Genellikle iç siyasi yapı değişmez, değişen siyasi iktidarlardır ve bunun öngördüğü yüzeysel değişiklikler yaşanır.. Ülkemizde siyasi yapının değişmesi öngörülüyor. Demokrasi paketi ve bunu olumsuz sayanların tepkileri başlangıç olacak ve yapıyı oluşturan ve değişmez olarak tanınan bazı prensiplerin değişmesinin başlangıcı olacak. Devletin uzun süredir değişmesinin büyük tepkilerine neden olan kadınların kıyafetindeki sınırlamalar kalkıyor ve değişim Avrupa’da görünen ve büyük bir hoşgörüyle karşılanan gibi değil, cumhuriyetin kuruluşunda laiklik ilkesinin önemli bir parçası kabul edilen başörtüsünün serbest bırakılması ile başlıyor. Bu değişimin sadece şekilde mi kalacağı yoksa değişmez kabul edilen bazı ilkelerin de tartışılmasının yolunu mu açacağı bilinmiyor. Zaten bugüne kadar bir kıyafetin bu derece sorun olması kuruluşta kabul edilen ilkelerin zamanla değişip değişmeyeceği tartışmasından kaynaklanıyordu. Devletimiz kurulurken sadece sınırlarımız daraltılmakla kalmadı geçmişte birlikte olduğumuz halkla benzerliklerimiz kaldırıldı ve başkalaştık. Bunu cumhuriyetimizin kuruluşunu tenkit için söylemiyorum. Ancak bu durum karşı tarafın bizi daha küçültmesini engellemek amacıyla yapıldı ve daha sonra topraklarımıza saldırıp bizi küçültmelerini engellemek için çevremizle, tarihi gerekçe göstererek ilgilenmemizi ve benzerliğimizin devam etmesini istemediler. Ülkemiz büyük bir başarıyla kurulan devletimizi tehlikeye atmamak için coğrafi sınırlarımızı, moral değerlerle değiştirmedik.
***
Bu yöndeki her değişim engellendi. Dış güçlerin desteği ile gerici olarak adlandırılan iktidarlar darbe ve benzeri operasyonlarla bertaraf edildi. Ülkemizde büyük değişimler olacağını düşünmüyoruz. Ancak geçmişte olduğu gibi bizi sadece maddi sınırlar içinde tutmayacakları ve çevreyle ilişkilerimizin gelişmesini istemeyecekleri anlaşılıyor. Suriye’ye müdahale etmemizi bir işgal hareketi olarak görecek ülkeler var. Özellikle Avrupa bölgemizde yeni bir güç olmasını istemiyor. Sorunların bizim dışımızda çözülmesini ve bizim olumlu bir tavır içinde olmamızı istemiyorlar. Mesela Suriye’de kullanılan kimyasal silahları kimin kullandığı ve amacının ne olduğu bilinmiyor. Ancak bir müdahalede bulunursak sorumluluğu bizim üzerimize atmaları mümkündür. Ancak Türkiye’nin müdahalesi halka karşı olmayacak hatta onları himaye edecek ve ülkeyi ile bölgeyi karıştıran güçlere karşı olacaktır.
Ülkemizin en zayıf yanı iç politikadaki yapılanmadır. Muhalefet, özellikle CHP, iktidarın yaptığı hiçbir şeyi olumlu karşılamayacaktır. Partiler arasındaki mücadele karşılaştığımız bir sorunu çözmek amacı taşımamakta sadece iktidarı nasıl ve ne kadar zayıflatacağı hesaplanıp bu yönde sözler sarf edilmektedir. Önümüzdeki dönemde bu yapının düzeltilmesi amacıyla partilerde lider değişimi için çalışılacağı anlaşılmaktadır. Zaten Erdoğan daha meclise girmeden ve bugüne kadar hedef sayılmaktadır. CHP lideri Deniz Baykal, bana göre siyasi amaçla tasfiye edilmiş, yerine daha uygun politika izleyen birisi gelmiştir. Erdoğan’ı tasfiye amacıyla bir ekonomik kriz yaratılacağı ve parti içi bölünmenin teşvik edileceği tahmin edilebilir. Ama her eylem hedefine ulaşmaz ve eylemi yapanın kaybetmesine de neden olabilir.