Guatemala sınırına yakın bir kent olan Copan, görsel açıdan en etkileyici Maya kalıntılarından birine evsahipliği yapıyor. Müzesi, hiyeroglif merdiveni ve hükümdarların büstleri... Hepsi çok etkileyici. Şehrin yemekleri de çok lezzetli.
Önceki haftalarda Guatemala’da geçirdiğim günlerle ilgili iki yazı yazmıştım. Antigua’ya duyduğum sevgiyi de anlattım ama neden bunca sevdiğime yeterince değinmedim sanırım. Bu sevginin bir nedeni de kapısından girer girmez kendimi evimde hissedeceğim bir yerde konaklamış olmamdı. Gelirinin bir kısmını Guatemala’da eğitimin geliştirilmesi amacıyla kurucularından olduğu vakfa aktardığı bir pansiyon işletiyordu Ramelle. Reklam yapmayı sevmediğinden ancak tanıdığı kişiler aracılığıyla ulaşabiliyorsunuz ona. Geceliğine 10 ABD doları ödediğim bu cennet mekandan o kadar etkilendim ki bir türlü ayrılamadım. Ramelle, 22 yıl önce Guatemala’ya yerleşmiş bir ABD’li. Ülkeyle o kadar bütünleşmiş ki senelerdir ABD’ye gitmemiş. Sanki oralı olduğunu bile unutmuş. Geleneksel sanatlara duyduğu hayranlığı hemen hissediyorsunuz. Yemyeşil, cıvıl cıvıl bir avlunun etrafında yer alan odaların ve misafirlerinin de kullanabildiği mutfakla salonun duvarları çeşitli ülkelerden satın aldığı mask, ahşap eser ve tablolarla dolu. Kendinizi etnoğrafya müzesinde gibi hissediyor, ilk anda sizi içine çeken bu vahada olduğunuz için sevinç ve şükran duyuyorsunuz.
ORTA AMERİKA’NIN ÖNEMLİ MÜZESİ
Guatemala’da geçireceğim zaman sınırlı olup yollarda çok vakit harcamak istemediğimden en önemli Maya şehirlerinden Tikal’i ziyaret etmekten vazgeçmiştim. Tikal son derece büyük ve orman içinde kurulu bir Maya kenti olduğu için etkileyiciydi evet ancak Honduras’ta, Copan kenti yakınında bulunan Las Copan Ruinas, yani Copan kalıntıları da önemli Maya kalıntılarından sayılıyordu. Tikal ve Meksika’daki Teotihuacan ile karşılaştırıldığında çok küçüktü ancak diğerlerinden çok daha fazla sayıda heykele sahipti. ‘Hiyeroglif Merdiveni’ adı verilen merdivenlerdeki iyi korunmuş hiyerogliflerden Maya hükümdarlarının büstlerine pek çok eser bulunuyordu Copan’da. Kalıntıların bulunduğu alandaki Maya Müzesi de Orta Amerika’nın en önemli müzelerinden biri olarak kabul ediliyordu.
Copan, Kolomb öncesi kurulan bir kent. Eski bir Maya şehri. Mayalar, M.S. 736’ya doğru en parlak devrini burada yaşamış. Bütün bunları okuyunca Copan’ı ziyaret etmeye karar verdim. Böylece bir başka ülkenin havasını da solumuş olacaktım. Ramelle de birkaç yıl önce gittiği kalıntıların çok etkileyici olduğunu, benimle gelebileceğini söyleyince çok sevindim. Biletlerimizi aldık ve sabah 4’te bizi alacak minibüs için hazırlandık.
GUATEMALA’DAN ÇOK FARKLI
Yolculuk, verilen kahvaltı molasıyla birlikte yaklaşık altı saat sürdü. Minibüsten iner inmez gördüğümüz ilk otele girdik, kişi başı 13 dolar istenen odalardan birer tane tutup duşumuzu aldık. Hafif bir öğle yemeği yedikten sonra Copan kalıntılarını görmeye gittik. Mayaların bıraktığı eserlerin ne kadar etkileyici olduğunu görmek için önce müzeyi ziyaret etmeyi seçtik. Böylece eserleri bir arada görme şansı bulacaktık. Müze gezimizin ardından kısa bir yürüyüşle kalıntıların bulunduğu bölgeye geldik. Ağaçlar arasındaki alanda restorasyon çalışmaları sürüyor. Sanırım hiyeroglif merdivenlerinin restorasyonu tamamlandığında Copan’ı ziyaret eden kişilerin sayısında büyük bir artış olacağını söylemek pek zor değil.
Maya sanatı meraklılarının kolaylıkla iki gün geçirebileceği söylenen alana sabah gitmek en iyisi ancak Copan’a öğlene doğru vardığımız için güneş altında gezmek zorunda kaldık. Copan, kalıntıları ziyaret etmeye gelen turistlere hizmet vermek amacıyla açılmış otel, restoran ve hediyelik eşya dükkanlarıyla dolu ufak bir kent. Çok turistik bir mevsimde gitmediğimiz için ortalıkta turistten çok Honduraslı vardı. Doğrusu bu benim hoşuma gitti. Böylece ülke insanını gözlemleme şansı bulabildim. Honduras, komşusu Guatemala’dan oldukça farklı. Örneğin Guatemala’da kadınların çoğu geleneksel giysileri tercih ederken, belki de sıcak havanın etkisiyle, Honduraslı kadınlar rahat, terletmeyecek giysiler seçmiş. Guatemala’daki kadar sevecen bulmadım Honduraslıları. Belki turistlere Guatemalalılar kadar alışkın olmadıklarındandı, bunu bilmek zor. Kısa bir yolculuktu ancak özel bir yol arkadaşıyla yaptığım ve etkileyici Maya eserlerini gördüğüm için unutamayacağım gezi anılarımın arasına Honduras’ı da koymadan edemedim.
COPAN’DA OTANTİK KAHVALTI
KALDIĞIMIZ otelde yemek olmayınca kahvaltımı kasabanın merkezindeki pazar yerinde yapmaya karar verdim. Pazarın ortasındaki ‘pupuseria’lar tam biz Türklere göre! Peynir, fasulye püresi, et veya bir tür sarmaşık tomurcuğu olan ‘loroco’ ile doldurulmuş ‘pupusa’ların tanesi bizim paramızla 1 lira. Yanındaki domates sosu, pancar ve lahana turşusuyla bence dört dörtlük bir kahvaltı. Cafe San Rafael’in sahipleri kendi çiftliklerinde yetiştirdikleri kahveyi kullanıyorlar. Sokaklarda meyve soyup satanlar var, onları da ziyaret etmeyi unutmayın. Pek hoş bir portakal soyma aleti gördüm. Satanı bulsam bir tane de ben alacaktım.
Ödemeler ABD dolarıyla yapılıyor
HONDURAS, Türk vatandaşlarından vize istemiyor ancak Guatemala’dan çıkarken 10 Quetzal (1 Q=0.22 TL), Honduras’a girerken 60 Lempira (1 L=0.09 TL) çıkış-giriş harcı ödemeniz gerekiyor. Gümrük işlemleri kolayca halloluyor. Sınırda pek çok kişi para bozmak için bekliyor. İlk anda yapacağınız harcamalar için az bir para bozdurabilirsiniz. Her iki ülkede de ufak tefek şeylerin dışında ödemelerinizi ABD dolarıyla yapabiliyorsunuz.
KALINTILARA MOTORLU TAKSİLER GİDİYOR
MERKEZDE hemen parkın yanında tuktukçular hazır bekliyor. Güneydoğu Asya’da olduğu gibi burada da ulaşım, motorlu mini taksilerle sağlanıyor. Tabii turistlerden fazla para almak onları hiç rahatsız etmiyor, yani baştan pazarlık yapmak şart. Kişi başı 15 Lempira verdik, rehberler onun bile fazla olduğunu söyledi. Müze ve kalıntıları ziyaret etmek için de 22 ABD doları ödemeniz gerekiyor.
İSPANYOLCA ÖĞRENMENİN EN GÜZEL YOLU
GUETEMALA’DA olduğu gibi Honduras’ta da dil kurslarına kaydolmak mümkün. Bizimle birlikte Honduras’a geçen Kaliforniyalı Brian, önceden ayarladığı dil öğretmeni Maria ile hemen o gün buluşup İspanyolca eğitimine başlamıştı. Dil öğrenmenin bir başka yolu da bölgede gönüllü İngilizce öğretmenliği yapmak. Mayatan Bilingual School, bölgedeki çocukların İngilizce öğrenmesine olanak sağlayan, kar amacı gütmeyen bir okul. Böylece öğretirken öğreniyor ve yararlı bir iş yapmış oluyorsunuz. Yerli halkla tanışmak için bundan daha güzel bir imkan olabilir mi?