Acaba CHP Silivri’de görülmekte olan ‘Ergenekon’ davalarının Türkiye’nin yakın geçmişte yaşadığı çeşitli siyasi altüst oluşlarla ilgili olduğunu unuttu mu? Yoksa milletin mi unutkan olduğunu sanıyor CHP?
Dün parmakları televizyonların kumanda cihazlarında dolaşan izleyiciler ekranda gördükleri manzara karşısında şaşırmışlardır. CHP’nin bildik iki yüzü, gırtlakları patlayasıncaya kadar bağırarak, mahkemede görülen davalarla ilgili akla zarar şeyler söylüyorlardı.
Meğer içeride ‘faşist hukuk’ uygulanmaktaymış...
Hukuk herkese lâzım. Yargıyı gözümüz gibi korumamız şart. Elbette hukuki cinayetlerin işlenebildiğini, yargının âdil olması gereken terazisinin bazı durumlarda şaşabildiğini, bazen suçsuzların suçlu suçlularınsa suçsuz ilân edilebildiğini biliyoruz; ancak bu bilgimize rağmen, sivil mahkemelerin ‘faşizm’ ile suçlanabildiği tek bir örnek aklımıza gelmiyor.
Sebebi belli: Savcılar ne iddia ederlerse etsin, mahkeme yargıçlarının kararı ne olursa olsun, yargılama ancak temyiz süreci sonrasında kesinleşiyor; o aşamada bile yanlıştan dönmeyi mümkün kılan itirazlar yapılabiliyor. Meclis’te yasaları değiştirmek de mümkün.
Bütün bu süreç içerisinde yer alan yargının değişik kurum ve üyelerinin hepsinin ‘faşist’ olduğuna mı inanıyor CHP, yoksa yasalardan oluşan hukuk sisteminin ‘faşist’ olduğuna mı? Varolan hukuk sistemini oluşturan yasalar CHP’nin de içinde yer aldığı Meclis tarafından çıkarıldığı halde...
O yasalar arasında yargıyı etkilemeyi suç sayan da var.
‘Ergenekon’ genel başlığı altında Silivri’de görülmekte olan davalar Türkiye’nin siyasi tarihinde yaşanan yanlışlıklarla ilgili. Danıştay baskınından gazete bahçesine bombalar atmaya, seçilmiş iktidarları devirme tuzağına, darbe hazırlıklarına kadar nice olay yargılanıyor ‘Ergenekon’ kapsamında...
Yargılananların hepsi haklarındaki iddiaları hak ediyor mu? Kuşkuluyum. Yargılanan çok sayıdaki ‘sanık’ arasında haksız yere gözaltına alınan, tutuklanan, aylar ve yıllarca cezaevinde yatan/lar yok mu? Kuşkuluyum. Kuşkumun sebebi, çok sanıklı davalarda kurunun yanında yaşların da yanabileceğini, davanın taşıdığı özelliklerin yargılayanları yanlışlıklara sürükleyebilecek karmaşıklığını bilmem.
Aylardır hatta yıllardır tutuklu bazı sanıkların bana da gönderdiği mektuplar, yakınlarının gazetelerde okuduğum açıklamaları, davaların bütünüyle eleştiriden muaf yürütüldüğü konusunda beni de kuşkuya düşürüyor. İyi de, kuşku duyunca hemen mahkemeyi, mahkemeden hareketle yargıyı, orada da durmayıp bütün hukuk sistemini ‘faşist’ olmakla suçlamak neyin nesi?
Kusura bakmasınlar, ama CHP, bu tavrıyla, siyasi sistem içerisinde sahip olduğu varlık sebebini zedeliyor. Siyasi sistem içerisinde yer alan partilerin varlık sebebi, hataların ortadan kaldırılması için çaba göstermektir; yoksa sistemi karalamak değil... Mahkeme önünde “İçeride faşist hukuk uygulanıyor” açıklamasını yapan CHP, eminim, kendisine umut bağlayıp her seçimde oy verenleri bile hayal kırıklığına uğratmıştır.
CHP’nin demokrasi-dışı formüllerden medet ummuş kıytırık siyasi proje sahiplerinin peşine takılmasını anlamak çok zor. ‘Ergenekon’ kapsamında yürütülen davaların bazısı geçmişte CHP’lilerin de şikâyetçi olduğunu sandığım demokrasi-dışı eylemlerle ilgili çünkü.
Partilerini zihinlerde farklı bir konuma oturtarak altlarındaki iskemleyi kendi elleriyle ittiklerini nasıl oluyor da görmüyor CHP’liler?