Bu köşeyi takip edenler, güncel siyasete girmemeye çalıştığımı bilirler. Ancak elimden geldiğince doğruya doğru, eğriye eğri demeyi de şiar edindiğimi belirteyim, bu doğru veya eğri kimden sadır olursa olsun.
Mesela önümüzdeki yerel seçimler bağlamında siyaset arenasının iyice ısındığı bu günlerde HÜDA PAR'ın yerel seçimlerdeki tutumu, söylemi, adaylarının profili, bu arada Batman Belediye Başkan adayı Serkan Ramanlı'nın duruşu, çıkışları, söylemleri sizin de dikkatinizi çekmiştir. Parti Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun ve Batman adayı Serkan Ramanlı'nın, sahip oldukları entelektüel birikimi halkın anlayacağı bir üslupla günlük dile aktarma hususunda büyük bir başarı sağladıkları da görülüyor. Genelde partinin, Batman özelinde Serkan Ramanlı'nın belli bir sempati toplaması da bu yüzden. Bölge siyasetine yeni bir soluk, kalıcı bir renk kazandırdıkları belli oluyor. Takip ettiğim kadarıyla basının gündeminden de düşmüyorlar. İtiraf etmek gerekir ki ülkenin, özellikle bölgenin yıllardır hasret kaldığı bir siyasi dil kullanıyorlar. Dil derken şunu da belirteyim, mesela Batman adayı Serkan Ramanlı Kurmanciyi, Diyarbekir adayı Faruk Dinç Zazakiyi ve Dersim adayı Muhammed Ata Yüksel de Zazaki ve Kurmanciyi büyük bir ustalıkla kullanıyorlar. Diğer adayları da muhakkak öyledirler. Nitekim yıllardır bölgede yerel iktidarı elinde tutan partinin adaylarının da çoktandır buzdolabına kaldırdıkları Kürtçeyi çat pat da olsa konuşmaya çabaladıkları fark ediliyor. Neticede güncel siyasetten uzak dursak da, HÜDA PAR'ın siyaset sahnesindeki bu etkin ve isabetli yerini alması alternatifsiz bırakılan bölge halkı için hayırlı olmuştur demek durumundayız.
Ben HÜDA PAR'ın bölgede sergilediği bu alternatif olma potansiyelini bir zamanların Refah Partisi'nin çıkışına benzetiyorum. 12 Eylül darbesinden sonra gerçekleştirilen ilk mahalli seçimlerde Refah Partisi'nin Van ve Urfa'da belediye başkanlıklarını kazanması, ardından Konya, İstanbul gibi yerlerde belediyecilik anlamında sergilediği başarılar, bugünkü AK Parti şahsında söz konusu siyasal çizgiyi iktidara taşımıştı. HÜDA PAR da bu performansını, tutturduğu bu çizgiyi sürdürürse en azından bölgede ciddi bir alternatif, ileride iktidar bile olabilir.
Tek parti rejiminin inkarcı, retçi, asimilasyoncu baskılarından bunalan Kürtlerin öfkesini, tepkisini, mağduriyetini, mazlumiyetini istismar ederek yerelde iktidar olan, ama belediyecilik anlamında Kürtlere hendek ve çukurlardan başka bir şey kazandırmayan siyasal hareketin bu gelişmeden pek memnun olmaması da bunun bir kanıtıdır. Son olarak DEM adını alan siyasal hareketin, günlerdir dilinden düşmüyorlar nitekim. Bir bakıma Kürtleri, Kürt oylarını çantada keklik görme konforları bozulmuş gibi canhıraş saldırıyorlar. Özellikle Serkan Ramanlı adeta kimyalarını bozmuş, derin endişelere sevk etmiş onları.
Mesela Batman belediye başkan adaylarının, bir futbol maçında, her iki tarafın beyanlarına göre tesadüfen Serkan Ramanlı'yla yan yana gelmesi ve bu buluşmanın fotoğraf karesine yansıması üzerine, adamı partiden ihraç ettiler. Sonra da iddialarına göre "Kürt düşmanları" ile bir araya gelmeyeceklerini zehir zemberek ifadelerle ilan ettiler. Yüz yıldır Kürtlerin varlığını inkar eden, Dersim, Zilan, Koçgiri gibi katliamlardan geçiren, Şeyh Said'i, Seyyid Rıza'yı idam eden, Kürtçeyi yasaklayan, Kürt diyeni hapse tıkan bir geleneğin temsilcisi siyasal bir partiyle gizli açık ittifak kurduğuna, "kent uzlaşısı" gibi ne anlama geldiği belli olmayan kavramların gölgesinde kol kola girdiğine bakmadan hem de.