Bizim memlekette bir futbol bir de televizyon yazarlığı en kolay yapılan iştir.Hal böyle olunca özellikle platformlardaki re-run mantığını kimse anlayamadı.Bir örnekle anlatayım, bir film düşünün, bir platformda bir ay içerisinde değişik saatlerde çeşitli kereler yayınlanabilir.İster haftada 1’den dört kere yayınlarsanız, ister haftada 2’den 8 kere, sayı platform ile tüketici arasındaki ilişki belirler.Kesin olan şey re-run diye bir filmi arka arkaya aynı kanalda yayınlayamazsınız.Bu sadece filmler için değil belgeseller içinde geçerli olan bir durumdur.Çarşamba günü saat 13.30 dolaylarında ekrana gelen Amerikan Toplayıcıları’nın aynı bölümü, çarşamba akşamı saat 18.00’de de yayınlanmaz mesela...İlla 2 bölüm yayınlayacaksanız, başka başka eski bölümler yayınlarsınız.Hoş bu aralar History Channel akışında anlamadığım başka şeyler de oluyor.Mesela bir süre önce Türkiye’de yayını sona eren Crime and Investigation adlı kanalın tanıtımları History Channel’da arka arkaya ekrana geliyor.Giden tanıtımın bu kadar çok yapıldığına ilk kez şahit oluyorum....
Müşfik Kenter deyince aklına Alf gelenler
Müşfik Kenter deyince insanın aklına Bir Garip Orhan Veli gelir, Arzu Tramvayı gelir, Mikado’nun Çöpleri gelir.Ya da ne bileyim beyaz perdeden Sevmek Zamanı ya da daha popüler kültür işi Amerikalılar Karadeniz’de 2 gelir.Tüm bunlar yerine akla “Alf’i seslendiren adam” ya da “Sağlık Bakanlığı’nın sigaranın zararlarını anlattığı kamu spotunu seslendiren adam” geliyorsa yazık demektir.Müşfik Kenter, Türk Tiyatrosu’nun en başarılı ve istikrarlı sanatçılarından biriydi.Sadece Alf ile anılmayacak kadar çok da hatıra bıraktı hepimize...Mekanı cennet, hepimizin başı sağolsun...
Terörün ekmeğine yağ sürmek
Terörün en büyük gıdası cephane değil haberdir.Haberini bol yaparsanız cephane de bulur, o cephaneyi kullanacak adam da...Pazar akşamından beri yapılan yayınlar yetmezmiş gibi erkanlara PKK’lıların görüntüsünü getirmek teröre en büyük gıdayı vermektir.Farkında olan var mı?