Evet, çok net ve açık: Mısır’da 528 değil, 683 değil, 37 değil, bir tek idam olsa, bir tek müebbed olsa, bunların tamamı ABD hesabına yazılacaktır.
Sisi’nin taşeron bir cani olduğu, Amerika’nın himayesi altında darbe yaptığı ve yüzlerce insanın idamına imza atabilme cür’etini ancak ve ancak ABD’den en azından göz yumma işareti alarak gösterdiği noktasında en küçük bir şüphe duymamak gerekiyor.
Türkiye dışındaki dünyadan henüz “insanca” bir ses yükselmiş değil.
Evet, çok doğru, Batı dünyasının yüreği, karaya vurmuş balinalar için harekete geçerdi, ama Mısır’da 10 dakika içinde verilen ve her on saniyeye bir ölüm kararının düştüğü idamlar karşısında bir yürek sesi çıkmadı henüz.
Utanç verici bir suskunluk gözleniyor Batı dünyasında...
Neden Batı dünyasının yüreğini sorguluyorum, çünkü İslam dünyasında olan bitenlerle çok ilgiliydiler, çünkü İslam coğrafyasına demokrasi gelmesi gibi bir gündemleri vardı, çünkü İslam coğrafyasında, despotik yönetimlerin gitmesini ve hukukun üstünülğünün hayata geçmesini istiyorlardı.
Baksanıza Alman Cumhurbaşkanı gelmiş Türkiye’de “hukukla niye problemlisiniz?” diye soruyor. Ne olmuş? “Twitter kapatılmış!” Alman Cumhurbaşkanı şu sıralar Mısır’a gidip “Ne yapıyorsunuz siz? Elleriniz neden bu kadar kanlı?” diye sorsa ya.
Obama Kahire’ye gelip, “Ne oluyor burda? Böcek mi eziyorsunuz?” diye sesini yükseltse ya...
İslam dünyasında halk iradesinin yükselme yönü boğazlarına durdu, onu Mısır’da Sisi gibi bir katilin eliyle İhvan’a jenosid uygulamakla, Suriye’de Esed’in varil bombaları ile bir ülkenin insan ve medeniyet birikiminin yokedilmesiyle çıkarıyorlar.
Yoksa Mısır’la, Suriye ile hiç ilgileri yok mu? Ben hiç ilgileri olmayan bir dünya ile ilgilenmelirini istiyorum Batılı ülkelerden?
Saddam Kuveyt’e işgal birlikleri gönderdiğinde Amerika bunu savaş sebebi saymadı mı?
Şu anda Amerika Irak’tan savaş tazminatı olarak günde 4 milyon varil ve varili, o da üretim sarafı olarak sadece 10 dolara petrol almakta değil mi?
Suudi Arabistan hele, bölgede Amerikan çıkarlarını engellemeye kalksın, kaç darbe ile karxşılaşır ve kaç idamg elir peşinden tahmin etmek zor mu?
Ne oldu da Amerika, adeta aklını yemişçesine darbenin “demokrasiyi kurtarma hareketi olduğu”na hükmetti ve böyle yüzlerce idamı görmez oldu?
Çünkü İhvan, Amerikan formatına göre bir Mısır - Suriye - Filistin vadetmedi?
Zordur İslam dünyasının İslam dünyası olması?
Zordur türkiye’nin türkiye olması.
Zordur bu coğrafyanın 100 yıllık prangadan kurtulması.
Hegemonik küresel güçler -rengi şu veya bu olabilir- bütün kurguyu kendi çıkarlarına göre tanzim ederler.
Kan gerekiyorsa kan dökerler. Çifte standartsa çifte standarttır. Çıkarlarına uygunsa, mesela düşmanlarını kuşatma ya da adamlarını koruma amacına denk düşüyorsa, “insan hakları” söylemini dillendirirler, birilerini yoketmek gerekiyorsa, onu idama götürecek gerekçe üretirler.
Tayyip Erdoğan’ın yolu bir süreden beri neden dikenlendi? Neden ona alternatif arayışları başladı kimi küresel odaklarda?
Zannediliyor ki, iş, sadece kişilerin müslümanlıklarıyla ilgili?
Öyle değil efendim. Körfez ülkeleri Amerikan hegemonyasını sorgulamaya başlasın, oralarda “Görevimiz Tehlike” senaryolarının nasıl devreye girdiğini ve krallıkların nasıl sapır sapır döküldüğünü görebilirsiniz. Kaç kral canını kurtarmak için ülke arar, tahmin etmek kolay olmaz. Laik kadrolar da, sömürge statüsünü sorgulamaya başladıklarında hedef haline gelirler, hiç şüphe etmesinler.
Bazan, Amerika’ya, Avrupa’ya, Rusya’ya “insanlık çağrısı” yapmakla ne kadar utanılası bir hale düştüğümüzü düşünüyorum. Hangi insanlık söz konusu olabilir ki emperyalistler petrol ya da silah satışı hesabı yapmaya başladığında?
Alta düşmeyeceksin.
Kurtlukta düşeni yemek kanundur.
Bizim coğrafyamızda ise en vahşi kurtluk düzeni hükümfermadır.
İdam edilen şehid olur, onların yüzü gülüyor cenneti görüyormuşçasına.
Ama onlar İslam dünyasına bir onur mücadelesini miras bırakıyorlar.
Üzerine şehid kanı sıçramış sömürgeciler ve taşeronları gerçeğini görmek...
İslam dünyasının bugünkü bilinç sınavı budur.
Türkiye, idamlar karşısında sesini, daha çok daha çok yükseltmeli ve insanlığın yüreğini, bu vahşet sınavında tavır almaya zorlamalıdır.
Farzedelim ki Mısır, İstiklal Mahkemeli, Yassıadalı günleri yaşıyor ve yüzlerce İskilipli, yüzlerce Menderes idam ediliyor. Bugünler geçer, ama herkesin içinde bir şey yapamamış olmanın yarası kalır.