Smaug’un Çorak Toprakları filminde Hobbitler bu defa topraklarını koruyabilmek için yolculuğa çıkıyor. Ama karşılarında artık sadece Orklar değil, dev ejderha Smaug var... Film, müthiş koreografi ve aksiyon sahneleriyle dikkat çekiyor.
Peter Jackson’ın Hobbit üçlemesinin ikincisi Smaug’un Çorak Toprakları, yaratıcı ve eğlenceli bir aksiyon filmi. Yönetmen Jackson,Yüzüklerin Efendisi serisinin başarısının ardından J.R.R. Tolkien’in mitolojideki iyi ile kötü mücadelesine yaşadığı dönemin politik olaylarını çağrıştıran metaforlar yükleyerek yarattığı fantastik alemi beyazperdeye aktarmaya devam ediyor.
Hobbit serisi, Yüzüklerin Efendisi’nde izleyicinin büyülü Orta Dünya’yı bütün o tuhaf yaratıkları ve tüyler ürpertici mekanlarıyla karşısında bulmasının sarsıcı etkisiyle boy ölçüşemez. Yüzük Kardeşiliği’nin kuruluşu öncesinde meydana gelen olayları anlattığı için karşı konulmaz bir merak unsuru oluşturuyor. Jackson da artık sürpriz bozulduğu için daha fazla aksiyon ve mizaha yer vererek sadık takipçilerini eğlendirme yoluna gitti.
Hobbit: An Unexpected Journey/ Beklenmedik Yolculuk, 1937 tarihli romanın uyarlamasını merakla bekleyen hayran kitlesini tatmin edememişti. Smaug’un Çorak Toprakları’nda ise ‘ortadaki film’ olarak parabolün tepe noktasına tırmanmalıydı ki yeniden ilgi çeksin ve kitlesini final için hazır etsin! Hobbit, özgün dilinde 300 sayfadan kısa bir roman. Senaryo ekibi, ondan üç film çıkarabilmek için konuyu zenginleştirme kaynağını Tolkien’ın The Quest of Erebor adlı öyküsünde bulmuş. Ama alışık olduğumuz temalara boyut kazandırma, içeriği derinleştirme çabası yok... Hatta ilişkilerde ve diyaloglarda Tolkien atmosferinden uzaklaşıp ana akım Hollywood duygusallığına tehlikeli biçimde yakınlaşıyor senaryo!
FANTAZİ SEVERLER KAÇIRMASIN
Orta Dünya’da yaklaşan savaşa katılmaları için cücelerin birleşmesi gerekiyor: Thorin Meşe anavatanları Yalnız Dağ’daki yer altı şehri Erebor’a dönüp orayı vaktiyle basıp halklarını yok eden ve hazinelerini alan ejderha Smaug’un elinden Arken Taşı’nı almazsa birleşme olmaz... Gri Büyücü Gandalf’ın hırsızlık yeteneği yüzünden bu göreve atadığı hobbit Bilbo Baggins ve cüceler yola düşüyor. Orklar da peşlerine... Devasa örümceklerin yuvalandığı ormandan geçiyor, Orman Elfleri’nin eline düşüyor, oradan kaçıp kayıkçı Bard’ın yardımıyla Göl Şehri’ne giriyor, Erebor’a ulaşıp Smaug ile savaşıyorlar...
Filmi, devamı haftaya yayınlanacak bir televizyon dizisi bölümü gibi en heyecanlı yerinde bırakana kadar yaşanan bu macera müthiş koreografiler yapılmış aksiyon sahnelerinin art arda sıralanmasından oluşuyor. Özellikle boş şarap fıçılarının içine saklanıp çavlanlarla dolu bir nehirde orklarla savaşarak kaçtıkları sahnelerin koreografisine hayran olmamak elde değil. Erebor’da güçlü ve kurnaz ejderha Smaug ile baş etmeye çalıştıkları sahneler de son derece iyi tasarlanmış ve zamanlanmış.
Filmi gerçekleştiren ekipler dört filmlik birikime ve deneyime sahip olduğu için hemen her unsurda mükemmeli yakalayabiliyor. Ho Şi Min kentiyle Amsterdam karışımı Göl Şehri ve dağın içinde taştan oyulmuş Erebor, Smaug’un Çorak Toprakları’nda için yaratılan heyecan verici yeni mekanlar.
Serinin, fantastik sinemanın ve aksiyonun meraklısı olmayanların özellikle bu filmde bulabilecekleri bir şey yok ama ‘kulüptekiler’in çok keyif alacağı garanti!
Orijinal adı: The Desolation of Smaug
Yönetmen: Peter Jackson
Senaryo: Fran Walsh, Philippa Boyens, Peter Jackson, Guillermo del Toro
Oyuncular: Ian McKellen, Martin Freeman, Richard Armitage, Ken Stott, Aidan Turner, Luke Evans, Evangeline Lilly, Orlando Bloom, Lee Pace,
Yapım: 2013, ABD, 181 dakika.