Rusya uçağının angajman kuralları gereği düşürülmesi, Putin’in Rusya kamuoyunu, savaş alarmıyla beslemesine neden oldu.
Türkiye aleyhtarlığı ile Erdoğan düşmanlığı hat safhada. Bir zamanlar, “CIA ajanı” olduğu gerekçesiyle, Gülen okullarına yüz vermeyen Putin, şimdilerde FETÖ’nün 17 - 25 Aralık’ta kurguladıkları tapeleri yayınlattırmakta.
Putin, neden bu kadar çılgına döndü?
Sadece düşürülen uçak, tabii ki sinirinin gerilmesine neden olabilirdi, hatta çok üzüle de bilirdi. Uçak olayında; kendisinin suçlu olmasına rağmen, Türkiye sınırlarını ihlal etmesine rağmen, Türkiye’yi sorumlu tutan ve Türkiye’ye kin kusan beyanlarıyla, başka bir gerçeğe de ışık tutmakta esasında!
Putin; Gürcistan, Ukrayna, Kırım olaylarında istediğini yaptı ve Batı elbette kızdı ama Rusya ile kavgayı derinleştirecek tutum sergilemedi. Putin, “güç kimde ise, zafer O’nundur” felsefesine inanmış olmalı ki, “sınır tanımayan siyaset” profiliyle, “hukuk ve kural tanımayan haydut” tavırlarıyla, tekrar eski gücüne kavuşmak isteğinde. Batmakta olan Rusya sosyolojisini, çökmekte olan ekonomisini, paramparça olan yeni nesil gençliğini, farklı bir yöntemle ayakta tutmanın, yeni ideallerle merkeze toparlamanın yollarını aramaktadır.
Toplumuna “dış tehdit var, birleşmeliyiz” mesajı, hep tutmuştur. Çünkü Ruslar, genelde milliyetçidir.
Putin “vatanseverlik” ideolojisiyle, “emperyal” hayalleriyle, Yeltsin döneminde ölmüş olan ruhu yeniden diriltebildi. Putin’in ülke içerisindeki esas silahı budur. Putin; Rusların, milliyetçi duygularını iyi biliyor ve tüm kozu bu argümana dayanmaktadır.
Uçağın düşürülmesi; Ukrayna sonrası dağılmış bir ekonomi ile baş başa kalan Rus toplumunu, hesap sorma yoluna sokmadı. Tüm Ruslar, Putin’e destek verdi. Elbette eleştirenler, bu politikaları doğru bulmayanlar da vardı. Lakin genelde durum, Putin’in lehindeydi.
Rus toplumu; Suriye ile birlikte yapılan bu yeni hamlenin, Rusya’nın “gücünü ikiye katlayacağı” yorumlarına başladı. Kremlin güdümündeki ideolojik medya, Rusya’yı adeta “kurtarıcı” olarak anlatmaya başladı.
Mısır’dan Rusya’ya gelen uçağın düşürülmesi ile sorgulamanın ölçüsü de artırmaya başladı ve insanlar “neden orada insanlarımız öldü”, “bizim Suriye’de ne işimiz var” demeye başladılar. Gerçi bu sesler de fazla yüksek değildi. Çünkü Putin’i sevenlerin yanı sıra, Putin’den korkanlarda az değil!
Türkiye, sınırlarının ihlali sonucunda angajman gereği düşürülen uçak olayı, Putin’in kendi toplumuna hesap verme ölçüsünü artırdı.
Putin’in kibrinin ezilmesi söz konusu oldu. Putin esasında kibirli biridir ve bu olaya da şahsi değerlendirmeyle yanıt vermekte.
Ve elbette olayı bu kadar uzatmasının nedeni; yeni durumdan, yeni fayda ile çıkma hırsı. Suriye’ye; bu olayı bahane ederek, yeni askeri güç yerleştirme hevesini de anlamak mümkün.
İran’ın kılavuzluğunda hareket ettiğini de göz ardı etmemek lazım. Putin; acilen alternatif pazarlar bulunması gerekiyor. Yoksa savaş açacak, ekonomik manevralar yapacak güçte değil şu anda. Rusya’nın “zayıf halkaları” yeterince fazla! Bunu doğru tespit edip, ona göre strateji belirlemek gerekiyor. Rusya’da, aklı başında entelektüellerin varlığını da göz ardı etmemek lazım. Putin’den hesap sorma, giderek hızlanacak. Esasında Putin’in çılgın tavırlarının altında yatan budur. Bu dengesizlikten, kötülük beklemekte ve buna hazır olmakta yarar vardır. Savaş beklememiz doğru olmaz. Lakin Suriye’de Kürdistan kartını, Ermeni kozunu, PKK - YPG terörünü kullanacağını da beklemek lazım. Rusya’ya pabucunu ters giydirenleri, İRAN ve BATI’da aramak lazım...