Mankurtlardan söz ediyorum.
İsimlerini bir bir biliyorsunuz.
Kendi ülkesine düşman olanlarla adi bir işbirliği içinde olan Mankurtlar teröre destek konusunda sınır tanımıyorlar.
***
Bir üst akıl var.
O üst aklın hangi büyük devletlerin marifeti olduğunu söylemeye gerek yok.
Daha önceleri dünyayı ve özellikle bizim bölgemizi tanzim eden büyük devletler farklı kisvelerle tekrar tanzim faaliyetine girişmiş bulunuyorlar.
Bölgenin haritası değiştirilmek isteniyor. Nüfuz alanları yeniden pay edilmek isteniyor.
***
Bu üst akıl Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde tarih sahnesine çıkan Türkiye’den son derece rahatsız.
O yüzden Erdoğan düşmanlığını eksene alan bir siyaset hattı inşa etmiş bulunuyorlar.
Bu siyasi hattın içerdeki uzantıları/tetikçileri malum.
Hepsi bir ağızdan “Erdoğan gitmezse daha çok felaket olur!” diyorlar.
Bilumum Mankurtların dillerine pelesenk ettikleri tek şey bu...
Bir yerde bomba mı patladı?
Hemen aynı lobi aynı nakaratı tekrarlıyor. Üst akıl deyip geçmeyin.
Elinin altında Türkiye’ye ve Erdoğan liderliğindeki AK Parti hareketine karşı devreye soktukları türlü türlü terör örgütleri var.
FETÖ’den tutunuz da DAEŞ’e ve PKK’ya varıncaya değin...
Hangisi işlerine geliyorsa onu devreye sokuyorlar.
Ankara saldırısını PKK mı yaptı?
Hemen akabinde İstiklal saldırısını DAEŞ’e yaptırıyorlar.
FETÖ hemen uzaklardan başını uzatıveriyor. FETÖ’nün bilumum tetikçileri de aynı nakaratı söylemeye başlıyorlar.
Kandil ile Pensilvanya’nın veya HDP ile CHP’nin ağzının bir olmasının sebebi bu işte... Üst aklın emrindeki kişiler, partiler ve örgütler aynı amaca hizmet ediyorlar.
Zahiren birbirlerinin düşmanı gibi göründüklerine bakmayın, gerçekte DAEŞ ile PKK/PYD aynı amaca hizmet ediyorlar.
Sular durulduğunda aynı aklın hepsini ortak bir amaca doğru nasıl harekete geçirdikleri ayan beyan görülecektir elbette. Çünkü hepsinin en tepesindekiler o büyük devletlerin istihbaratçıları tarafından devşirilmiş bulunuyorlar.
Günümüzün Lawrence’leri çok daha akıllı, çok daha yetenekli.
Her birisi bir örgütün iplerini ellerinde tutuyor.
***
Terör üzerinden bize diz çöktürülmek isteniyor.
Yüreğimize korku salarak bizi teslim almaya çalışıyorlar namertçe.
Kaos lobisi terör üzerinden, “Sokaklara çıkmayın, bombalar her yerde patlayabilir!” propagandasını sanal alemde bilerek yayıyor.
Terör lobisi ile kaos lobisinin elemanları aynı. O yüzden, “Buradayız ve sizden korkmuyoruz!” demenin vaktidir.
Terör lobisi ile kaos lobisinin “üst aklın” talimatıyla gerçekleştirmek istediği şey besbelli:
Bölünmüş bir Türkiye...
Küçültülmüş bir Türkiye...
Güçten düşürülmüş bir Türkiye...
Kendi iç sorunlarıyla cebelleşen fakir bir Türkiye....
Böyle bir Türkiye’yi daha kolay yönetebileceklerine inandıkları için terör konsorsiyumunu devreye sokmuş bulunuyorlar.
DAEŞ ile PKK bu konsorsiyumun en kullanışlı ve en etkili unsurları...
DAEŞ üzerinden bölgeyi tanzim etme, PKK üzerinden de mümkünse Türkiye’yi bölüp küçültme, değilse güçten düşürme imkânına sahip olabileceklerine inanıyorlar.
***
İçimizde adı Hasan olan, Cengiz olan, Kemal olan bilumum Mankurtlar ise bu projenin adi bir işbirlikçisi olarak karşımızda duruyorlar.
PKK’yı sadece PKK’dan ibaretmiş gibi göstermeye çalışıyorlar bilinçli olarak.
Oysa PKK yalnızca PKK’dan ibaret değil. PKK o üst aklın taşeronu/tetikçisi sadece...
PKK’yı Kürtlerle ve Kürtlükle ilişkilendiriyorlar.
Oysa PKK’nın davası Kürtlerle ve Kürtlükle alakalı değil...
Çünkü PKK Kürtlerin kanını o üst aklın emrine peşkeş çeken bir örgüt...
PKK kanlı hizmetine karşılık Kürtler üzerinde kuracağı bir pol-pot iktidarına efendilerinin onay vermesini istiyor yalnızca...
Ama içimizdeki o adı Hasan ve Cengiz olan Mankurtlar PKK’yı bilerek farklı gösteriyor.
Hem PKK’nın efendilerinin projelerinde adi bir işbirlikçiliği yapıyorlar, hem de PKK’nın tetikçiliğini...
Hepiniz tek kelimeyle iğrenç hainlersiniz...