"Hizmet, cemaat” diye diye milletin dini hissiyatlarını sonuna kadar istismar ettiler...
Mütedeyyin kesimlerden topladıkları paraları Mao artığı, Lenin artığı, Marks artığı, Stalin artığını ne kadar müptezel varsa yedirdiler.
Paralel Yapı’nın ekranlarına çıkan, gazetelerinde yazan oralardan bir çuval dolusu para alan tiplerin ne geçmişleri ne bugünleri dini hassasiyetle örtüşmedi, örtüşmüyor.
Hatta dini değerlerle, milli değerlerle kavga etmiş, alay etmiş tipler çoğu!
Bu tipler ne hikmetse, Paralel Yapı’nın en sevdikleri!
Daha önce defalarca eleştirdiğim Mao artığı Şahin Alpay (ki ben ona darbecileri savunduğu için Albay demeyi uygun buluyorum) bu kez de Kur’an-ı Kerim ile alay etme cüretine kalkışmış!
Şehitler için “Onlara ölüler demeyin. Bilakis diridirler siz bilemezsiniz” mealindeki Bakara Suresi 154’üncü ayetini diline dolamaya kalkışan Şahin Albay bu cüreti Paralel Yapı’nın televizyonunda göstermiş... Kim hayret etti?
Biz Müslümanlar, bırakın Kur’an’ın bir ayetini inkar etmeyi, bir harfinin bile değiştirilmemiş olduğuna iman ederiz.
Her bir harfini, her bir ayetini ve topyekun hepsini iman esaslarımız arasında sayarız.
Hiçbir kutsala küfretmeyiz, hakaret etmeyiz bu da bizim inancımızın gereği.
Hal böyleyken kendisini dini bir cemaat olarak tanımlayan Paralel Yapı’nın yayın organına çıkan Mao artığı Şahin Albay, Müslümanların dini kitabında yer alan bir ayeti kerime ile alay etme cüretine yelteniyor!
Tayyip Erdoğan düşmanlığını pişireyim derken...
Erdoğan’ın şehit cenazesinde okuduğu ayeti kerimeyi diline dolayıp kutsala hakaret ediyor!
Ne diyor Şahin Albay?
“(Bizim dinimize göre) dedi... (Şehitler ölmez, yaşamaya devam ederler) dedi. Bu ne demek yani? Ben çok merak ettim yani... Bizim bunca askerimizin, polislerimizin aileleri, anneleri, babaları, eşleri, çocukları, kardeşleri... Nasıl karşılıyorlar böyle lafları(!) Bu lafın manası şu açıkçası... Üzülmeyin... Üzülecek bir şey yok. Onlar zaten yaşıyorlar... Ölmediler. Cennete gittiler. Yahut yaşıyorlar... Yahu...”
Her fırsatta başörtülü kadınları adliye önlerine, banka önlerine, emniyet binaları önlerine yığıp Kur’an-ı Kerim ve cevşen okutan...
Geceler boyu teheccüd namazı kılıp dua/beddua seansları düzenleyen...
Paralel Yapı’nın Maocu artığı Şahin Albay, parasını aldığı insanların kutsalına “laf” diyerek dil uzatıyor!
Böyle bir yapının, Kur’an-ı Kerim’in bir ayetine “laf” diyen müptezele söyleyecek sözü yok mudur?
Yoksa sadece “Erdoğan düşmanlığı” ortak paydasıyla bir araya gelenler, bu Mao artığı müptezellerin kendi kutsallarına da hakaret etmesinden hiç mi rahatsızlık duymazlar.
“Hakara makara”yı dillerine dolayanlar Şahin Albay’ı ne yapacaklar göreceğiz!
‘Ülke can, o cam derdinde’
Başlık sevgili dostum Turgay Güler’in Genel Yayın Yönetmeni olduğu Güneş gazetesinin dünkü manşeti.
Aydın Doğan’ın düştüğü durumu izah etmek için atılmış iyi bir manşet.
***
Aydın Doğan’ın Hürriyet’i son bir haftada iki kez protesto edildi. Protestolar haklı, cam çerçeve kırılması haksız ve kabul edilemez eylemlerdir.
Hal böyle iken, Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin’in çıkıp televizyon ekranına kalp krizi geçirecek edasıyla “can derdi”nden söz etmesi “pireyi deve yapmak”tır ve hedef şaşırtma girişimidir!
Zira ülke can derdindedir ve her gün canlarımız yanmaktadır.
***
Star gazetesine yönelik bombalı eylem girişimi...
Ve Star Medya Grup Başkanı Murat Sancak’a yönelik suikast girişimi karşısında suspus olan...
Hatta işin içinde “bityeniği” arayanların birkaç cam çerçeve olayını kocaman bir meseleye dönüştürmeleri kendi yaptıkları “ayıpları” örtmeye yöneliktir.
HDP’li vekillerin fütursuzluklarına çanak tutan...
DHKP-C terör örgütüne terör örgütü diyemeyen...
Eş Başkan Selahattin Demirtaş’ı pazarlayan...
Şehit cenazelerindeki acıyı sonuna kadar köpürterek istismar eden...
Ve son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından söylenmeyen bir sözü söylemiş gibi haber yapan Hürriyet, kendi ayıplarını bu fevri çıkışları bahane ederek örtmeye çalışıyor.
Evet, Hürriyet’in camının çerçevesinin kırılmasına karşıyım.
Ama yağma yok!
“Hükümet şiddet ile arasına mesafe koysun” diyen Sedat Ergin’in hedef şaşırtması bu kez tutmaz.
Zira yakın geçmişiniz, Taksim’i işgal eden illegal örgütleri aklamakla...
PKK teröristlerini “cici kız” göstermekle dolu.
Siz terörist seven, terörizmi meşrulaştıran, yalan haber ile algılara yön veren yayınların baş aktörüsünüz...
Ve bu artık bilinen bir gerçek!