Kasaplarının, sokak kedilerini, köpeklerini paylaşarak beslemekle kendisini sorumlu sayıldığı bir merhamet medeniyetinin çocuklarıydık biz..!
Şimdilerde dostlarının, arkadaşlarının özellerini, lüzumu halinde kullanmak üzere gizli gizli kayda geçirip istiflemek ve cemaatinin, gurubunun faydası adına şantaj malzemesi olarak kullanmayı vazife belleyenlerin aramızda dolaştığı bir millet haline geldik..!
Ticarethanelerinin kapılarını ardına kadar açık bırakan bir güven ortamında asırlardır hayat sürerken, mahrem yatağında bile sükûnet içerisinde istirahat edemeyecek derecede birbirinden şüphe eder hale nasıl geldik..!
Nasıl oldu da, soyları, sopları aynı, isimleri birbirine benzeyen, hatta çoğunun meşrepleri bile aynı istikamette olduğu söylenen medeniyet çocukları bir birine karşı bu kadar acımasız ve zalim oldu..!
Şüphesiz ki, bu zelil duruma medeniyetimizin birlik dinamiklerinden uzaklaşmakla indik..!
Her bünyede zaman zaman olabileceği gibi, millet bünyemiz de tarihin belli bir sürecinde kaptığı virüsler sebebi ile halsiz düştü ve özüne dikkat etmeden çareyi batı medeniyetine tabi olmakta bulduk..!
Halbuki yükseldiğine kanarak imrendiğimiz batı medeniyetinin çıkmak için kullandığı merdiven bizim insanlığın hizmetine sunduğumuz ilmi ve bilmi keşiflerimizden başka bir şey değildi..!
Sahip çıkamadık..!
Batının büyük bir pişkinlikle ilmi ve ekonomik zenginliğimizi çalması, babasının malıymış gibi şifreleyip sonrasında egoistçe insanlığa karşı zulüm aracı olarak kullanması dünyada adaletsizliğin zirveye çıkmasına sebep olmuştur..!
Çünkü ilim ve bilim, ancak merhamet ruhunun elinde olursa insaflı paylaşım ve adalet olur.!
Maalesef o ruh batılı da olmadığı için, o gün bu gün insanlar arasında derin uçurumlar oluşmuş ve büyük bir adaletsizlik hüküm sürmüştür..!
Uzaktan mum ateşinin ışığına kanmış bir pervane böceği gibi, cazip gözüken Batı’nın yaldızlı ışıklarına kandık..! Yaklaşıp ateşin etrafında pervane gibi dönmeye başladık. Döndükçe başımız döndü, sarhoşladık. Yavaş yavaş batı bizi içine çekti, çekti ve sonunda ateşe düşüp yandık..!
Çok büyük zayiat verdik. Medeniyet çocuklarımızdan bir bölümü o yangınla hem dünyalarını hem ahiretlerini kaybetti. Bir asırdan fazla bir süredir esir düştük, esaret şartları altında geçen bunca zaman zarfında kendimizi bile tanıyamaz hale geldik, başkalaştık..!
Son yıllarda değerlerimiz ve kutsallarımız doğrultusunda ciddi terakkiler kaydetsek de sıkıntılarımız bitmiş değil..!
Hz. Peygamber gibi, alemin varlığının müsebbibi saydığımız bir kutsalımızı, devletimizin bekasına kast eden bir fitneye malzeme olarak kullanma cüretini gösterenler çıkabiliyor..!
İslam adamlığı kartvizitiyle fitneyi teşvik edenler çıkabiliyor..!
Salya sümük, kovalar dolusu gözyaşıyla, insanların imanlarını, vicdanlarını, ceplerini, birliğini ve muhabbetini boğmaya kalkanlar çıkabiliyor..!
Devlete ve Millete ciddi sıkıntılar yaşatabiliyor..!
Ama son süreçte yaşananlar çerçevesinde, halkımızla çeşitli vesilelerle yaptığımız istişarelerde, sosyal inceleme ve araştırmalarda gayet açık bir şekilde görüyoruz ki;
Devir CHP diktatörlüğü devri değil, Devir aldatan Mason Demirel devri değil, devir Millet adamlarının devri, ve;
Millet gerçeğin farkında, kafasında fötr şapka varmış, sırmalı asker kasketi varmış veya Mekke’den gelme namaz takkesi varmış fark etmiyor..! Millet koparılan son tantana’yı da yutmadı..!
Millet, kendisine hizmet edeni, değerlerine samimi bir şekilde saygı duyanı ve uğrunda kefenleri ile yola koyulanları gayet iyi tanıyor..!
Hizmet’çi kılığındahainlik yapanları da..!
Vesselam..
Twitter; @ahmethamdicamli