Allah oruç tutanları ibadetini kabul buyursun. Tutamayanlara da tutabilecekleri sıhhat ve afiyet versin.
Refah Partili belediye başkanlarının seçildikleri günden bu yana Ramazan etkinliklerinde gözle görülür bir gelişme ve kaliteye şahit oluyoruz. O geleneği şimdi AK Partili belediyeler sürdürüyor. Hatta bazı CHP’li belediyelerin de benzer etkinlikler düzenlediğini görüyoruz.
İftar çadırlarıyla ve gıda kumanyalarıyla başlayan etkinlikler bugün fukarayı rencide etmeden gözetleyen daha medeni boyutlara ulaştı.
Ramazan vesilesiyle düzenlenen kültürel etkinlikler ise her türlü takdirin üzerinde.
Ramazan ayında -özellikle belediyelerimizin- etkinliklerinin İslam tarihinde eşinin benzerinin olmadığı bir düzeye yükseldiğini düşünüyorum.
Ben ‘nerede eski Ramazanlar’ demiyorum. Yeni Ramazanlar daha Müslümanca ve daha kaliteli olarak geçiyor.
TV kanallarının birbirleriyle rekabet edercesine hazırladıkları iftar ve sahur programları ise ayrı bir güzellik...
***
Fakat etkinliklere verilen sınırsız ve ölçüsüz önem maalesef ibadeti gölgede bırakır hale geldi.
İşte bu noktada bazıuyarılarda bulunmak istiyorum.
Birincisi bu etkinlikler düzenlenirken etkinlik eksenli değil ibadet eksenli olmalı.
İbadet ayını eğlence ayına döndürmemeliyiz.
İftar programlarının çoğu akşam namazının ihmaliyle sonuçlanacak kadar yemek ve eğlence eksenli icra ediliyor. Bu uygulama Ramazan ayının ruhuna uygun bir uygulama olamaz.
***
Mesela Sultanahmet Camii çevresi önceki Ramazanlarda muhteşem bir fuara dönüşürdü. Bu güzel, çok güzel bir şey. Ama akşam namazında cami bomboş! Yatsı ve teravihte cami çevresinde camiyi on kez dolduracak kalabalık olmasına rağmen caminin yarısı boş kalıyor.
İşte bu durum ibadet ayı olan Ramazan’ın ruhuna taban tabana zıt.
O kalabalığın imanından şüphem yok. Ama onları camiye yönlendirmeyen yetkililerin -etkinlik düzenleyenlerin- organizasyonunun eksik olduğundan eminim.
Aynı şeyi çevresinde etkinlik düzenlenen diğer camilerimiz için de söylemek mümkün.
***
Mesela benim aklıma şöyle bir teklif geliyor. Cami çevresinde iftar verecek olanların iftarı cami içinde vermeleri halinde hem iftar yapılmış hem cemaatle namaz kılınmış hem de israfın önüne geçilmiş olur.
Tıpkı Mekke-i Mükerreme de ve Medine-i Münevvere’de Harem-i Şeriflerdeki iftarlar gibi.
Evet cami içinde saflar arasına yayılacak yer sofralarında sade bir iftar.
***
Beş yıldızlı otellerde ve lüks lokantalarda hatta bizim dernek vakıf merkezlerinde binlerce insana verilen iftar kimse kusura bakmasın, iftar şova dönüşüyor.
Her şeyden önce bu tür iftarlar kelimenin tam anlamıyla israf. Hele de milyonlarca insanın mülteci ve mağdur durumda olduğu günümüzde.
İftara davet edilenlerin hiçbiri yemeğe muhtaç değil ama oraya sarf edilen para ile yüzlerce mağdur sevindirilebilir!
İkincisi bu binlerce kişinin buluştuğu iftarlarda gelenlerin büyük çoğunluğu akşam namazını kılamıyor, çok önemli bir kısmı teravihe de yetişemiyor. Sevap işlemek şöyle dursun günaha giriliyor!
Bir de iftar sonrası birisi konuşursa program iftar vaktinde müsrifane yemek yemenin ötesine geçmiyor.
Bunun İslam’la ve ibadetle alakası yok, olamaz.
***
Öncelikle dini hassasiyeti olan dernek ve vakıflara sesleniyorum. Lütfen ya bu şova dönüşen iftar programlarını iptal edin ya da camileri dolduracak bir formül ile icra edin ki ibadete dönüşmesi gereken iftar israfa ve ibadeti ihmale sebep olmasın!
Ben şahsım adına bu iftar davetlerine yıllardır gitmiyorum. Birkaç tanesine mecburen katıldığım oldu oralarda da ibadet ruhu görmedim. Hele de bir devlet ricali geliyorsa iş iyice şova dönüşüyor!
Hanelerimizde az sayıda dost ile yapılan iftarı yüzlerce ve binlerce davetli ile şova dönüşen iftarlara tercih ediyorum.
Kısaca iftar şovlara hayır diyorum. (06 Haziran2016, Star)