Bir meslektaşımız Cumhurbaşkanı Erdoğan'a soruyor; "... Orman yaktığı tespit edilen kişiye verilecek ceza hakkında ne düşünüyorsunuz?..." Cumhurbaşkanı'nın cevabı net; "...idam istiyoruz." Daha önce de özellikle terör (PKK ve FETÖ), darbe, kadın cinayetleri, çocuk istismarı gibi konularda da 'idam cezası' hatırlatması yapıldığında, hiç tereddüt etmeden "önüme gelirse imzalarım" demişti.
Anlaşılıyor ki artık açıktan ve yüksek sesle Türk Ceza Kanunu içinde bir değişikliğin tartışılma zamanı gelmiş.
**
İdam cezasını, getirmek şöyle dursun, tartışmaya başladığımız anda yükselecek olan itirazları biliyorsunuz."... Bizi Avrupa Konseyi'nden çıkarırlar, AB ile müzakerelerimizi bitirirler, suçluları iade sözleşmelerimizi dondururlar, evrensel hukuktan uzaklaştırırlar..." Bilmiyorum başka aklınıza bir şey geliyor mu? "... Adaletin doğru tesis edilemeyeceği durumlarda verilecek hatalı kararların dönüşü ya da telafisi olmayabilir. Politik iklimler nedeniyle tartışmalı kararlar çıkabilir..." Yani çekinceleri arttırmak mümkün. Fakat tüm bu tartışmaya rağmen açıktan soralım;
- Pınar Gültekin'in katili için verilecek hangi ceza yüreğinizi soğutur?
- 'Aileme kızdım ormanı yaktım' diyen kişi için verilecek hangi ceza uygundur?
- 10 yaşındaki kızının gözleri önünde öldürülen Emine Bulut'un katiline...
- PKK'lı teröristlere.
- Masum halka kurşun sıkan FETÖ'cülere.
Bu listeyi uzatmak ne yazık ki mümkün. Çok üzgünüm ki mümkün. Ve hemen herkesin vereceği cevap da belli. İdam gelmeden yürekler soğumayacak... Peki, sahiden idam gelirse ne olacak?
**
Geçmişe dönük bütün AİHM yargılamaları gelsin gözünüzün önüne. Kendi yasalarımızın üstünde bir uluslararası üst hukuk yolu bize ne kazandırıyor ne kaybettiriyor? Bunun hesabını çeşitli örneklerle herkes kendi yapabilir sanıyorum... Türkiye'nin taraf olduğu Avrupa Suçluları İade Sözleşmesi ve bu sözleşmeyle birlikte çıkarılan Adli İşbirliği Yasası'ın ihlal edileceği ifade ediliyor. Peki yine kendi kendinize sorun. Avrupa bize bugüne kadar hangi suçluyu iade etti? "Avrupa Birliği, siyasi olarak Türkiye ile müzakereleri dondurur" deniyor. Özür dilerim ama sormak zorundayım; hangi müzakereler?
**
Çok uzatmadan açıkça tabloyu ortaya koyalım. İdam cezası gibi bir talep var. Orman yakanlar da dahil olmak üzere. Çerçevesi net ve belirli, tartışmaya yer bırakmaksızın uygulanacak bir düzenleme. Belki yapılmadan önce tüm riskleriyle beraber referanduma götürülür. Belki cezanın infazı için her dosya tek tek TBMM'ye getirilir. Bilemem. Çok yöntem var bunun uygulanabileceği. Ama artık milletin canına tak dediğini de yasa yapıcıların görmesi gerekir. Bıçak kemiğe saplandı artık...