Bütün Kürtlerin ezbere bildiğim kadim bir halk hikayesidir bu: Rivayet edilir ki, Dêrewera aşiretinin kudretli ağası Teyfo Ağa aylar sonra ilk kez dağdan inerek köydeki evine gelir ve hemen sıcak bir banyo yapmak için karısına hazırlık yapmasını söyler. Serşok denilen yerde sobaya odunlar atılır, büyük bir gümüş kazanda su ısıtılır ve Teyfo Ağa’ya haber verilir. Teyfo Ağa banyo yapmak amacıyla soyunmaya başlar. Karısı başını yıkarken kulağına fısıldar “ağam tedbirsizlik yapıyorsun, düşman sahibisin ve pencerenin kenarında yıkanıyorsun”... Onlar bu konuşmayı yaparken Teyfo Ağa’nın düşmanları da evin etrafını sarmış ve düşman aşiretin başı pencerenin hemen altında onları duyacak kadar yaklaşıp pusuya yatmıştı. Teyfo Ağa yüzündeki sabunu başına dökülen su ile seyreltirken karısına şunu söyler “Kadın kadın, sen bilmez misin ki, benim düşmanın beni karımın gözleri önünde beni vuracak kadar namert değildir”... Bu sözleri pusuya yattığı yerde duyan aşiret reisi, Teyfo Ağa’yı vurmaktan vazgeçer ve ertesi gün barış yapmak için Teyfo Ağa’ya haber salar.
Bu halk hikayesinin sıkıca sarıldığı ahlaki sonuç, düşman bile olsa herkesin bir parça saygıyı hak ettiğidir. Ama düşmanına saygı duymak ancak erdemli kişilerin başaracağı zor bir iştir.Çünkü yüreğinde bir parça sevgi, bir parça merhamet barındırmayanlar erdemli davranmayı başaramazlar.
Şemdinli’de küçük bir çocuğun babasını hem de bir bayram gününde ve hem de evine misafir kılığında gelerek öldürmek alçaklığın karesidir artık. Hiçbir dil, hiçbir kültür, hiçbir din, hiçbir ideoloji bu büyük merhametsiz düşkünlüğü açıklayamaz. İnsan olmaktan vazgeçmedikçe, bu akreplik asla yapılabilir bir şey olamaz.
Ama, insan kılığındaki Kandil vampirleri, bu onursuz vahşeti ‘’ Halkımıza ve Kamuoyuna’’ bir bildiriyle açıklamak ve sahiplenmekte bir sakınca görmüyorlar. Tek amaçları var; herkesin gözünü korkutmak ve yapabileceklerinin sınırsızlığını herkese göstermek. Can almaktan başka hiçbir uzmanlığı bulunmayan bu canilerin, daha çok kan dökerek vaat ettikleri şey, cehennemden başka bir şey olmaz.
Dinle Küçük Adam!
Sen kimliğini, kişiliğini, insani özelliklerini ve kadim değerlerini öğle yemeği niyetine tek tek yemiş ve geriye onlardan en küçük bir kırıntı bile bırakmamış olabilirsin. Babalarını küçük çocuklarının gözü önünde her bayram katlediyor olabilirsin. Utanmadan evlere ‘’Allah’ın bayram misafiri olarak girip her türlü taciz ve tecavüzde bulunuyor olabilirsin. Ve en küçük utanma duygusu hissetmeden bütün bu canilikleri gururla sahipleniyor olabilirsin.
Ama Unutma Küçük Alçak Adam; Sen artık Kürt değilsin, çünkü Kürtler tarihlerinin hiçbir döneminde bu ve benzer alçaklıklara asla alkış tutmadılar. Asla böyle sefil barbarlığa prim vermediler ve her zaman sefil ahlaksızlık ile kendi aralarına aşılmaz duvarlar ördüler.
‘’HPG; AKP’liler Hedefimiz’’ manşetini atarak açıkça sivilleri hedef alacağını dünyaya ilan ediyorsun. Eğer o dünya senin bu manşetini gördükten sonra, seni savaş suçu mahkemelerinde yargılamıyorsa, hepsine lanet olsun. Ama ben insanlığın senin bu lanetli yüzünü görüp kısa zamanda iplerini pazara çıkaracağına inanıyorum. Biraz sabret, o günler çok yakın!
Siz artık Kürtlerin hiçbir şeyi değilsiniz. Siz bütün tarih boyunca en çok Kürtleri katleden eli kanlı bir terörist örgütsünüz. Üç kelime Kürtçe öğrenme zahmetine katlanmadan Kürtlerin ölüm fermanını veren katiller sürüsüsünüz.
Öldürülecekler listesini sadece AKP’lilerle sınırlayarak çok ayıp ediyorsunuz. Gelin ve bütün insanlığı öldürün; gelin ve yeryüzünde bütün canlıları öldürün. Gezegende tek canlı kalmayıncaya kadar taş üstüne taş bırakmayınız...
Not: FETÖ ile mücadelenin TRT’de büyük ciddiyet ve hassasiyetle yapıldığını ve hatanın yok denecek kadar az olduğunu öğrendim. Bu vesileyle TRT’yi tebrik ederim.