Ortadoğu’da güçlü bir siyasi aktör olmak mücadelesi PKK için hayırlı bir sonla sonuçlanacak gibi görünmüyor. Salih Müslim, Suriye ordusuna katılabileceklerini açıkladı. Bölgeyi ve gelişmeleri iyi gözleyenler için kuşkusuz bu açıklama sürpriz değil. Kantonların ilan edildiği bölgede Esat’la fiili bir işbirliği zaten vardı. Kantonların ilan edildiği şehirleri Esat’ın PYD’ye teslim etmesinin bir tek şartı vardı o da, ortak ‘düşman’ Türkiye’ye karşı savaşmak.
Rojava’da maaşların ödenmesinden tutun da, idari yapının Baas rejimi tarafından hala kontrol edilmesine, eğitim sisteminin aynen devam etmesine varıncaya kadar, Rojava, aslında fiili olarak PYD/Baas koalisyonunun kontrolü altında bulunuyor.
Kürt sorunu ve Ortadoğu söz konusu olduğunda, Kürt partilerinin ve Kürt halkının son 60 yıldır, hem Irak’ta hem Suriye’de sürdürdüğü mücadelenin hedefinde acımasız BAAS yönetimleri ve iktidarları vardı. Irak’ta KDP/YNK bu iktidara karşı kırk küsur yıl mücadele etti. Suriye Baası böyle bir mücadelenin bile sürdürülebileceği hemen hiçbir gelişmeye izin vermedi. Suriye’de Kürt olmak dahi mümkün değildi. Kürtler’e karşı hem Suriye’de hem Irak’ta gerçekleşen katliamların altında BAAS Partilerinin ve onların liderlerinin imzası var: Enfal, Halepçe ve Kamışlo katliamları ilk akla gelen katliamlar.
Şimdi, Kürtler’i özgürleştirme iddiasında olan bir hareket, Suriye Baası ve Esat’a katılabileceğini deklare ediyor.
Hangi zamanda?
Bu hareket tarafından Kürt milliyetçi dinamiklerinin ve haklı taleplerinin her bakımdan bloke edildiği bir zamanda..
Şöyle düşünüyorlardı:
‘Kürtler ve Kürdistan gerçeği adına tarihte her ne olmuşsa, Rojava ve Kobani’de oldu. Öncesi yok.. Rojava devrimi Fransız ve Ekim Devriminden bile daha önemli. Tarih Rojava ve Kobani’de başlıyor ve orada da bitiyor.’
Bu yanılsamaya bu hareket maalesef kendi dışındaki Kürtler’i de büyük ölçüde ikna etmeyi başardı. Oysa Rojava ve Kobani sadece, Esat’ın Suriye’deki iktidarını sürdürmesi ve PYD’nin iktidarı açısından önemliydi.
Tarihsel olarak Kürtler’in kalbinin attığı yer Hewler’di ve hala Hewler.. Ama bu gerçek, büyük algı operasyonlarının gölgesinde kaldı..
Şimdi varılan yer, hakikaten son derece trajik. Kürt milliyetçiliğinin merkezi olduğu iddia edilen Rojava’nın silahlı/siyasi güçleri, yüreğini Esat’a ve Baas’a biraz daha açıyor ve Esat’ın ordusuna katılmayı talep ediyor.
Hayırlı olsun.. Ne diyelim.
Ama bari herkesi işbirlikçi, hain ilan etmeseler..
Kod adıyla yazan biri, bana, Muhsin Kızılkaya’ya, AK Parti, KDP ve Kak Mesut Barzani’ye ateş püskürmüş yine..
Bu zata göre, yeryüzündeki bütün Kürtler işbirlikçi, hain, Kürt düşmanı..
Bu zat, kendi zayıf ve iflas etmiş bir ideolojiyle kuşatılmış dünyasında yaşayıp gidiyor. Gerilla desen gerilla değil, teorisyen desen evet teorisyen ama partisini felaketten felakete sürüklemekten başka bir işe yaramıyor geliştirdiği teoriler. İkinci dünya savaşının bittiğinin daha farkına varmadığı için, balta kesmez ormanlarda saklanmaya devam eden Japon savaşçıları gibi kendi dünyasında kalmaya devam etsin.. Ama kimseye hakaret etmeden yapsın bunu..
Galiba yanında onu uyaracak kimse de yok ki çıkıp da ‘senin ve senin gibi düşünenlerin bizi getirip koyduğu yer Esat’ın yani Kürt katliamlarıyla maruf Baas’ın ordusunun bir parçası olmaktır’ demiyor..