İdrak çağrısı-4
“Oldukça karışık bir resim çıkıyor. O gecenin tam belli bir resmi yok.” diyor önce ama hemen peşinden “Fakat bence kesinlikle Gülen hareketi önemli bir rol oynadı. Onların yanında belki Fethullahçı olmayan elemanlar da vardı, olabilir. Fakat kesinlikle Gülen hareketi rol oynuyor.”
Bu sözler İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore'a ait. CNN Türk'te Hakan Çelik'in sorularını cevaplandırırken söylüyor.
Büyükelçi, Gülen hareketinin “terör örgütü” sayılıp sayılmaması noktasında çok net değil, “belli bir süreç var böyle adlandırmak” için diyor, ayrıca olayın “Pensilvanya'daki Fethullah Gülen ile bağlantısını biliyor muyum? Bilmiyorum” diye cevap veriyor.
Alman istihbaratının Darbe girişimi – Gülen ilişkisi konusunda daha ikircikli açıklamalar yaptığını biliyoruz.
Bu yazıyı, “Darbe girişiminin arkasında FETÖ var mı yok mu?” konusunu netleştirmek, ayrıca bu konuda Batı'da sergilenen tavırları analiz etmek için yazmıyorum.
İltisakları, iç – dış bağlantıları, bizzat idare ettikleri ya da oyuna geldikleri vs... bunlar tek tek araştırılabilir, ama bence 15 Temmuz'da o Yapı'nın elemanları kesin olarak yer aldı.
Tayyip Erdoğan'ı yok etmek istedikleri, bunun için geceler boyu “Kahhariye” okudukları, medya dilinin zehire bulandığı, devlet içindeki unsurların paralel devlet çarpıklığı sergiledikleri, Yapı'nın bütün alt kademelerine keskin bir Erdoğan düşmanlığı zerkedildiği biliniyor.
Bizzat ben yazdım: “Amerika ile, Avrupa ile birlikte olup, Tayyip Erdoğan'ı, bir Müslüman dileri dövmek istiyorsunuz, onu gözünüze kestirdiniz” diye.
N'oldu? Sonunda darbe girişimi gibi, 250 insanın katledilmesi, binlerce insanın yaralanması gibi, yani milletle savaşmak, özellikle dindarn toplum kesimleriyle vuruşmak gibi bir noktaya gelindi.
Olay, dini zeminde oluşan bir yapının fesadı gibi bir durum ortaya çıkarıyor.
Bu yönüyle geçmişteki Hizbullah çılgınlığına, Aczimendi çarpılmasına benziyor.
Hani içerde – dışarda bir düşman odak, Müslümanlara karşı kumpas kurmak üzere bir oyun planlasa, Hizbullah'ın “mezar evler”i, domuz bağı işkenceleri, bir Müslüman kadını kaçırıp işkenveye tabi tutup öldürmeleri, bir Müslüman ilim adamını domuz bağı ile öldürmeleri gibi işlerle....
Ya da Aczmendiler'in yerden pıtırak gibi bitip sokaklarda meydan okuyan tavırlarla yürümeleri gibi işlerle....
İslam'ı – Müslümanları yanyana getirme gibi bir cinayete imza atamazdı.
Hizbullah hnareketi içinde samimiyetle yer alanlar bugün o kabus gibi hafızayı unutturmaya çalışıyorlar.
Aczmendiler gibi bir tavcırla bugün islami bir çalışma yapılabilir mi, hiç sanmıyorum.
Gülen hareketi içinde bir hizmet ve iyilik hareketi diye bulunanlar, olayın nereden nereye geldiğine bakabiliyorlar mı bilmem.
Darbe girişimi ve 250 şehit. İnsanların bayrağı, salayı, ezanı, tekbiri yüreğine alıp, FETÖ'ye öfkesini bildirdiği bir gündem. Bayrak, sala, ezan, dua, tekbir.... dini zeminde oluşmuş bir yapı adına bütün bunlarla karşı karşıya gelmek nasıl bir şey?
Soru çalmak... Aman Allah'ım!
İnsanlar için suç dosyası üretmek. Aman Allah'ım!
Gavur kalesinde Müslümanları vurmak için silah konuşlandırmak. Aman Allah'ım!
Kendi memleketini Mekke, Amerika'yı Necaşi ülkesi gibi sunmak. Aman Allah'ım!
Olay, Tayyip Erdoğan'la kavga gibi sınırlandırılarak işin içinden çıkılabileceği sanılıyorsa heyhat!
Hizbullah gibi oldunuz, Aczmendiler gibi oldunuz. Belki hatta daha kötü. Kötü, şu anlamda, Hizbullah, Aczmendi, bunlar küçük yapılardı kolayca bloke edildiler.
“FETÖ” damgası, içinde öylesine akıl almaz cinayetleri barındırıyor ki, bu kir nasıl temizlenir, bilene aşk olsun!
Bu bagaj, dini zeminde oluşmuş bir yapıya taşıttırıldı. Samimi hislerle yola çıkmış insanlara taşıttırıldı. Onun için soruluyor, “Bu, başından beri mi bir kumpastı Müslümanlara?” diye. Yüzbinlerce masum insanın emeği heba oldu, artı İslam adına cürüm işlendi.
İdrak çağrısı yapıyorum onun için. Taşımamak lazım bu bagajı. Bu, bir müslüman yüreğin taşıyacağı yük değil çünkü. Nihayetinde İslam'a bedel ödetiliyor çünkü.
İZİN: İki hafta süreyle izin istiyorum. Yeniden buluşmak dileğiyle Allah'a emanet olunuz.