Rizespor zaten grup liderliğini garantilemişti, ama gruptan çıkmaya çalışacak Beşiktaş’a karşı ikinci adamlarının çoğunlukta olduğu bir takımla oynayamazdı. Ancak gündüz maçında Sarıyer Demirspor’u yenince bu sorun da ortadan kalktı. Beşiktaş’ın da grup ikinciliği netleşti. Ve iki teknik adam da, hafta sonunda aralarında oynayacakları zorlu lig maçını da düşünerek ikinci ve maç eksiği olan adamlarını sürdü sahaya. Elbette her maç kazanmaya oynanırdı, ama bir yandan da gelecek maçların hazırlığını fırsat buldukça yapmak gerekirdi.
İkisinde de adlarını yeni duyduğumuz gençler vardı... Takım oyunu yerine onlara baktık:
Beşiktaş’ın iki genci Muhammed Raşit(18) ve Eslem’di(17). Onların özgüvenleri dikkat çekti öncelikle. Eslem’in orta alandaki mücadele isteği, kazandığı topları çabuk ve isabetli kullanması onun gelişimini daha kısa zamana sığdıracağını düşündürdü. Kim bilir bu iki genç hücum düzeni olan tam takım içinde yer alsalar belki daha güzel görünürlerdi.
“Hücum düzeni olan” dedim, çünkü ikinci adamlarla oluşmuş Beşiktaş’ın böyle bir yapısı yoktu. Kerim öndeki tek adamdı! Onun hiçbir gereğini yerine getiremedi... Orta alanda Tolgay Beşiktaş’ın en iyi yatırımı olduğunu bir kez daha gösterdi. Çalışkanlığı da top kullanımı da yerindeydi. Opare’yi birkaç maç görmek gerek diye düşünmekteyim. Dün de daha bir kararımız oluşmadan sakatlandı, çıktı. Çabukluğu ve hızı çok iyi. Ama sorumluluk almıyor. Pısırık bir görüntüsü var. Hep iyi bir şey yapacak umudu veriyor, ama orada kalıyor. Onu Porto’nun oynatmayış nedeni acaba bu mu? Son karar için, zorlu bir maçta ilk onbirin bir parçası olarak izlemek gerek. Miloseviç de sorumluluk almıyor. Dar alan oyuncusu. Savunma karambollarında yer seçemiyor... Bu nedenle boy uzunluğuna karşın, yan topları rakibe vurdurduğu oluyor. Bu hata Atınç’da da var. Atınç çabukluk gerektiren her pozisyonda rakiplerine yeniliyor! Dün Kweoke’ye yenildi birkaç kez. Kaleci Günay’a yer kalmadı, ama o da bir kazanç gibi duruyor Beşiktaş’ta. Mustafa’nın futbola dönüşü de bir başka ışık Beşiktaş için.