Bazı devletlerde yargı ve adalet düzeni, devleti yurttaştan koruma işlevi görür; bazılarında ise yurttaşı devletten koruma. İlk gruptakilere kanun devleti denir, demokratik gelişmişlik sıralamalarında da bunlardan pek bulunmaz. Yargı daha çok otoriter iktidarın kendisini meşrulaştırma aracı olarak kullanılır. İkinci grup içinde yer alan ülkelerde ise demokrasi değil demokrasinin kalitesi yargı sistemi üzerinden tartışılır. Tıpkı ABD’de “Ferguson olayı”nda yargının polisi suçsuz sayması sonrasındaki tartışmalarda olduğu gibi.
İlk gruba giren ülkelerin listesi uzun, ancak Mısır muhtemelen en üst sırada yer alıyordur.
Hatırlayalım, Mısır’da bir “Arap Baharı” yaşandı, bu sürecin sonunda Hüsnü Mübarek, yetkilerini orduya ve anayasa mahkemesine devrederek istifa etti. Muhtemelen bu dönemde ordu ve üst yargının kendisini sonsuza kadar koruyup kollayacağını hesaplamıştı. Ancak olaylar beklediği biçimde gelişmedi, Parlamento çoğunluğunu Mısır devrimini gerçekleştirenler aldı, devlet başkanı olarak da bu kesimlerin adayı Mursi seçildi. Bu arada Mübarek tutuklanıp idam cezasıyla yargılandı; sonra ömür boyu hapse mahkum oldu; oğulları ise bu mahkumiyetten kurtuldu.
Mübarek’in suçu ne?
Mübarek’in idam edilmemesine tepki gösterenler, gösterilerine devam ettiler. http://tr.wikipedia.org/wiki/Hüsnü_Mübarek adresinde bu protestoların Mübarek’i depresyona soktuğu bilgisi eklenmiş. Lider hassasiyeti bu olsa gerek. Ama gelişmelere bakılırsa Mübarek’in depresyonu uzun sürmemiş olmalı. Zira Mursi yeni koltuğuna ısınamadan ülkede dış desteği son derece aşikar bir askeri darbe oldu, bu sefer de Mursi tutuklandı.
Her şey kanunlara uygundu, sadece kanunlar halka uygun değildi.
Hem Mübarek hem Mursi siyasetten tasfiye edilince darbe kahramanı Sisi devlet başkanı oldu, bu da kanunlara uygundu; seçimler mesela gayet usulüne göre yapılmıştı. Muhalif kesimlerin genel olarak hapislerde tutulması, tutuklanmayanların da korkutularak evlerinden çıkmamalarının sağlanması, seçim sonuçlarında bir faktör olarak değerlendirilmedi. Bazılarının oy kullanabildiği, bazılarının ise kullanamadığı seçimler sonrasında dünya Mısır’ı alkışladı.
Dünyanın önemli devletleri Sisi’yi bağırlarına bastıklarına göre, demek ki Mısır’da iyi işler yapılıyordu. Dolayısıyla bu iyi işleri yapmaya devam kararı alındı.
Mursi’nin suçu ne?
Mübarek’in, Arap Baharı sırasında göstericilerin öldürülmesi suçlamasıyla yargılandığı davası mahkeme tarafından reddedildi; yani bu insanların öldürülmesinde bir dahli bulunmasının imkansız olduğu söylenmiş oldu. Ayrıca, İsrail’e düşük fiyatla gaz satarak yolsuzluk yaptığı iddiasıyla açılan davadan da beraat etti. Bir de rüşvet davası vardı, o da zaman aşımına uğradı. Kimseyi öldürmemiş, öldürme emri vermemiş, rüşvet-yolsuzluk yapmamış, isyanlar olunca depresyona girdiğine göre halkını da çok sevmiş. Peki neden o halk kendisini devirmek için sokaklara düşmüş? Herhalde Mısır halkı çok isyankar olduğu için.
Tüm yargılama süreci yasal mı, yasal. Ama sanki ufacık bir sorun var. Benzer suçlardan dolayı Mübarek aklanırken Mursi’nin ömür boyu hapsi isteniyor.
Kafalar karışmasın, bunun çaresi de kanun yoluyla bulunmuş.
Arap Baharı sırasında “terörist” olarak adlandırılmayan, hatta bir dönem seçmen bile olabilen İhvan, bugün terör örgütü olarak ilan edilmiş durumda. Dolayısıyla Mursi, Mübarek’ten fazla olarak terör örgütüne yardım yapma suçuyla yargılanıyor. Üstelik, bir olayın suç sayılmadığı zamanlarda yaptıklarının sonradan suç sayılması yoluyla. Bu formülü bulan bir sisteme hukuk devleti denmez de ne denir?