Ekonomi yönetiminin dış ilişkilerde başlattığı ziyaretler serisinin üçüne tanıklık ettim, Danimarka, Polonya ve Romanya’da...
Ziyaretler ‘ekonomik’ ama öncelikli konu darbe girişimi, FETÖ ve OHAL.
Zira yabancı ticaret ortakları Türkiye’de ne olduğunu, gelecek günlerin ne getireceğini merak ediyor.
Verilen mesajlar net:
- Türkiye’deki darbe girişimi, halkın demokratik olgunlukla karşı koyması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi liderliğiyle başarısızlığa uğratıldı.
- Darbe girişimini başlatan, eğitim, hoşgörü, diyalog ve hizmet görüntüsü altında bürokrasi, ordu, sivil toplum ve ticaret hayatında güçlenen Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yapılanmasıdır.
- Bu yapı, Türkiye’de ve uluslararası alanda Türkiye’nin imkanlarından yararlanarak elde ettiği gücü, devleti tamamen ele geçirmek amacıyla kullanmıştır.
- Halkın da, Erdoğan’ın da, siyasi yapının da temel talebi ve hedefi ‘daha demokratik bir Türkiye’dir. Bunun mesajları ilk günden itibaren tüm açıklamalarda verildi.
- Dünya bu açıklamaları dikkate almalı, FETÖ bağlantılı medya organları ve lobilerin etkisi altında kalınmamalı.
- Türkiye, darbeci yapının temizlenmesi ve kurumların, sistemin demokratikleşmesi için gerekli adımları atmaya başladı.
- Türkiye, Avrupa’nın bir parçasıdır ve Avrupa kurumlarının da önemli bir parçası olmaya devam edecek.
- Ülkelerinizde bu yapı halen eğitim ve diyalog adı altında okullar, STK’lar ve şirketler yönetiyor. Bu okullardan yetişen, yetişecek kişilerin, Türkiye’de olduğu gibi, girecekleri devlet kurumlarında, şirketlerde sahip olacakları bilgileri ‘örgütlerine’ aktarmaları, ülkeleriniz için de bir ‘tehdit’ oluşturacaktır.
- Türkiye’deki darbe soruşturmasını takip edin ve örgütün yapılanmasını, kanlı bir darbe girişimine nasıl ‘cüret’ edebildiğini somu veriler ışığında analiz edin.
Bu izah, anlamak istemeyenleri bile en azından ciddi bir kuşkuya düşürüyor.
Kalan kısmında ise o ülkelerdeki Türk toplumu devreye giriyor.
Romanya örneği gibi...
***
Romanya’da FETÖ’ye bağlı bir anaokulu, 9 kolej ve bir üniversite var. 3300 öğrencileri var-dı.
Romanya hükümeti okullarla ilgili uyarıya, ‘kapatırsak bu öğrencileri nereye yerleştiririz’ diye mazeret beyan edince, Bükreş Büyükelçisi Osman Koray Ertaş çözüm üretmiş.
Ailelerle görüşmüş, İngilizce eğitim veren uluslararası okullarla anlaşmış.
Yeni başlayacak öğrenciler için yüzde 35 indirim, FETÖ okullarından geçecek öğrencilere ‘aynı fiyat garantisi’, taksitle ödeme ve Türkçe eğitim imkanı sağlamış. Okullar da ‘yemeklerde domuz ve domuz ürünleri kullanmama’ garantisi vermişler.
Bir ayda 100 öğrenci FETÖ okullarından kaydını sildirerek diğer okullara geçmiş.
Romanya Türk İşadamları Derneği (TİAD) ve Romanya Müslüman Tatar Türkleri Demokrat Birliği (RMTTDB) FETÖ bağlantılı kurum ve şirketleri dışlamış. Örgütle ‘eleman’ düzeyinde bağlantılı olmayan işadamları da bağlarını koparmış.
Romanya’daki soydaşlar ve Türkiye’den gelen farklı siyasi görüşlerdeki Türklerin kurduğu STK'lar, FETÖ’ye karşı birleşmiş, ortak bildiri yayınlamış.
İşadamları “İç savaş planladılar ama Türkiye’de de, Türklerin yaşadığı ülkelerde de ‘iç barışı’ sağladılar” diyorlar.
Hem Polonya, hem Romanya, aslında AB ve özellikle ABD’ye bakıyor.
Örgütün başı Fetullah Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesi halinde özellikle doğu Avrupa ülkelerinin örgüte karşı net tavır alacağını anlattı görüştüğüm herkes.
***
Dünyada Türkiye'yi ve Türk adını kullanarak güçlenen FETÖ, şimdi ABD ve AB'deki Erdoğan ve Türkiye karşıtlarıyla aynı cepheye geçti.
Bunu ‘yemeyenler’ de var elbette.
Örneğin Romanya’nın eski başbakanı Victor Ponta.
Onun döneminde ‘böcek’ sanığı iki polis Türkiye’ye iade edilmişti.
Ponta, darbe girişiminin hemen ardından 21 Temmuz’da hem ülkesini yönetenlere, hem de AB’ye yönelik çok sert bir yazı yayınlamış: "Romen basını Türkiye’deki darbeyi destekliyor ve demokratik yollarla seçilmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın alaşağı edilmemesinden hayal kırıklığı duyuyor. Romanya, Taliban ve İŞİD’den daha tehlikeli bir tarikatın kontrolüne geçmesi riski karşısında ne yapardı? Bazı yorumcular darbenin bir senaryo olduğunu öne sürüyor. Türk Cumhurbaşkanı çok büyük risk alıp tatil yaptığı yerden ayrılmasaydı, darbecilerin helikopterleri tarafından bombalanacaktı. Romen basınında çıkan bazı haberlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’dan siyasi sığınma talebinde bulunduğu iddia edildi. O sırada gözü kara Erdoğan İstanbul’a inmişti bile!”
***
Polonya ve Romanya heyetine Kalkınma Bakanı Lütfü Elvan başkanlık etti. Heyette 'ilk kez' muhalefet temsilcileri de yer aldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Baki Şimşek, bu '15 Temmuz ruhu'ndan son derece memnundu. Yabancı muhataplarının, gazetecilerin darbe, OHAL ve demokrasiye ilişkin sorularına 'muhalefet' olarak değil, bir 'Türk siyasetçi'olarak cevap vermeleri çok önemliydi.
Gerçekten de, FETÖ'nün iç savaş planından halk iç barış çıkardı...