Haşa kitabımız Kuran'da geçen Allah dostlarını kastetmiyorum. Lübnan'daki Hizbullah ismini kullanan oluşumu kastediyorum.
Bir hafta önce Arap Birliği toplantısında terör örgütü ilan edilen Lübnan Hizbullah'ı konusunda Türkiye kamuoyunun yeterli bilgiye sahip olduğu kanaatinde değilim.
Bu hizip Lübnan'da resmen tanınan, mecliste vekilleri bulunan aynı zamanda silahlı kuvvetlere sahip, çok sayıda yayın organına hükmeden İran destekli Şii bir örgüttür.
***
Suriye, Irak ve Yemen'de zulme ortak olmuş ellerine masum kanı bulaşmış bir örgüt.
Hizbin genel sekreteri bu gücünü sık sık hatırlatarak tehditlerini sürdürüyor.
İran'la irtibatı da gizli değil. İran dini liderine bağlılar.
Bu politikasıyla İran adına attığı her adım bölgedeki barışı gittikçe zora sokmaktadır.
İran bu hizip ve diğer silahlı örgütler eliyle bölgede etkinliğini sürdürüyor.
İran destekli Husiler'in Riyad'a attığı füze üzerine Arap Birliği toplanarak bu hizip dahil İran'ın desteklediği örgütlere karşı tedbir bağlamında bir dizi karar aldı.
***
Buraya kadar hepsi normal. Arap Yarımadasını kuşatan İran politikalarına karşı bölge yönetimlerinin bu tepkisi anlaşılabilir bir tepkidir.
İran'ın bölgeye bu denli müdahalesi engellenmelidir.
Lakin bunu yaparken bölgenin bağrına saplanmış işgal yönetimiyle birliktelik görüntüsü, üstelik bu hiziple birlikte HAMAS'ın da terör örgütü ilan edilmesi inandırıcılıktan uzaktır.
***
Zira HAMAS, Filistin'in işgale karşı direnen kuvay-ı milliyesidir. Meşru bir direniş örgütüdür. Katar'a ambargo uygulayan ülkelerin HAMAS'ı terör örgütü ilan etmesi Arap Birliği'nin Hizbullah'a karşı tavrına da gölge düşürmektedir.
Çünkü HAMAS'ın tek düşmanı işgalci İsrail'dir. HAMAS işgalci devletin nazarında terör örgütüdür.
***
Hizbullah'a gelecek olursak. Bu hizbin mezhepçi politikaları Lübnan'ı da tehdit etmektedir. Ama Lübnan'da meşru bir parti konumunu sürdürdükçe ve devlet yönetimine ortaklığı devam ettikçe terörist ilan edilmesi Lübnan devletini de terörist ilan etmekten farksızdır.
Önce Lübnan devleti böyle bir karar almalıdır, lakin hizbin Lübnan'daki gücü göz önünde bulundurulursa bu da imkansızdır.
Lübnan devletinin böyle bir karar alamayacağını Lübnan'ı tanıyanlar çok iyi bilirler.
***
Yapılması gereken bu hizbin silahlı gücünü Lübnan ordusuna devrederek denetim altına alınmasıdır.
Tıpkı Irak'taki Haşd-i Şabi'nin Irak ordusuna ilhakı gibi. Irak ordusuna bağlanmışsa da ipleri yine ordu dışındaki liderlerinin elindedir. Fakat buna rağmen artık resmen sorumlu olan merci Irak hükümetidir ve hem kontrol hem de müdahale yetkisi vardır. Dolayısıyla uluslararası denetime de açıktır.
Lübnan'daki hizip dahil bütün silahlı oluşumlar için de benzer bir çözüm üretilmelidir.
Yoksa bu hizip bahanesiyle İsrail'in Lübnan'ı bombalamasına zemin hazırlanması sadece siyonistleri sevindirir.
Arap Birliği'nin, Siyonizme hizmetiyle temayüz etmiş olan darbeci Mısır yönetiminin peşine takılıp HAMAS, Dünya Müslüman Alimler Birliği dahil benzer oluşumları terör örgütü ilan etmesinin hiç kimseye faydası yoktur.