Hurma artık sofralarda yer edinmek için 365 gün Ramazan ayını beklemiyor. Rafine şekere alternatif kullanımı hızla artıyor. Üstelik bir de şurubu ve şekeri pazarlanıyor. Neredeyse tüm sağlıklı ve doğru tarifler yaptığını iddia eden blogerlar, kafeler, pastane, fırın ve hazır yemekçiler bol kepçeden kullanıyor. Peki hurma gerçekten masum mu?
Şeker tadı olmadan yapamıyoruz. Gün içinde elimiz ayağımız titrediğinde bir lokma tatlıyı ağzımıza attık mı veya orucu şekerli bir şeyle mesela hurma ile açtık mı o an için pek huzurlu oluyoruz. Bizi şeker algısına bu kadar kenetleyenin rafine şeker olduğunu unutmayın. Çocukluğumuzda büyüklerin bize seremonilerle hediye ettiği çikolatalar, akide şekerleri bu bağımlığın temelini attı. Unutmayalım ki yediğimiz sebze ve meyvede şeker zaten mevcut. Ekstra şekerli atıştırmalıklara hiç gerek yoktu. Ama olan oldu ve şeker bağımlısı bir nesil haline geldik.
Şekerle arama mesafe koymam sağlık sorunlarım sebebiyle olmuştu. Ve maalesef şekerli tatlı, çörek, pasta fena güzel yapıyordum ve yine maalesef şekerli tüm tatlıları çok seviyordum. Ama sağlığımı geri kazanmak için ona alternatif bulmaya mecburdum. Bu yüzden neredeyse bir üniversite daha bitirir gibi, tüm alternatif ürünler hakkında detaylı bilgiler edindim, raporları okudum ve uygulamalar yaptım. İşte tam da o dönemde hurmanın benim için dost olmadığını keşfettim. Çünkü yapısı ve lezzeti itibariyle şekere çok iyi alternatifti. Yapısı o kadar kavrayıcıydı ki, oluşturduğunuz tariflerde glutene bile ihtiyaç hissetmiyordunuz. Şeker tadı o kadar yoğundu ki rafine şeker olsa olmasa ne olur dedirtiyordu. Ama dediğim gibi kan şekerimle ilgili bir sağlık sorunum vardı ve kuru hurma bunu daha da fazla tetikleyebilecek kapasiteye sahipti.
Rafine şekere gelecek olursak; rafine şeker gıda değildir. O yapay bir maddedir. Katkı maddesi gibi düşünebilirsiniz onu; gıdaların içine girdiğinde onların bozulmasını önleyerek raf ömürlerini arttırır. Bir özelliği de bağımlılık yapması. Üstelik eskisi gibi şeker pancarından ziyade artık mısır şurubundan elde edilmekte ve bu da maliyetini iyice düşürmektedir. Üretici için müthiş bir madde anlayacağınız. Bu yüzden satın aldığınız her atıştırmalıkta bol bol kullanılmakta. Aslında meseleyi iki grup için ele almamız gerekiyor. Şeker sorunu olanlar. Ve sağlıklı bireyler. Bu iki grubun şeker alternatifleri birbirinden farklı. İlk grup kuru hurmaya dikkatle yaklaşmalı, diğer grup ise sayıyı abartmadan şekere alternatif tüketebilir. Her iki grubun da rafine şekere alternatif bulma şansı var. Benim kişisel önerim, orucunuzu hurma ile değil zeytin ile açmanız. Konunun devamını uzman cevaplarına bırakıyorum ve sizin de bu yazıya göre kendi yol haritanızı daha rahat oluşturacağınıza inanıyorum. Gelecek haftalarda rafine şeker alternatifi tüm doğal ürünleri masaya yatıracağız, takipte kalın.
Kurutulmuşunu değil tazesini tüketin
Kontrolsüz şekeri olanların bu tip alternatiflere dikkatli yaklaşması gerek. İnsanlar rafine şekere alternatif bulmak için son zamanlarda piyasaya yeni sürülen bir çok ürünü hiç sorgulamadan kullanmaya başladı. Bunların içinde hindistancevizi şekeri, elma ekstresi ve de hurma şurubu, şerbeti var. Hurmayı taze olarak tüketmekte hiç bir sakınca görmediğim gibi tam tersine faydaları için hastalarıma öneriyorum. Kuru hurma başka bir konu. Kurutulmuş neredeyse tüm meyvelerin fazlası sakıncalı. Kuru meyvelerde ki, hurma da onlardan biridir fruktoz oranı yüksektir. Diğer taraftan hurmanın kurutulmuş halinde lif çok yoğundur bu da olumlu tarafıdır. Yine de günde bir bilemedin iki adet yenmesi karşı çıktığım bir şey değil ama tazesini tüketilmesini her zaman tercih ederim. Hipoglisemisi ve şekeri olanların dikkatli olmasını öneririm.
Son dönemde iyice artan hurma püresi kullanımı var. Barlar, kekler ve tatlılar yapılıyor ve hiç bir sorun yaratmazmış gibi bol bol yeniyor. Hurmayı ezerek tatlıların içine koymak ve onu rafine şekere sağlıklı bir alternatifmiş gibi bol bol tüketmek miktarı abartılırsa tehlikeli olabilir. Şurubunu ve şerbetini konuşmam bile.
HURMA; İYİ Mİ KÖTÜ MÜ?
Yeni bir meyve değil. Hep hayatımızda vardı ama son yıllarda pek bir popüler oldu. Artık çikolatadan keke, kurabiyeden pastaya her şeyin içinde o var. Biz diyetisyenler hurmayı çok severiz. Çünkü güzel bir karbonhidrat seçeneğidir. Vitamin ve mineral yönünden çok zengin bir meyve. İyi lif içerir. O yüzden çocuk beslenmesinde, gebelik döneminde, sporcularda, yaşlılarda her dönemde rahatlıkla kullanılır ama bir konuda dikkat edilmesi zaruridir: O da zayıflama diyetleri. Çünkü kalorisi ve glisemik indeksi yüksektir. Yani, kan şekerini hızlı yükseltir ve iştahınızı açabilir. Şeker probleminiz var ise, hipoglisemi, insulin direnci gibi sorunların artmasına bile sebep olabilir. O yüzden çok sağlıklı ve güzel bir seçenek olsa da hurma çok da masum değildir.
Eskiden kimse evde pasta yaparken şekersiz nasıl yapsak diye düşünmezdi. Ama şimdi şekersiz tarifler arttıkça artıyor ve biz biliyoruz ki şeker koymadan da lezzetli tatlılar yapılabilir. O zaman şeker yerine ne olsun derken hurma çok iyi bir seçenek olarak karşımıza çıktı. Güzel de oldu ama miktarına dikkat edin. Günde 3-4 hurmadan fazlasını yemeyin. Her şeyin fazlası zarar. Sağlıklı olayım derken başınıza iş açmayın!
Bu arada şeker yerine bitkisel bir seçim yapmak istiyorsanız agave kullanabilirsiniz ama unutmayın ki agave de sıfır kalori değildir. Meyve şekeri içerir ama glisemik indeksi düşüktür.
Dünyanın en eski meyvelerinden
- Ortadoğu’da binlerce yıldır yenmektedir.
- Hurma ağacı olarak bilinen palmiye ağacının meyvesidir. Palm yağı da bu ağaca akraba bir hurma ağacından elde edilir.
- Dört kuru hurma yaklaşık 668 mg potasyum veya günlük potasyum ihtiyacınızın yüzde 14’ünü içerir
- Dört kuru hurma günlük ihtiyacın yüzde 11’ini karşılar
- Dört kuru hurmada 6,4 gram lif vardır ve bu erkekler için günlük yüzde 21, kadınlar için yüzde 30 lif ihtiyacına denk düşer.
- 100 gr kuru hurmada 36 birim glisemik yük vardır.
- 100 gram kuru hurmada 282 kalori, 64 gram şeker vardır
- Kötü huylu kolesterolü azalttığı bilinir.
- Her hurma çeşidinin kan şekerine etkisi farklıdır. Bazı kuru hurma çeşitleri üzerinde yapılan araştırmalar tip 2 diyabetli insanların kan şekerini ani sıçratmadığını göstermiştir.