Cezaevlerinde bırakın hastaneye gitmeyi, hemen yanı başımızdaki revire çıkmak bile büyük bir hâdiseydi. Hele bir de ‘terör’den içerideyseniz... Cezaevindeki doktora muayyene olmanız için yönetim ‘gerekli’ hazırlıkları yapana kadar siz hastalandığınızı unutuyordunuz. “Her şeyin başı psikoloji” diyen devlet anlayışı bizleri, doktorsuz iyileşeceğimize ve hukuk olmadan adalet sağlanacağına inandırmak için çok uğraştı!.. Kendi kendimi, “Oğlum Yakup, sen hasta değilsin, trup gibisin” diye telkinler yaparak tedavi etmeye çok çalıştım. Lâkin, her ne kadar bünyem “Tamam tamam, iyiyim bir şeyim yok” dese de böbrekteki taşa bir türlü laf geçiremiyordum. Kerata, oynayıp duruyordu. “Bana sökmez telkin melkin, ben oynarım ağa” deyip bana da horon teptiriyordu!
Tabi bu anlattıklarımın üzerinden çok zaman geçti. Geçtiğimiz hafta kamuoyuna bomba gibi düşen bir haber beni ziyadesiyle mesut etti! Bizler hapishane içindeki revire çıkmanın hayallerini kurarken şimdi özel hastane hizmeti verilmeye başlanmış. İnternet diliyle konuşmak gerekirse: “Hayaller revir gerçekler özel hastane!” İlk defa bu ifade kalıbı ‘müspet’ anlamda kullanıldı; ben de tarihe geçmiş oldum!
Tarihe geçen sadece ben değilim. Bu müthiş hizmetten ilk yararlanan Ömer Faruk Kavurmacı da tarihe geçti. Kaç kişiye nasip olur, özel hastane yoluyla tahliye edilmek. Kısmetli birisiymiş. Kısmeti böylesine açık birisi, ülkemizdeki ‘özel adaletten’ faydalanıp beraat de eder! Sayın Kavurmacı bir an önce, “tekrar cezaevine girer miyim” endişesinden kurtarılmalı. Bu kaygılar içinde, değil uzun süre araç kullanmak scooter bile kullanamaz! Büyük ihtimâlle Sayın Ömer Faruk Kavurmacı, adaletin tesis edileceğine dair sarsılmaz inancından dolayı bahsettiğim kaygıyı taşımıyordur. Bizim kuruntumuz işte!..
“Bu şanslı kişi kim” diye soracak olursanız kısaca tanıtayım: Kendileri Fethullahçı Terör Örgütü’ne üye olmak suçlamasıyla tutuklanmıştı. 15 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın da damadı.
Kavurmacı, FETÖ’nün para kaynağı olan işadamlarının kurduğu TUSKON üyesi. 2014 tarihinde FETÖ’cü işadamlarının tam tekmil bulunduğu toplantıda TUSKON Başkanı Rıza Nur Meral Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı şu sözlerle tehdit etmişti: “Yakın gelecekte kimlerin inlerde yaşadığını, kimlerin saklanacak in arayacağını, kimlerin müsvedde kimlerin asıl olduğunu herkes görecektir.”
FETÖ’cü terörist Meral’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tehdit etmesini hararetle alkışlayanlar arasında Sayın Kavurmacı da vardı. Gece uyuyamıyor diye özel hastaneden rapor alıp tahliye olan Kavurmacı demek ki o gece iyi bir uyku çekmiş. Görüntülerden ben öyle anladım!..
Yukarıda yazdığım üzere, cezaevinden özel hastaneye sevk uygulaması beni çok sevindirdi. Aklıma, 20 yılı aşkındır hapiste olan 28 Şubat mahkûmları geldi. Meselâ Ali Acar. Kendisinin ağır solunum rahatsızlığı var. En hafif bir kokuda bile vücudu kabarıyor. Nefesi kesiliyor. Tek başına bir hücrede yaşamak zorunda. Sivas davasından yıllardır yatanlar. İlerleyen yaşın ve ömür yiyen dört duvarın sebep olduğu hastalıklarla uğraşıyorlar. Hâ keza Şahmerdan Sarı Hocaefendi…
İnşallah, ismi yazıklarım ve yazamadığım Kemalist/FETÖ mağduru mahkûmlar da bu yeni hizmetten faydalanıp tahliye olurlar. Elhamdulillah, ülkemizde özel hastane sayısı arttı. İzdihama mahal vermeden tez zamanda adaletin özel hastanelerde tesis edileceğine şeksiz şüphesiz inanıyor, tıp dünyasına saygılarımı sunuyorum!..
Çocukken hastane duvarlarında gördüğüm ama son zamanlarda göremediğim, sus işareti yapan hemşire ablanın tekrar ortaya çıkması da enteresan; hayrolsun!..