15 Temmuz Anadolu’yu işgal girişiminden 2 gün önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan bir iddianame var: FETÖ Çatı İddianamesi. Mezkûr iddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) yurt dışında kurgulanan bir proje olduğuna dikkat çekiliyor: “Ekonomik, sosyal, kültürel, dini, idari, istihbari ve uluslararası boyutlara sahiptir. Din kisvesi ile gizli çıkar örgütleri üzerinden Türkiye ve İslam toplumlarını içinden dönüştürmek için yurtdışında kurgulanmış bir yapıdır. Suç ve çıkar örgütlerinden farklıdır. Türkiye ve İslam’ı yeniden biçimlendirmek için kurgulanmış toplumsal, politik mühendislik projesidir.”
İşgal girişiminin kahraman Müslüman Anadolu halkı tarafından püskürtülmesinin ardından devlet içindeki FETÖcülere yönelik operasyonlar sürüyor. Bu kapsamda Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da çok sayıda hâkim ve savcıyı görevden aldı. Görevden alınan birçoğu da ya tutuklu veyahut kanun kaçağı, aranıyor! Bu yeni vaziyet 28 Şubat’ın unutulan mahkûmları için de bir umut oldu. Çünkü tutuklanan veya kanun kaçağı olan hâkim ve savcıların çoğu 28 Şubat davalarına bir şekilde müdahil olmuşlar ve mağduriyetlerin giderilmesi hususunda atılan adımlar ket vuran isimler.
Şu an cezaevlerinde ibretlik bir durum var. Unutulan 28 Şubat mahkûmları, kendilerini zindana atan veya 20 yıldır zindanda tutulmasına sebep olan zevatla yan yana koğuşlarda kalıyorlar. Haklı olarak da unutulan 28 Şubat mahkûmları soruyor: “Bizleri terörist diye tutuklayanların gerçek hüviyetleri ortaya çıktı, terörist onlarmış. O hâlde biz niye hâlâ içerideyiz?”
28 Şubat mağduriyetlerin giderilmesi için yıllardır mücadele veriyoruz. Kurumsal olarak da Kökler Derneği bünyesinde Hukuk Birimi kurduk. Devlet nezdinde yaptığımız girişimlerde hep şu soruyla muhatap olduk: “Haklısınız da bunun hukukî altyapısını nasıl hazırlayacağız?” Haklıyız ama... Düşünebiliyor musunuz, 20 yıldır suçsuz yere cezaevinde tutuluyorsunuz ve sizin bu mağduriyetinizi gidermekle mükellef yetkililer sizi dinledikten sonra “Haklısın, 20 yıldır boşu boşuna cezaevinde yatıyorsun ama” dedikten sonra mezkûr soruyu soruyor, ne yaparsınız?
Yetkilileri “hukukî altyapıyı” hazırlamaktan kurtaracak formülü bulduk! Kökler Derneği Hukuk Birimin’den Avukat Hamza Uçan, FETÖ mensubu oldukları gerekçesiyle atılan hâkim ve savcılarla ilgili HSYK’nın yazdığı Kurul Kararı’ndaki şu ifâdelere dikkat çekiyor: “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yargı kuvveti içerisinde; organizasyonu ve hiyerarşik yapısı bulunan, Devlet yargısına alternatif olarak faaliyet gösteren, örgütlü olarak yargı içerisinde yuvalanan, kendinden olmayan herkesi düşman kabul edip kullanamadığı kişileri de düşman sayan, örgüte boyun eğmeyenleri ve farklı düşünen herkesi düşman görüp hedef hâline getirerek yargı kararları ile emniyet operasyonlarının hedefi haline getiren, istihbarat toplayan, operasyon kararı alan, emniyet ve yargı üzerinden toplanan istihbarata göre örgütün üst düzey yöneticilerinin verdiği kararın icrasına başlayan, basın ve yayın üzerinden linç girişimi gerçekleştiren, topluma yönelik algıyı yöneten, örgütte yer alanları kahramanlaştıran, unutturma sürecini tekrarlayan, suç faili veya masum olduğuna bakılmaksızın birçok kişiyi yargı eliyle mağdur eden, çözümü mümkün olmayan abartılı, ayrıntıya boğulmuş, gerçeklerin gizlendiği, kasıtlı, taraflı ve delilsiz davalar açan, bu davalarla Türkiye’nin mafya ve terörle mücadele ettiği algısı yaratan, Devletin birçok kurumuna yerleşen Paralel Devlet Yapılanması Terör Örgütü isimli bu yapının yargıdaki uzantıları oldukları ve cemaat cuntası şeklinde paralel bir yargı gücü oluşturdukları görülmüştür.”
HSYK, FETÖ’nün basın, polis, savcı ve hâkimler üzerinden kendilerine rakip gördükleri yapıları nasıl kumpas kurarak cezaevine attıkları gayet açık bir şekilde yazmış. Dikkat edin, biz yazmıyoruz, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yazıyor!..
Başka söze hacet var mı!
Ve Sayın yetkililer, sizin bu mağduriyetleri gidermeye gönlünüz var mı!
Teşekkür: Hayatımın en anlamlı günleri göz açıp kapayıncaya kadar geçti ve vatana döndüm. Hac vazifesini sıkıntısız ifası için ellerinden geleni yapan, başta Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez Bey olmak üzere emeği geçen herkese çok teşekkür ederim, Allah razı olsun.