PKK’nin yalan makinası ANF Haber Merkezi, 3 Mart 2017 Cuma günü 14:42’de şu haberi geçti: “Haşd-El Şaabi: KDP, Ezidilere ihanetin bedelini ödeyecek.”
Haşd-El Şaabi’nin twitter’daki İngilizce hesabından (@pmu_english) yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Irak Haşd-El Şaabi YBŞ’deki Ezidi savaşçılarımıza saldıran KDP Peşmergesini kınamaktadır. KDP durmalıdır. Aksi taktirde güçlü tepkilerle karşı karşıya kalacaktır. Şengal’in Xanesur Köyünde konuşlu Ezidi savaşçılar şu anda Türkiye tarafından eğitilmiş KDP’ye bağlı Kürt milislerinin saldırısı altında. Bu saldırıların haklı gerekçesi yoktur. Haşd-El Şaabi, bu saldırıların durdurulmasını istemektedir. IŞİD, Şengal’in güneyindedir ve KDP’nin “Rojava Peşmergesi” onları görmezden gelmektedir.
Ezidi halkını IŞİD’e karşı savunan Irak’ı YBŞ güçlerine salsıran KDP’nin Rojava Peşmergesi Ezidi halkına ihanetinin bedelini ağır bir şekilde ödeyecektir. Haşd-El Şaabi, Şengal’deki Ezidi halkına yönelik bütün yasa dışı KDP ve IŞİD kuşatmasını kaldırmak üzere yeni operasyonları gündemine alacaktır.”
Haşd-El Şaabi ile PKK arasında oluşan bu kankalık ve işbirliği artık gizlenemiyor.
Yukarıdaki haber, bu kirli ve kanlı işbirliğinin ibret verici vesikasıdır. Aslında yukarıdaki haber bir bakıma gerçekte kimin kimin kardeşi olduğunu da kanıtlıyor. Eğer PKK, gerçekten Kürtlerin kardeşi olsaydı Haşd-El Şaabi için silahlarını Güney Kürtlerine doğrultmaz, kardeş kanının akıtılmasına neden olmazdı.
Yukarıdaki haberin şekillendirdiği tablo açıktır. PKK ve Haşd-El Şaabi elele diz dizedirler. Bu kirli ve kanlı işbirliğinin nedenlerini bu yazının ilerleyen bölümlerinde anlatacağım.
PKK'nin İran ve Iraklı efendileri istiyorlar diye '' Kardeş kanı akıtmayacağız'' diye, diye kardeş kanı akıtmaya devam ediyor.
1958 yılından bu yana Iraklı Kürtlerin nice büyük bedeller ödeyerek kanları canları pahasına oluşturdukları, hem meşru hem de anayasal olan federal devlet yapılanmasını PKK, meşhur Kürt hikayesindeki Keklik gibi ihanet şarkıları söyleye söyleye, işbirlikçi efendileriyle birlikte elbirliğiyle ortadan kaldırmak istiyor.
Kurulduğu 1977 yılından bu yana PKK hikayedeki o Keklik gibi, her dönem ve her yerde kavminin katledilmesinde başrol oynadı. O Keklik gibi ''yalancı ötüşlerle'' kavmini hep yanıltı ve şarlatanca tuzaklara ya düşürdü ya da sürükledi.
Modern zamanlarda tarihte ilk kez Kürt coğrafyasının Irak bölümünde Kürtler modern anlamda bağımsız devlet olma imkanını yakalamış görünüyorlar. Anayasal olarak meşru bir federal devlet kurma başarısını gösteren Başkan Mesut Barzani, devlet olabilmenin iki önemli saçayağını yanyana getirme becerisini de gösteriyor; mali kaynak yani sermaye olarak petrol ve askeri güç olarak daha organize edilmiş Pêşmerge güçleri.
Irak merkezi hükümetinin siyasi istikrarsızlığı ve anayasa gereği olarak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne karşı sorumluluklarını yerine getirmedeki isteksizliğinin yarattığı durum karşısında, başta Mesut Barzani olmak üzere özellikle ''Behdinan bölgesindeki'' halkın ezici çoğunluğu, her geçen gün daha fazla bağımsızlık için daha çok talepkar davranıyor.
İran bu durumdan hiç hoşnut değil ve bu sürecin önünü kesmek istiyor. Çünkü bu süreç bağımsızlık ile sonuçlanırsa, Irak’ın toprak bütünlüğünü sağlayamayan İran, hiç şüphesiz Irak'da hali hazırda olan güçlü konumunu sürdüremeyecektir. İkinci olarak da 40 yıllık hayali olan ''Akdeniz koridoruna'' elveda diyecektir.
Durum böyle olunca, Haşd el-Şaabi güçlerinin PKK'yi neden canla başla savundukları anlaşılır hale geliyor. Burada asıl tuhaf olan, Haşd-El Şaabi güçlerinin tutum ve davranışı değildir. Burada üstünde önemle durulması gereken ana halka, tıpkı kavmine ihanet eden o Keklik gibi PKK'nin vekalet tetikçiliğine savunarak kavmine bir kez daha ihanet etmesidir.
İran'ın planı şudur: DEAŞ, Musul’dan temizlenir temizlenmez ya da DEAŞ’ın Musul’da direnme gücünün kalmadığı anlaşılır anlaşılmaz, Haşd-El Şaabi güçleri Şengal'in statüsünü bahane ederek Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni Şengal üstünden kuşatacaktır. PKK bugün bu planın provasını yapıp bekçiliğini üstlenmektedir.