Obama yönetiminin 21 Ağustos’tan sonra benimsediği kararlı ama esnek tutum Suriye krizinin siyasi yollardan çözümüne olanak sağlayacağa benzer. Amerika Dışişleri Bakanı Kerry’nin dün Londra’da yaptığı açıklama, İran ve Rusya’nın hazırladığı söylenen planlar, Başbakan Erdoğan’ın “Rusya’yı işin dışında tutmayalım” çağrısı müdahale tehdidinin siyasi çözüm bulunmasına yardımcı olacağına işaret ediyor.
Eğer soruna siyasi bir çözüm bulunabilirse, yani Suriye hem elindeki kimyasal silahlardan kurtulup, hem de Esad’sız bir geçiş sürecine razı olacak olursa, ülkede daha fazla kan dökülmesinin önüne geçilecek, rejimin düşmesinin ertesinde doğabilecek kaos önlenecek, komşumuz yeniden ve daha kolay istikrarına kavuşacak demektir.
***
Böylesi bir çözüm Türkiye’nin de çıkarlarına hizmet edecektir. Benim görebildiğim kadarıyla Türkiye’nin amacı Esad’ı cezalandırmak değil. Amaç Suriye’de çekilen acılara son vermek, ülkenin değişimini ve demokratikleşmesini görmek, üstündeki yükü hafifletmek, mümkün olduğunca da komşusunun geleceği üstünde söz sahibi olmak. Siyasi çözüm bu amaçlara hizmet ettikten sonra Ankara tarafından desteklenmemesi imkansız.
Zaten Başbakan Erdoğan’ın St Petersburg’a gitmeden önce Esad’a Suriye’den çıkış önermesi, Ankara’nın cezalandırma yerine siyasi çözümü tercih ettiğini gösteriyor. Suriye üstündeki baskı sürdüğü sürece de siyasi çözüm şansı artıyor.
Amerikan Kongresi müdahaleye kırmızı ışık yakmadığı takdirde, baskı artacak, İran ve Rusya’nın işbirliğiyle soruna siyasi bir çözüm bulunması için masaya Cenevre ya da başka bir yerde oturulacak.
Diyebilirsiniz ki muhalefet masaya oturmaz, askeri kanat Esad’ın temsilcileriyle konuşmaz. Evet, konuşmayacaklar mutlaka çıkacaktır. Ama konuşacaklar ve Suriye’nin geleceğini kurmak için rol almak isteyecekler de çok olacaktır.
Unutmayalım ki Amerika’nın, Rusya’nın, Fransa’nın, İngiltere’nin ve Türkiye’nin rıza göstereceği bir çözümü veto etmek kolay değil. Temel parametreler üstünde mutabakata varıldıktan sonra çözüme direnenler denklem dışı kalır.
Müdahale yapılmazsa ve sorun siyasi yollardan çözüme kavuşma eğilimi gösterirse, eminim ki iktidar da eleştirilecek, sanki güç tehdidinde bulunmakla güç kullanmak aynı şeymiş gibi düşünenler çıkacaktır. Bugün müdahaleyi, müdahale tehdidinde bulunmayı savaş gibi düşünenler yarın siyasi çözüm olursa, bunu iktidarın başarısızlığı olarak sunacaklardır.
***
Ama eğer güç kullanma tehdidi ve kararlılık gösterisiyle soruna siyasi bir çözüm bulunursa, aslında büyük bir başarı kazanılacaktır. Türkiye’nin siyasi süreci sadece Suriye’nin geleceği ve kendi güvenliği için değil komşusu İran’ı ve Rusya’yı oyuna dahil edecek olması yüzünden de desteklemesi gerekir.
Bu sayede İran ile yaşanan rekabet daha makul bir mecraya sürüklenecek, Rusya ile ilişkilerde gerilim riski ortadan kalkacaktır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki adalet de bir şekilde sağlanacaktır. Ama en büyük adalet bu sorunun sürmesi halinde ölebileceklerin kazanılması olacaktır. Yeter ki şu an siyasi çözüme işaret eden ibre durduğu yerde dursun...