İsrail geçen hafta aynı günde iki ülkenin sınırlarını ihlal etti.
Lübnan'ın başkenti Beyrut'da Hizbullah'ın iki numarasına, İran'ın başkenti Tahran'da HAMAS'ın bir numarasına suikast düzenledi.
Evet iki ülkenin sınırlarını ihlal ederek operasyon düzenledi.
Egemen ülkeler bu tür operasyonlara karşı güçlü tepki verirler.
İran ve Lübnan ne tepki verdiler ve ne yapabilirler?
İran, dini liderinden devrim muhafızlarına kadar çok sert tepki verdiler. Cevabın çok ağır olacağını söylediler.
Aslında her iki suikast doğrudan İran'ı hedef alıyordu.
Çünkü suikast Beyrut'ta yapılmış olsa da, Hizbullah İran'ın doğrudan desteklediği bir örgüt.
İsmail Heniyye suikastı ise İran'ın kalbi başkent Tahran'da düzenlendi.
İran ilan ettiği gibi çok ağır cevap verebilir mi?
Bekleyip göreceğiz.
Ancak daha önce verdiği benzer tepkiler göz önünde bulundurulduğunda genel kanaatin İran'ın ağır cevap veremeyeceği istikametinde olduğunu görüyoruz.
İran cevap verecekse yine ya Hizbullah ya da Husiler aracılığıyla bir şeyler yapabilir.
Bu ne kadar caydırıcı olur onu da bekleyip göreceğiz.
Peki Lübnan İsrail'e cevap verebilir mi?
Maalesef Lübnan'ın devlet olarak öyle bir gücü yok. Çünkü öyle bir orduya sahip değil.
Geçmişte mesela 2006 yılında İsrail günlerce Beyrut'u bombalarken bile cevap veremedi.
Lübnan'da hem güçlü bir ordu yok hem de güçlü cevap verecek siyasi yapıya sahip değil.
Cumhurbaşkanı Maruni, başbakan Sünni Müslüman, meclis başkanı Şii Müslüman olan bakanlıkların ve önemli mevkilerin cemaatler arasında paylaşıldığı bir sistem var.
1989 yılına kadar Maruni ağırlıklı bir yönetim vardı. Diğer cemaatler yetkisiz ve etkisiz görünüyordu.
Nitekim iç savaş kaçınılmaz olmuştu.
14 yıl süren bir iç savaştan sonra 1989 yılında Taif'te yapılan bir anlaşmayla devlet bürokrasisinde eşit paylaşım getirildi.
Meclis sandalyeleri Müslümanlarla Hristiyanlar arasında eşit paylaşılıyor.
Bakanlıklar da eşit paylaşılıyor.
Dört önemli bakanlık (dışişleri, içişleri, adalet ve savunma )dört büyük cemaat (Katolik, Ortodoks Sünni Şii) arasında paylaşılıyor.
Devletin yüksek börokratik makamları ise 10 cemaat arasında paylaşılıyor.
Maruniler 43, Katolik Rumlar 13, Ortodoks Rumlar 11, Ortodoks Ermeniler 3, Aleviler 2, Mesihi azınlık 1, Latinler 1, Sünni Müslümanlar 34, Şii Müslümanlar 33, Dürziler 12 bürokratik makama sahip oluyor.
Bu makamlar isim isim belli. Bu sütun onları yazmaya elverişli değil.
Denge sağlanmaya çalışılmış.
Mesela Genel Kurmay Marunilerde, iç güvenlik Sünnilerde.
Lübnan'da böyle bir yapı var.
Bu yapı bırakın İsrail'e cevap vermek ülkenin en önemli sorunlarını bile çözümsüzlüğe terk etmiş görünüyor. Hele liman patlamasından sonra problemler iyice katmerleşmiş.
Mesela başkent Beyrut'a bile birkaç saatliğine ancak elektrik verilebiliyor.
Ama hayat devam ediyor.
Halk çözümü kendisi üretmiş. Her sokak başında bir güçlü jeneratör kurmuşlar, sokaktaki evler kablo çekerek ve okuma saati kurarak o jeneratörden elektrik alıyor ve kullandığı miktara göre jeneratör sahibine ödeme yapıyor.
Dolayısıyla kendi iç işlerini düzenleyememiş bir devletin İsrail e cevap vermesi imkân harici.
Lübnan'da İsrail'e cevap verebilecek tek silahlı güç Hizbullah'tır.
Evet Hizbullah Lübnan ordusundan daha güçlü ve İsrail'e karşı savaşabilecek güce sahip. 2006 yılında İsrail ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattığını tüm dünya gördü.
HAMAS 7 Ekim operasyonunda Hizbullah'tan ve Ramallah'tan (FKÖ) gereken desteği görmediğini açıklamıştı!
Hizbullah demek İran demektir!
İran eğer ağır bir cevap verecekse bunu ancak İsrail'e sınırı bulunan Hizbullah vasıtasıyla verebilir!(Aslında İran'ın Suriye'de de çok sayıda milisleri var ama Suriye'den saldırma ihtimali yok denecek kadar zayıf. Husiler ise sınırda değil)Hizbullah bugüne kadar zaman zaman İsrail'e füzeler gönderdi ve 500 cana mal olan saldırıya da uğradı.
Fakat bu saldırıların hiçbiri İsrail'i caydırıcı güçte olmadı!
Bu kriz inşallah bölgesel bir savaşa evrilmez.