar” diye tanımlayan bir parti ile de gırtlak gırtlağa çatışıyor. Ve İhsanoğlu, bu partinin adayı.
Burada İhsanoğlu’na düşen “en masum?” rol, muhafazakar bloku bölerek, Çankaya’nın yeniden istirdadı. Bu kelimeyi sayın İhsanoğlu’nun iyi anlayacağını düşünüyorum. İhsanoğlu ismi, şayet “Eşi başörtülü birisinden Çankaya’yı kurtarmak” gibi bir misyona tekabül ediyorsa, çok daha vahim bir rol söz konusu demektir.
Muhafazakarlık ilişkisi, İhsanoğlu için tam bir kırılma noktası. Muhafazakarlık iddiası sürmeli, muhafazakarlardan oy almak için! Muhafazakar özelliği azaltılmalı, CHP’de karşılık bulmak için!.. Bu çelişki nasıl çözülecek? Bana bu Çankaya heyecanı, İhsanoğlu’nun kariyerinde tükeniş tuzağı olacak gibi görünüyor. Hayırlısı.