Dağlıca’da şehit edilen canlarımız var.
Kalleşçe, alçakça ve haince şehit edilen askerlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Aziz milletimizin başı sağ olsun.
Tarifsiz bir acının çöktüğü yüreğim isyan halinde.
Çok sevdiğim bir dostumun tarifiyle “uzaktan kumandalı bu pusucu düşmanlık” bizi endişeye, korkuya ve paniğe sevk etmeyi amaçlıyor.
Korkmuyoruz.
Korkmayacağız.
Yılmıyoruz.
Yılmayacağız.
Asla panik halinde değiliz.
Paniklemeyeceğiz.
İnancımızı kuşanarak sabırla mücadelemize devam edeceğiz.
Korktuğumuz gün, teröre yenildiğimiz gündür.
Yıldığımız gün, teröre yenildiğimiz gündür.
Paniklediğimiz gün, teröre yenildiğimiz gündür.
Bu aziz millet neyi yenmedi ki terörü yenmesin.
Bu günleri de arkamızda bırakacağız elbet.
Bu günleri de unutacağız bir gün elbet.
Ama içimizdeki ihanetçileri asla unutmayacağız.
Unutmamalıyız.
PKK terörüne alenen arka çıkan içimizdeki hainleri asla unutmayacağız.
Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı dolayısıyla PKK terörünü meşru gören ve PKK terörüne sırtını dayadığını açıkça söyleyen Demirtaş’a “cici çocuk” muamelesi çeken alçakları bu millet asla unutmayacaktır.
PKK, Türkiye düşmanı küresel ve bölgesel efendilerinin dediğini yapıyor.
PKK, Türkiye düşmanı o ülkeler adına bir vekalet savaşı sürdürüyor.
PKK kendisine verilen rolü alçakça oynuyor.
Kan dökmek onun işi.
Asıl sözümüz PKK terör örgütüne yardım ve yataklık edenleredir.
PKK terör örgütünün siyasetini açıkça yaptığı, bu ülkenin ordusunu “düşman” gibi gördüğünü açıkladığı, daha ileri giderek ordunun ve polisin PKK’ya yenileceğini ilan ettiği halde HDP’ye/Selahattin Demirtaş’a hala destek veren o malum odaklaradır…
Demirtaş’ın eline saz verip çaldıranlaradır.
Demirtaş’ı bir “demokrasi ve barış kahramanı” ilan edenleredir.
Erdoğan düşmanlıklarını PKK/HDP üzerinden sürdüren o ihanetçi odaklardan elbette aziz milletimiz hesap soracaktır.
Sormalıdır.
***
Dağlıca’daki şehitlerimizin acı haberinin yüreğimizi paramparça ettiği o anlarda bile PKK/HDP destekçisi medya PKK terörünü lanetleyeceğine Tayyip Erdoğan düşmanlığına dört elle sarılıveriliyor.
Cumhurbaşkanımızın Dağlıca saldırısıyla alakalı olmayan 400 vekil açıklamasını o saldırıyla irtibatlandırıp anında tedavüle sokan Hürriyet ve Zaman gazetelerinin kime hizmet ettiği ortadadır.
Cumhurbaşkanımızın, “400 vekil alınsaydı bunlar olmazdı” türünden bir açıklamasını bağlamından kopartıp Dağlıca’yla ilintilendirenler, karakter yoksunu alçaklardır.
PKK’nın haber ajanslarıyla ve internet siteleriyle aynı dili kullanan Hürriyet ve Zaman’ın terör destekçisi oldukları ayan beyan ortadadır.
Kılıçdaroğlu tam bir utanç abidesi olarak duruyor karşımızda.
Hürriyet ve Zaman’ın çarpıtılmış haberi üzerinden Cumhurbaşkanımızı akan kanın sorumlusu olarak ilan eden ve ne hikmetse PKK terörüne isim vererek karşı çıkmayan Kılıçdaroğlu belli ki terörden nemalanmaya çalışıyor.
MHP o anlarda nedense derin bir sessizliğe büründü.
İlginç değil mi?
CHP’nin ulusalcılığı PKK terörüne iliştirilmiş bulunuyor artık.
MHP’nin milliyetçiliği ise Erdoğan düşmanlığı yüzünden PKK terörünü siyasi bir oy gerekçesi sayan bir zihniyete dönüşmüş bulunuyor artık.
CHP’nin Baasçı ulusalcılığına bu tavır yakışıyor elbet.
Çünkü Baasçı Esad ile PKK Suriye’de kol kolalar.
Türkiye’de Baasçı Kemal’in HDP ile kol kola girmesinde elbette bir sakınca yok.
“HDP’siz olmaz!” diyen Baasçı Kemal kendi ideolojik-siyasi genlerine uygun hareket ediyor.
Ne de olsa her ikisi de, yani CHP ve HDP dibine kadar Baasçıdırlar.
Ama MHP’nin bu tarz bir milliyetçiliğini MHP’nin tabanını oluşturan dindar-muhafazakar kardeşlerimiz hak etmiyor.
Eminim ki onlar da Erdoğan nefreti dolayısıyla bu kulvara savrulan MHP milliyetçiliğine ciddi itirazları vardır.
***
Şu ifadeler Demirtaş’a ait:
“Halk karşısında bütün ordular çaresizdir. İşte Tayyip Erdoğan’ın sarayının ordusu ve polisi de. Yenildiler, yine yenilecekler.”
Dağlıca saldırısından bir gün önceki ifadeleri bunlar.
Orduyu ve polisi düşman bilen bir zihniyet…
Ordunun ve polisin PKK karşısında dün olduğu gibi bugün de yenileceğini ilan eden bir zihniyet…
Demirtaş böyle diyor, PKK terör örgütü ertesi günü saldırıyor…
Demirtaş Kandil’in üniformasını giymiş durumda.
Ve bunu da artık saklama gereği bile duymuyor.
Türkiye’yi kendi ülkesi, Türkiye’nin ordusunu ve polisini de kendi ordusu ve polisi olarak görmediğini alenen açıklamaktan kaçınmıyor.
Demirtaş’ın “Türkiyelilik” anlayışı bu işte…
Dağlıca katliamından sonra Demirtaş kalkıp hala “savaş politikaları”ndan dem vuruyor. Yani PKK’yı arkalıyor.
“Barış için HDP!” diyenler, kendi ülkesine, kendi ülkesinin ordusuna ve polisine düşmanlık eden bu HDP zihniyetine bakalım şimdi ne diyeceklerdir?
Kendi ülkesi topyekûn bir saldırı altındayken terör örgütüne ve terörün siyasetini yapan HDP’ye hala övgüler dizebilenlere ne ad verileceğine varın siz karar veriniz…
***
Terörü derinleştirenlerin bir amacı da “seçim güvenliği yok!” algısı oluşturup seçimin yapılmamasını sağlamaktır.
1 Kasım’da nasıl bir sonucun çıkacağını çok iyi görüyorlar çünkü.
MHP’nin bu bağlamda kendini HDP ile aynı kefeye koyması da manidar…